Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tıpkı gece sokaklarda gördüğü şehir gölgeleri gibi, vahşi kayalıklar benzeri ücra sokaklar gibi, gecenin bir saatinden sonra bütün dünyanın gölgelerden yapılmış esrarlı bir yere dönüştüğünü Mevlut görüyordu..
Çevremize kapalı olmamak, onunla bütün etkileşimlerimizi daha iyi hissetmek için duyularımızı, gözlerimizi, burnumuzu, kulaklarımızı keskinleştiriyor muyuz? Bir kuşun süzülüşünü seyretmek, kırlangıçların cıvıltılarını, karatavuğun flütsü şarkısını duymaya zaman ayırmak, alaca baykuş esrarlı ötüşüyle sessizliği bölerken ufukta beliren kocaman, güzel dolunayı görmek için gece kalkmak... Şiirin hayatımıza dolmasına izin verdiğimiz an, tekdüzeliğe elveda deriz.
Reklam
Şiir için, nesir olmayan şey derler. Belliyi belirtmek gibi görünen bu tanımlama şiirin derin bir yönüne dokunmaktadır. Valery düzyazıyı yürüyüşe, şiiri raksa benzetir. Yürüyüşün açık bir hedefi vardır. Her yürüyüş, istenilen şeye çevrilmiş bir hareketi ifade eder. Bu hareketin tarzı, hız derecesi o şeyin cinsine ve uyandırdığı arzunun şiddetine
KLEOPATRA VE ÂŞIKLARI
Saray pırıl pırıl. Şarkıcılar hep bir ağızdan Destan okuyorlardı, filâvta ve rubabın akışıyla. Melike sesiyle ve bakışıyla Canlandırıyordu ziyafeti ihtişam içinde. Gönüller sürükleniyordu onun tahtına doğru Fakat altın tasın önünde, O, birdenbire daldı derinlere Mucizeli başını, omuzuna eğip durdu. Ve şimdi muhteşem ziyafet sanki
Aleksandr PUŞKİNKitabı okudu
Biz; gökte, suyun altında, çiçeklerin büyümesinde birçok bilinmeyen şey olduğunu düşünüyorduk. Fakat Alimler Meclisi; bu işlerde esrarlı bir taraf bulunmadığını, Alimler Meclisi'nin her şeyi bildiğini söylerdi. Aslında biz de öğretmenlerimizden birçok şey öğrendik. Dünyanın düz olduğu, güneşin onun etrafında dönerek gece ve gündüzü meydana getirdiği gibi... Denizlerde esen ve kocaman gemilerimizin yol almasını sağlayan bütün rüzgârların isimlerini, insanların hastalıklarını tedavi etmek için onlardan nasıl kan akıtılacağını öğrendik...
Sayfa 8 - Plato Film Yayınları
Mizahın İntikamı
Ömer Seyfeddin'in 1919 tarihli kısa hikâyesi “Gizli Mabed”, Avrupalıların İstanbul'daki “gerçek” Şark ile ilgili takıntılarını mizahi bir gözle ortaya koyar. Hikâyenin kahramanı, Pierre Loti değilse bile ona benzeyen biridir; hayranı oldugu yazarın İstanbul'daki hayatla ilgili kitaplarının, özellikle de Aziyade'nin etkiyi altında kalmış genç bir
Reklam
"Büyük ve aydınlık gözleri vardı. Ne garip kendisi için sönen bu gözler, başkaları için pırıldıyordu. Yalnız dışarısını aydınlatan esrarlı meşale. Işıktan mahrumdu, ışık saçıyordu... Adına körlük denilen o karanlık duvarın arkasından nur fışkırıyordu... Geceydi, ama yıldızı olan gece.
Sayfa 107Kitabı okudu
SOKAKTA BİR DELİ! Pencerenin önünden seslendim: —Holmes!... O sabah sokağı seyrederek vakit geçiriyordum. Cevap alamayınca yine seslendim: —Holmes!. —Ne var? —Sokakta deli var. —Tımarhaneye mi götürüyorlar? —Hayır, başıboş dolaşıyor...yürekler acısı bir manzara... adamcağızı ne diye sokağa bırakmışlar? Günah… Dostum gerindi, tembel
  Veda Birçok Türkçünün maddi, manevi yardımıyla çıkmakta olan Orkun, onu idare edenlerin yorgunluğu yüzünden kapanıyor. Bu kararı verenlerin ızdırabı büyüktür. Uzun konuşma, tartışma ve danışmalardan sonra, yapılacak başka bir şey olmadığı için bu neticeye varılmıştır. Yurdun her tarafındaki genç Türkçülerin, bu sonuç karşısında duyacakları
esrarlı gökyüzündeki ay gibi gece esrarlı sır ipeği örüyor etrafına usulca yorgun bir kuş gibi o, pervazdan havalanıp konuyor düşüncelerimin kurumuş ağacına
Sayfa 130
438 öğeden 281 ile 290 arasındakiler gösteriliyor.