Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
428 syf.
10/10 puan verdi
Seks hukukunun hayret verici tarihi!
Harika bir kitabın incelemesi ile karşınızdayım. Kitap, benim için belki de bu senenin en iyi kitabı olacak, çünkü okumadıklarımın önüne geçecek kadar iyi bir kitap okuduğumu düşünüyorum (üşenmemişim 172 alıntı paylaşmışım :D). Öncelikle biraz yazardan bahsedeyim. Yazarımız bir hukukçu ve araştırmacı-gazeteci. Bu kitabında Antik Uygarlıklardan
Seks ve Ceza
Seks ve CezaEric Berkowitz · Kolektif Kitap · 2015575 okunma
631 syf.
10/10 puan verdi
TUZAĞA DÜŞTÜK!!
Nereden başlayalım?:) Plaine Monceau Semtinde, 17. Arrondissement'da, Médéric, Jadin, De Chazelles ve Léon Jost sokaklarının oluşturduğu dörtgeni yanlamasına kesen Simon Crubellier Sokağı'nın aşağı yukarı ortasındaki binadayız. Serdik bütün parçaları önümüze. Elimizdeki yapboz tamamen bitince anlam kazanacak, biliyoruz. Tıpkı Perec'in
Yaşam Kullanma Kılavuzu
Yaşam Kullanma KılavuzuGeorges Perec · Yapı Kredi Yayınları · 1996138 okunma
Reklam
Bütün antik çağ tarihi derslerinde, birer devlet yapısı olarak monarşiyle cumhuriyet arasındaki mücadeleden söz edildiğini duyacaksınız. Oysa olayın özü, kölelerin insan sayılmamasıydı: Yurttaş değil, insan sayılmıyordu köleler. Roma hukuku onları birer eşya olarak görüyordu. İnsanı, onun kişiliğini koruyan öteki yasalar şurada dursun, insan öldürmenin yaptırımlarını belirleyen yasalar bile köleleri kapsamıyordu. Yalnızca köle sahiplerini koruyordu bu yasalar, çünkü yalnızca onlar her türlü hakka sahip yurttaşlar olarak görülüyordu. İster monarşi olsun ister cumhuriyet: Monarşi, köle sahiplerinin monarşisi; cumhuriyet, köle sahiplerinin cumhuriyetiydi. Bütün haklardan yalnızca köle sahipleri yararlanıyordu. Kölelerse, yasalara göre birer eşyaydı; kölelere istenildiği kadar şiddet uygulanabileceği gibi, öldürülmeleri de suç sayılmıyordu. Köleci cumhuriyetlerin iç yapılanmaları farklıydı: Aristokratik cumhuriyet de vardı, demokratik cumhuriyet de. Aristokratik cumhuriyette ayrıcalıklı küçük bir kesim seçimlere katılabiliyordu. Demokratik cumhuriyette herkes katılabiliyordu seçimlere; ama köleler dışında herkes; yani bütün köle sahipleri. Devlet sorununu en fazla aydınlatan, devletin özünü olanca çıplaklığıyla gösteren, bu yüzden de asla unutulmaması gereken temel nokta budur.
M.S 300
Roma hukuku kişilere göredir. Oysa köle, kişi değildir. Eşya, hayvan ve öteki şeyler kategorisindedir.
Türcülükle ilişkilendirirsek: Kedi, köpek hayvan; inek, koyun, tavuk değil?*
Oysa olayın özü, kölelerin insan sayılmamasıydı: Yurttaş değil, insan sayılmıyordu köleler. Roma hukuku onları birer eşya olarak görüyordu. İnsanı, onun kişiliğini koruyan öteki yasalar şurada dursun, insan öldürmenin yaptırımlarını belirleyen yasalar bile köleleri kapsamıyordu. Yalnızca köle sahiplerini koruyordu bu yasalar ...
Sayfa 28 - *Hayvanlar satılmasın; inekler, tavuklar, koyunlar satılabilir. Hayvanlar öldürülmesin; inekler, tavuklar, koyunlar, balıklar öldürülebilir. Hayvan öldürene ceza verilsin ama biz her gün ölü hayvanlar yiyelim.
Batı uygarlığının üç dayanak noktası var: Roma hukuku, Yunan felsefesi ve Hristiyanlık. Roma hukukunda insanlar kesin olarak ikiye ayrılmıştır: Köleler ve vatandaşlar. Bu hukukta köle, insan yerine konmaz, eşyadır. Eşya gibi alınır, satılır, hiçbir şeye sahip olma hakkı yoktur. Köle, hakkın süjesi değil, objesidir. Kölenin bir efendisi, yani sahibi vardır. Bu efendi kölenin üzerinde mutlak bir tasarruf hakkına sahiptir. Onu ister satar, ister yaşatır, ister öldürür. Bir efendinin serveti ve şerefi sahip olduğu kölenin sayısıyla ölçülür. Köle tıpkı eşya gibi babanın mirası arasında çocuklara intikal eder, toprakla birlikte, toprağın tamamlayıcı parçası veya teferruatı arasında üçüncü kişilere satılır. Kölenin kazancı efendiye aittir. Bu, toprak mahsulünün toprağın sahibine ait olması gibi/kadar doğal sayılır.
Sayfa 54 - İzKitabı okudu
Reklam
online eğitimle eşya hukuku alan Martin Eden;)
Kıza sahip olmak, bildiği bütün zilyetliklerden tamamen farklıydı, şüpheli ve belirsiz bir tasarruftu.
Sayfa 33
“Kazanılması/Kaybedilmesi bakımından Mülkiyet”
a) Aslen İktisab : Mülkiyet ilişkisi bir eşya üzerinde ilk defa mülkiyet tesis etme. Örnek: avlanma, mantar toplama b) Devren İktisab : Mülkiyete konu bir nesne üzerinde egemenlik hakkı sahibinin değişmesi demektir. Örnek: alım-satım, kira
Bütün antik çağ tarihi derslerinde, Monarşiyle cumhuriyet arasındaki mücadeleden söz edildiğini duyacaksınız. Oysa olayın özü, kölelerin insan sayılmamasıydı: Yurttaş değil, insan sayılmıyordu köleler. Roma hukuku onları birer eşya olarak görüyordu.
Kur'an'ın beşer kelamı olamayacağının sonsuz delillerinden birkaçı
Kur’ân’ın hak kelamullah (Allah’ın kelamı) olduğuna âit deliller çoktur. Teferruatına girmeden bu delillerden bir kısmını bahsedip sıralayacağız. -1. BELÂGATİ VE TAKLİT EDİLEMEMESİ -2. GAYBDEN HABER VERMESİ -3. GENÇLİĞİ VE ESKİMEMESİ -4. KUR’ÂN’DAKİ İLİMLERİN İNSANÜSTÜ OLMASI -5. GERÇEKLEŞTİRDİĞİ BÜYÜK İNKILAB -6. BAŞTA HZ. MUHAMMED (ASM) OLARAK
Reklam
Bütün antik çağ tarihi derslerinde, birer devlet yapısı olarak monarşiyle cumhuriyet arasındaki mücadeleden söz edildiğini duyacaksınız. Oysa olayın özü, kölelerin insan sayılmamasıydı: Yurttaş değil, insan sayılmıyordu köleler. Roma hukuku onları birer eşya olarak görüyordu. İnsanı, onun kişiliğini koruyan öteki yasalar şurada dursun, insan öldürmenin yaptırımlarını belirleyen yasalar bile köleleri kapsamıyordu. Yalnızca köle sahiplerini koruyordu bu yasalar, çünkü yalnızca onlar her türlü hakka sahip yurttaşlar olarak görülüyordu. İster monarşi olsun ister cumhuriyet: Monarşi, köle sahiplerinin monarşisi; cumhuriyet, köle sahiplerinin cumhuriyetiydi. Bütün haklardan yalnızca köle sahipleri yararlanıyordu. Kölelerse, yasalara göre birer eşyaydı; kölelere istenildiği kadar şiddet uygulanabileceği gibi, öldürülmeleri de suç sayılmıyordu. Köleci cumhuriyetlerin iç yapılanmaları farklıydı: Aristokratik cumhuriyet de vardı, demokratik cumhuriyet de. Aristokratik cumhuriyette ayrıcalıklı küçük bir kesim seçimlere katılabiliyordu. Demokratik cumhuriyette herkes katılabiliyordu seçimlere; ama köleler dışında herkes; yani bütün köle sahipleri.
Bütün antik çağ tarihi derslerinde, birer devlet yapısı olarak monarşiyle cumhuriyet arasındaki mücadeleden söz edildiğini duyacaksınız. Oysa olayın özü, kölelerin insan sayılmamasıydı: Yurttaş değil, insan sayılmiyordu köleler. Roma hukuku onları birer eşya olarak görüyordu. İnsanı, onun kişiliğini koruyan öteki yasalar şurada dursun, insan öldürmenin yaptırımlarını belirleyen yasalar bile köleleri kapsamıyordu. Yalnızca köle sahiplerini koruyordu bu yasalar, çünkü yalnızca onlar her türlü hakka sahip yurttaşlar olarak görülüyordu. İster monarşi olsun ister cumhuriyet: Monarşi, köle sahiplerinin monarşisi; cumhuriyet, köle sahiplerinin cumhuriyetiydi. Bütün haklardan yalnızca köle sahipleri yararlanıyordu. Kölelerse, yasalara göre birer eşyaydı; kölelere istenildiği kadar şiddet uygulanabileceği gibi, öldürülme- leri de suç sayılmıyordu. Köleci cumhuriyetlerin iç yapılanmaları farklıydı: Aristokratik cumhuriyet de vardı, demokratik cumhuriyet de. Aristokratik cumhuriyette ayrıcalıklı küçük bir kesim seçimlere katılabiliyordu. Demokratik cumhuriyette herkes katılabiliyordu seçimlere; ama köleler dışında herkes; yani bütün köle sahipleri. Devlet sorununu en fazla aydınlatan, devletin özünü olanca çıplaklığıyla gösteren, bu yüzden de asla unutulmaması gereken temel nokta budur.
248 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Yürekler sözle değil,ahlakla fethedilir.Aktörlerin etkisi film bitene kadar,hâl dilinin tesiri ise ömür boyu devam eder.Allah Rasûlü’nün kumandan,devlet başkanı gibi pek çok meziyeti vardı lakin Kur’an-ı Kerim O’nun üstün ahlakını öne çıkardı.Çünkü O’nun fert ve cemiyet planında yaptığı eşsiz inkılapta en büyük pay ahlakına aittir.Peki bizler de bu nebevi ahlâktan nasipdar olabilme adına nereden başlamalıyız? İşte bence bu sorunun cevabına kitabın daha ilk sayfalarından cevap buluyoruz.İşe ilişkilerimizden başlayabiliriz. İnsanın diğer varlıklarla ve kendisi ile kurması gereken ilişkileri 4 ana başlıkta incelenir; 1-İnsanın kendi nefsi ile ilişkisi 2-İnsanın Allah (cc) ile ilişkisi 3-İnsanın eşya (evren) ile ilişkisi 4-İnsanın insan ile ilişkisi Bu dört bağ 4 hukuku oluşturur 1-Hukuk-u nefs 2-Hukukullah 3-Hukuk-u eşya 4-Hukuk-u ibad Bu 4 hukukun ekseninde 4 anahtar kavram vardır; 1-İrade 2-İhsan 3-İsar 4-İkram Bu 4 kavram olmazsa yeri şu 4 tehlikeli kavram ile dolar; 1-Tembellik 2-Riya 3-Bencillik 4-İhanet Bu kitapta ise mezkûr ilişkileri rıza-i İlahi doğrultusunda nasıl düzene koyabiliriz sorusuna Kur’an-ı Kerimdeki eşsiz örneklerle cevaplar buluyoruz.Okudum bitti denilip rafa kaldırılacak bir kitap olmaktan ziyade ahlaki problemlerimizi ve ilişkilerimizi iyileştirecek bir reçete niteliğinde diyebiliriz.
İnsani İlişkilerde İlahi Ölçü
İnsani İlişkilerde İlahi ÖlçüMuhammed Emin Yıldırım · Siyer Yayınları · 20202,002 okunma
Roma Usul Hukukunun günümüz Medeni Usul Hukukunun temelini oluşturan bölümü ise, Sistem Dışı Yargılamadır. Medeni Usûl Hukukumuzda son yıllarda çok sıkça gündeme gelen İstinaf (Appellatio) kurumunun kaynağı da Roma Hukuku'dur. Bunun dışında, başta iddianın ve müdafaanın genişletilmesi yasağı olmak üzere usûl hukukuna ilişkin birçok konu ve kurum çağdaş hukuk sistemimizde yer almış olan Roma kaynaklı kurumlardır. Eşya Hukukumuzdaki, Mülkiyet, Zilyetlik, Sınırlı ayni haklar (İntifa hakkı, sükna hakkı, Rehin, İpotek, Üst hakkı, gene son zamanlarda en çok karşımıza çıkan kurumlardan Sponsorluk kurumunun kaynağı, Roma Hukukundaki Sözlü Akitler grubunda yer alan Sponsio'dur.
Sayfa 30 - Doğu Batı Yayınları - Nadi Günal
Nişanlı iken neler yapabiliriz?
Kendi başlarına karar verebilecek derecede yetişkin ve aklı başında olan nişanlıların eşya bakmak için de çarşıda dolaşmaları, konuşmaları ve birbirini daha yıkından tanımak amacıyla herkese açık mekanda oturmaları, yemek yemeleri nişanlılık hukuku çerçevesinde makul ve meşru görülmüştür.
82 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.