Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Etem UÇMAK

Etem UÇMAK
@eucmak
Ben sadece Mustafa Kemal ATATÜRK ve FENERBAHÇE sevdalısıyım ve Elhamdülillah Müslümanım.
Türk enerjisi, ancak, planlaşmış, nizamlaşmış, inzibatlaşmış bir çarka takıldığı zaman mucizeler doğurur. Hiçbir tarafı yapılmamış olan bir vatanın bayrağı Kahire'ye dikilmek için havaya giden bu enerji, boş Anadolu'yu zengin ve ümranlı bir vatan yapmak için hiçbir vakit kullanılmadı.
Sayfa 125Kitabı okudu
Reklam
Osmanlı saltanatı son bürokrat iken, bürokrasi bile tam Arap, yahut yarı Araptır. Türkleşmiş hiçbir Arap görmedikten başka, Araplaşmamış Türk 'e az rastgeliyordum. Osmanlı imparatorluğunda itibar, azınlığın imtiyazı olduğu için ve Türk unsuru imtiyazsız olduğu için herhangi bir Müslüman azınlığın çocuğu olmak, Türk olmaktan daha faydalı idi.
Bir kişi yaşamındaki olayları değil, yalnızca onları göğüsleme biçimini değiştirebilir.
Sayfa 41 - GOA YayıneviKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Cumhuriyetin 100. yılında mezarınan savaşan ve kazanan komutan: ATATÜRK
Biz Anıtkabir'e bir ölünün karşısında sap gibi durmaya değil, o ölünün fikirlerini anladığımızı, onun izinde daha büyük işler yapmak niyetinde olduğumuzu belirtmek için gidiyoruz; bunları anlamyanlar gidip sap gibi durmaya devam edebilirler. İlber Ortaylı.
Uyum
"Aferin, uyumlu ol!" dedi. "Uyum güzelliktir. Uyum, suyun özelliğidir. Su, sabrın simgesi, istiridyenin yurdudur. Su olmasaydı, inci de olmazdı. Sabırlı ol ki istiridye gibi inciler yapasın."
Sayfa 129Kitabı okudu
Reklam
Karşılıklı kabule dayalı olarak, planlı programlı bir şekilde yüksek öğrenim için Türk Cumhuriyetlerinden Türkiye'ye gelen ve en sade tanımı "ileride ülkelerinin yönetimine gelerek Türkiye ile ilişkiler geliştirecek kişiler" olan bu 10 bin kişi Türkiye için problem olarak görülürken, plansız programsız bir şekilde ve sürüler halinde Türkiye'ye giren 500 binden fazla Suriye'li mültecilerin bir sorun olark görülmemesi çok sade bir tercih meselesidir. Türkiye'nin Türk Dünyası ile ilişkileri ikincilleyip, maliyeti ne olursa olsun global güçlerin oyunlarında rol almaya aşırı istekli olduğunu gösteren yanlış bir tercih...
Sayfa 281 - İleri Yayınları.Kitabı okudu
"Bırakma! Bir kere de Atatürk gibi düşün."
İskandinav ülkelerinde bir atasözü vardır. Bir insanın yapması gerekenbir işi başaramayarak pes etme ve o işten vazgeçme eğilimine girmesi durumunda onu yeniden cesaretlendirerek teşvik etmek isteyenler; "Bırakma! Bir kere de Atatürk gibi düşün" derler. Doğrusu bu söze bizim atasözümüz olmak ne kadar da yakışırdı.
Sayfa 56 - İleri Yayınları.Kitabı okudu
Çocuk
- Yeni hayattan bahsedersek, açlıktan ölen cocukların haberlerini okudum geçenlerde. Eve fazla yiyecek almayın diyorum çocuklarıma, torunlarıma. Bir yanda çocuklar ölürken eve fazladan yiyecek almak içime sinmiyor çünkü. Siyasetçiler haberlerde ülkeyi anlatırken "aç yatan çocuk kalmadı artık" diyorlar, aç yatan çocuklar ölüyor demiyorlar ama. Buna çok üzülüyorum. Ama her karanlığın sonunun aydınlık olduğuna inanıyorum, bunca yaşımda bunu çok gördum. Sevgi, insanlara çok lazım olan bir şey. Sevilmek, başkasını sevmek, kimseyi hor görmemek; bu hayatta öğrendiğim en değerli duygular. Gençler hayatlarını iyi kursunlar, sevgiye ve saygıya önem versinler, ailelerine sahip çıksınlar. 100 yaşıma geldim, gördüm ki bu hayatta en önemli şey aile. Ben ailemden çok sevgi gördüm. Bütün aileler ve çocuklar mutlu olsun istiyorum.
Sayfa 44 - Mualla Er, 100 yaşında bir hanımefendi.Kitabı okudu
Evde birinin anahtarı, telefonu, yüzüğü ya da herhangi bir eşyası kaybolunca hemen büyükanneye başvururlardı. O da eline geçirdiği havlu olsun, mendil olsun ilk bezin köşesine bir düğüm atar, şeytanın çükünü bağladığını söylerdi. Sonra şeytana seslenir, o eşya bulunmadan çükünün düğümünü açmayacağını, onun da işeyemeyeceğini, çatlayarak öleceğini söylerdi. İşin tuhafı, Emre'nin de kaç kez başına geldiği gibi bu tehditten sonra o eşyanın hemen bulunmasıydı.
Sayfa 239 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Deneyimler göstermiştir ki başkalarından yardım almayan silahlı hükümdarlar ve cumhuriyetçiler büyük başarılar kazanırken, paralı askerlere güvenenler zarardan başka bir şey görmemişlerdir.
Sayfa 48 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Fakir BAYKURT'un yaşam sürecinde temel dinamik Gönen Köy Enstitüsüdür. 11 Mart 1940 tarihinde Gönen –Isparta’ya gelen İsmail Hakkı TONGUÇ ve arkadaşları yaptıkları incelemeler sonunda Göller Bölgesi’nde aydınlanma ve toplumsal dönüşüm merkezi olacak olan Gönen Köy Enstitüsünün yerini belirler. TONGUÇ o gün not defterine “ Köy çocukları burada okuyacaklar, mutluluğu gerçeklerde bulmanın düşlerde araştırmaktan daha kolay olduğunu anlayarak yetişecekler, mutlu olmanın, özgür ve bağımsız yaşamanın yoksul düşmemenin gizlerini bulacaklar” ifadelerini yazar. Cumhuriyet eğitim devrimcilerinin ilerici düşün dünyasının şekillendirdiği enstitüler pozitif ayrımcı, ilerici, özgün, işlevsel eğitim sistemiyle kapılarını, pencerelerini yoksul halk çocuklarına açıyordu. Fakir Baykurt da öksüz, yoksul bir köy çocuğu olarak 1943 yılında bu aydınlık kapıdan içeri girer ve Gönen Köy Enstitüsünde kendisini yeniden yaratır.
Güldikeni YayınlarıKitabı okudu
"Sarhoşluktan öte bu... çılgınlık... insanın öfkeden gözünün dönmesi... insanın korkunç, delice bir saplantıya kapılması, öyle ki hiçbir biçimde alkol zehirlenmesiyle kıyaslanamaz..."
Sayfa 32 - Yakamoz EdebiyatKitabı okudu
Kitapları bir kadın gibi sevenler, yalnız bekâr odalarının azabını daha az duyarlar. Ellerinde bir kitapla yattıkları, baş uçlarındaki lambayı yaktıkları zaman, bahtiyar bir evlilik hayatının tekrar edilen saadetini hissederler.. Kitaplarla zifafa girmesini bilen adam, beşerliğinden [insanlığından] kurtulmaya başlamıştır. Ve biz daima, daima beşeriz [insanız].
Sayfa 65 - Venedik YayınlarıKitabı okudu
Contentum suis rebus esse maximae sunt divitiae. En büyük zenginlik kendi kendine yetebilmektir.
Sayfa 96 - İnkılâp KitabeviKitabı okudu
101 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.