Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Serhat Akdeniz yazdı... EFELYA ROMAN İNCELEME Bugüne kadar belki kimse bu kadar iyi anlatamadı diye başlamak istiyorum. Adına "aşk" dediğimiz bu "ruhsarı yangın telepatiyi". Okumaya başlayıp biraz ilerlediğinizde "abanoz ağacını delmeye çalışan bir ağaçkakan" gibi nefesinizi kesecek. Roman'ın
Lars von Trier - Melancholia (spoiler içerir)
Aynı'nın cehenneminde, Atopik Başka'nın gelişi kıyameti haber veren bir hal alabilir. Bir başka deyişle: Bugün Aynı'nın cehenneminden kurtularak Başka'ya yönelmemizi sağlayacak tek şey kıyamettir. Lars von Trier'in Melancholia filmi de kıyamet benzeri bir olayın, bir felaketin bildirilmesiyle başlar. Felaketin lafzi anlamı
Reklam
Çocukluk: Sıkıntılar İçinde Bir Memur Ailesi Bizim yaşlarımızda, çocuk yaşta, en çok giyilen şey, cızlavet lastikler vardı. Başka türlü ayakkabı falan alamazdık. Ama amcam bize zaman zaman bayramda ayakkabı alırdı. Doktor amcam... Zaten elini öperdik amcamın bayramlarda. 5 lira, 2,5 lira falan para verirdi. Onları da getirir koşa koşa annemize
_Muhteşem bir şey, bir yerlerde keşfedilmeyi bekliyor. _Kozmos’un keşfi, kendi kendimizin keşif yolculuğudur. _Hayal gücü bizleri çoğu zaman bilinmedik diyarlara götürür ve o olmadan hiçbir yere ulaşamayız. Kuşku da bize, düş ürünüyle gerçek arasındaki farkı bulmamızı ve varsayımlarımızı sınamamızı sağlayan yolu açar. Bütün o buluşlarla keşifler,
_Işık bekliyor, fakat karanlığa sığınıyoruz. İncil _Karanlığa lanet etmektense, bir mum yakmalıyız. _Neyin doğru olduğu umurumuzda mı? Fark ediyor mu? _Gerçek bilgelik, sınırlarımızı bilmekte yatar _Can sıkıcı ve sevimsiz görünse de bilimsel yöntemin önemi, bilimsel bulgulardan çok daha büyüktür. _Edilgen taraf, baskın tarafın yanılsamalarına
Göstergebilimciler için bir gösterge iki parçadan oluşur: gösteren ve gösterilen. Örneğin “sözcük” -harfler veya sesler toplamı- gösterendir. Sözcüğün temsil ettiği şeyse “gösterilen” yani başka bir şeydir. Edebiyatta gösterenle gösterilen arasındaki ilişki, sanatın başlıca odağıdır. Şair bir yandan seslerden oluşan(gösteren), diğer yandan anlamlardan oluşan(gösterilen) yapılar kurar ve bu ikisinin arasındaki ilişki büyüleyicidir. Aslında şiirin verdiği hazzın büyük bir kısmı tam da burada, ses ve anlamın dansında yatar. Ancak filmde(ve fotoğrafta) gösteren ve gösterilen neredeyse aynıdır: Sinemanın göstergesi, kısa devredir. Bir kitap resmi, kitaba kavramsal olarak “kitap” sözcüğünden çok daha yakındır. Filmin dilini tartışmayı bu kadar zor kılan şey, gösterenle gösterilen arasındaki doğrudan ilişkidir. Metz’in unutulmaz biçimde ifade ettiği gibi, “Filmi açıklamak zordur, çünkü anlamak kolaydır.”
Sayfa 174Kitabı okudu
Reklam
Almanların meşhur yazarlarından Karl May; ancak okuduklarına dayanarak, gidip görmediği bir hayli ülke, mesela Amerika'nın Kızılderilileri, Orta Doğu'nun Arapları hakkında macera romanları kaleme almıştı. Karl May'ın Alman toplumu üzerindeki etkisi bugün dahi o kadar fazladır ki, romanları filmlere konu olmakta, eserlerinin sayısız
Kusursuz bir pornografi eserinin fantezi ideali, tam da anlatı ile cinsel ilişkinin aleni tasviri arasındaki bu imkânsız uyumu, dengeyi korumak, yani bizi iki kutuptan birini kaybetmeye mahkûm eden zorunluluktan kaçmak olurdu. Gelin Out of Africa gibi eski moda, nostaljik bir melodramı ele alalım ve filmin fazladan bir on dakika dışında tam da sinemalarda gösterilen film olduğunu varsayalım. Robert Redford ile Meryl Streep ilk kez seviştiklerinde, –filmin bu biraz daha uzun versiyonunda– sahnenin kesilmediğini, kameranın “her şeyi”, oyuncuların uyarılmış cinsel organlarını, duhul ânını, orgazmı, vb. ayrıntılarıyla “gösterdiği”ni düşünelim. Olaydan soma, hikâye bildiğimiz gibi devam etsin, hepimizin bildiği filme geri dönelim. Sorun şudur ki böyle bir film yapısal olarak imkânsızdır. Böyle bir şey çekilseydi bile, “işlemezdi”; o fazladan on dakika hepimizi raydan çıkarırdı, filmin geri kalanında dengemizi yeniden sağlayıp anlatıyı öyküsel gerçekliğe duyulan o bildik ama tekzip edilen inançla izleyemezdik. Cinsel birleşme, gerçeğin, bu öyküsel gerçekliğin tutarlılığını bozan bir müdahalesi olarak işlev görürdü.
Bir tuhaf sivil !
Neyse hocam bir gün Hatay Serinyol’da görevdeyim ve uzun bir uçuş yaptım. Bir baktım whats up’ı mesaj doldurmuş bu: Her zamanki gibi... Millet sesli harf bile kullanmıyor, iki üç sözcük yazıyor biliyorsunuz. Derin beş paragraf mesaj yazar, hiçbirinde düşük cümle, imla hatası olmaz. Oku, oku bitmez mesajları. Sırf Derin’in whats up mesajlarından bile bir kitap çıkar valla. Her neyse indim, savaş bölgesinden geliyorum zaten, gözlerim yorulmuş saatlerce ekrana bakmaktan. Yanlış hatırlamıyorsam kuyruktan isabet de almıştım o uçuşta. Uçuş sürem ve kalan yakıtımı hesaplamış. İn artık yakıtının bitmesine, yok yarım saat kaldı, yok 20 dakika kaldı yok 10 dakika kaldı diye bir sürü mesaj atmış. Uyumamış, gecenin bir yarısı boyna hesap yapmış. Tanıdığım en tuhaf insan. Hatta bir gün “Sen ajan mısın? Diye sormuştum. Çok sinirlenmişti. Ama sonra şaka şaka falan deyip yumuşattım. Entelektüel tanımı aslında tam olarak Onu açıklıyor ama duysa hemen itiraz eder. Bense hiç okumam, film seyretmem sadece türkü dinlerim ve yaşarım ben.
https://hestiakitap.com/magaza/roman/bir-taaruz-pilotu-s-erdost-selin-tozkoparan/
Yakın vadede (Kürt sorununun çözümünde, A.T.) belki baş­kalarıyla birlikte önplana çıkarmamız gereken ana talepleri şöyle sıralamak mümkündür: 1. Kürt kimliğinin tanınması ve bunun her kademe ve alanda kabul edildiğinin dile getirilmesi, 2. Ana dili Kürtçe olanların isteğe bağlı olarak Kürtçe eğitim yapma imkanlarının kendilerine tanınması, 3.
Sayfa 477 - Ali Bulaç, a.g.e. , s. 99 - 101
Reklam
HARRY POTTER VE KOLEKSİYONCULUK Harry Potter ve koleksiyon konusunda örnekler çok... Peki hangilerini almalı? Harry Potter / Büyülü Taş, 1990’da Dost Kitabevi tarafından 3000 adet basıldığında koleksiyoncular henüz peşine düşmemişti. Ancak 11 Nisan 2001, Saat 18:10’da işler değişti. Tam o tarih ve saatte bu kez “Felsefe Taşı” adıyla 25.000 adet
Sinemamızın en büyük aktörlerinden biri o. “Manav Halil”, “Filinta Osman”, “Zehir Ali”... Yüzlerce sinema filmi ve onlarca tiyatro oyununda rol almış dev aktör İZZET GÜNAY’la buluştuk. Sanat macerasını, Türk sinemasını, “Vesikalı Yarim”i, koleksiyonculuğunu ve pek çok şeyi konuştuk. MANAV HALİL’İ GAYET İYİ ANLIYORUM“SEVGİ DE YETMİYORMUŞ, ÇOK
Etkileyici Bir Hidayet Öyküsü
Dindar olmayan bir baba ile Ortodoks olan bir annenin çocuğu olarak Ukrayna'da dünyaya gelmişim. Komünizmin bütün dinî yasaklamalarına rağmen bir köy kilisesinde gizlice vaftiz edildim. Evimde, "tek tanrı” inancıyla büyütüldüm. Dinî bayramları seviyordum ve İsa'nın dünyaya dönüşünün sevinci olan Paskalya öncesi kırk günlük orucu
Sayfa 117 - Arina
54 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.