Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.35
Yorumum ️
| Yayımlanır yayımlanmaz ülkesinde satışı yasaklanan, bu yasağın ardından film olarak izleyici karşısına geçmeye çalışan Yaşamak, maalesef film olarak bile yazıldığı dönemde ne okurlara, ne de izleyicilere ulaşamadı. 1949 yılında Mao önderliğinde Çin Komünist Rejiminin başlatılmasına ve yazarın Kültür Devrimi öncesi yaşanılan olaylara olanca
İhtiras Mevsimi
Ne seriydi ama demek istiyorum öncelikle.Güç savaşları,intikam,tutku ,ihtiras,aşk ne ararsan var olan bir seri okumaya başladık @a.yasemineren kaleminden. Ee hal böyle olunca derinin son kitabı da mükemmel olmalıydı ve nokta atışı yapmalıydı.
İngiltere kraliçesi ve Rusya devlet başkanı arasında geçen güç savaşlarına tanık oluyoruz .İkinci kitapta kaldığımız yerden devam etmekte bu kitapta yer yer teknolojinin odağına giriyoruz ve aşkında bu kaosun tam ortasındayız . Emma ve Edward arasında geçen ve bir kaza ile öldüğü düşünülen lakin aslında ölmeyen gibi bir çok meraklandıracak ve sizi kendine çekecek noktalarla satışı bir son vuruş olmuş adeta . Hamptonlar bir yana her bir karakterin gelişimi yapacakları ve yapabilecekleri ile film edasında okuduğumuz bir seri idi .Ben severek okudum . Hayatımdan bir Edward ve Emma geçti hatta büyük entrikalarla dolu bir dünyaya aldım attım diyebilirim .
Peki sizde bu güç dolu savaşa var mısınız?
O zaman seriye hemen odaklanın ve keyfini çıkarın
#ihtirasmevsimi #ayasemineren #entrika #kitapönerisi #güçsavaşları #okuyanteraziileokuyoruz
Buruk bir tat ve bolca hüzün…
Varol kitabı ilginç bir kitap . İnsan babası ile olan ilişkilerini ,babasının yaşlılık halini , kendi Yaşlılığını , o kaçınılmaz geleceği ve o günlerde kendinin durumunu kitap okurken hep bunlar gözünün önünde bir şekilde film şeridi gibi geçiyor .Özellikle duygusal bir kitap . Kitap hakkında bir çok eleştirileri ben internetten okudum . Müspet
584 syf.
8/10 puan verdi
HARRIET BEECHER STOWE;
Yaşadığı ( 1811– 1896) yılları arasında şahit olduğu ırkçılık ayaklanmanın etkisiyle, köleliği resmen tanıyan bir kanunun kabul edilmesinin ardından yazmış, Tom Amca’ nın Kulübesi kitabını. Amerika’ da kölelik kurumunun kaldırılmasın da büyük etkisi olduğu da söyletiler arasında.
Firar eden kölelerin hikayelerini dinleyip, Güney’ den Kuzey’e kaçmak isteyenlere yardımcı olmuş yazar. Tarihte utanç olarak kalan köleliliği iyi bir şekilde kaleme almış.
Küçük yaşta din egitimi almasinin etkisi olarak, İnanışa, Hristiyanlığa, yeni ahit ve eski ahitten ayetlere fazlaca yer vermiş.
Siyahların duyguları ve ruhları yok, onlar hemen unutur, onlar köle olmak için yaratılmış düşüncesiyle satılan, sırf renginden dolayı köleleştirilen insanların hikayesi, Tom Amca’ nın Kulübesi.
Kitapta çok fazla karakterler mevcut. Zaman zaman kitabın akışında farklı yeni kişilere, düşüncelerine ve kısaca hayatlarına yer verilmiş. Çok akıcı bir dille kaleme alınmış.
Her ne kadar kölelere iyi davranıp, vicdanen kendilerini rahatlatmaya çalışsalar da;
Köle ticareti yapan aşağılık bir iş yapıyorsa, satın alan da aynı aşağılık bir suçu işliyor. Köle alımı olmasa satışı da olmaz düşüncesini vurguluyor yazar.
Kitap okuyor gibi değil de film izliyormuş gibi oldum. Benim beğenip, duygu dolu anlar yaşadığım bir okuma oldu. Okunması gereken dünya klasikleri arasında yer alması gereken kitaplardan biri diye düşünüyorum.
Umarım siz de beğenirsiniz, netice de her kitap her okura aynı duyguyu yaşatmıyor.
Bol okumalı günleriniz olması dileğiyle
Jan Teulê 1953-cü il təvəllüdlü fransız karikaturaçı və yazıçıdır. 1978-ci ildə jurnallarda cizgi filmləri çəkməyə başladığı Teulê televiziyada da çalışıb. Onun müxtəlif jurnallarda çap olunan cizgi filmləri və komiksləri ondan çox kitabda toplanıb. 1991-ci ildə ilk ədəbi əsəri olan Rainbow pour Rimbaud 1996-cı ildə filmə çevrildi və o, on üç
İhtiyarlara Yer Yok
#İşbu inceleme yazısında çokça detay yer almaktadır.#
“Çoğu zaman dünyanın gidişatı kötü falan dediğimde insanlar gülümseyip yaşlandığımı söylüyor bana. Yaşlanma göstergesiymiş. Ama bana sorarsan insanların ırzına geçip öldürmekle çiklet çiğnemek arasında fark göremeyen bir insan benden çok daha kötü durumdadır. Kırk yıl o kadar uzun bir süre
Her Yan Lianke kitabında olduğu gibi ilk başlarda okurken zorluk çekmeden hikâye yerine oturmuyor.
Son 100 sayfadan fazlasını elimden bırakmadan okudum desem yeri vardır.
Rüyalar mı yoksa kabuslar mı daha gerçektir.
Tıpkı avrupda baş gösteren Dans Vebası gibi bir anda Kasaba sakinlerinin üzerine bir peçe gibi inen
Uyurgezerlik vebası çöküyor.
·
Puan vermedi
#kitapyorumu
Anna, ölen eşinin annesiyle yaşamını sürdüren dul bir kadındır. Yaşadıkları şehir de kadın olarak yaşamlarını sürdürmek için de çalışmaya ihtiyacı vardır. Bir gün Şehrin Kontlarından olan Edward’ ın sekretere ihtiyacı oldunu öğrenir ve hiç düşünmeden işi alır. Edward’ ın ne kadar aksi ve huysuz olduğu ise, onun için önemli değildir. Edward ve Anna’ nın, zaman geçtikçe aralarındaki çekim iş ilişkisinden fazlasına dönüşür. Bu ilişkiyi ileriye taşıyamayacak tek pürüz ise; Edward çocuk sahip olabileceği bir aile kurmak isterken, Anna’ nın çocuğu olmuyordur.
️
Yine film izlermiş gibi hissettiğim bir historical ile geldim. Kusurları olan, gerçek gibi hissettiğiniz harika karakterler yaratmıştı yazar. Aralarındaki aşkın ve çekimin kitaba yedirilmesi o kadar yeterliydi ki kitabı büyük bir aşkla okudum. Edward’ ın huysuzluğu ve Anna’ ya karşı olan her zaman centilmen ve düşünceli oluşu, Anna’ nın toplum kuralları için baş kaldıran ruhu okurken beni mest etti. Aralarındaki çekim devam ederken birbirleriyle olan tatlı atışmaları ağzım kulaklarımda okudum.
Off.. bak yazarken bile ne kadar mest olarak okuduğumu hatırladım.
Historical sevenler olarak gerçekten koşulsuz tavsiye ediyorum. Yazarın dili bağımlılık yaptığı için ara vermeden serinin devam kitaplarına da hemen başlayacağım. Tutku, entrika ve romantizm sevenler için birebir bir kitap çünkü.
+18 olduğunu da söylemeden geçmiyim.
Kitabın şuan satışı olmadığı için sahaf ve nadir kitapta bulabilirsiniz. Keşke tekrar basılsa..
Addio..
#1001kitap~~~
*KeşkeBuKitapKütüphanemdeOlsaydı*
*10*Benimİçin
Çinli yazar olan Jung Chang'un "Yaban Kuğuları", olması gereken1romanın tüm tutkusu ve ihtişamıyla gerçek 1hikaye olup, Mao Devri'nin özellikle kadınlar üzerinden etkisini ve 1toplumun akıl tutulmasını anlatan muazzam 1kitap olsa da bizde neyazikki yeni baskısı, satışı
Sanırım Hakan Günday'ın okumadığım tek kitabı buydu, onu da okudum. Kitabın ilk elli sayfasında müthiş sıkıldım. Anlamadığım pek çok kelime, olay ve kişi vardı. Anladığım tek şey ise satış yapılıyordu, mücevher satışı. İlk etapta anlamadığım kelimeleri Google'a yazıp sordum. Ama o kadar çok kelime vardi ki bir süre sonra sormaktan vazgeçtim. Çünkü her Google'a yönelmem kitaptan ve konudan kopmam demekti. ( Bu arada yazarın pek çok kelimeyi uydurduğunu düşünüyorum, çünkü Google'da bulamadım.) Bir süre sonra bu kelimelere kendim bir anlam vermeye başladım ( cümlenin gidişine göre artık) derken konu da ilgi çekici ve sürükleyici olmaya başladı. Yarıda bırakmayı düşündüğüm kitabı elimden bırakamaz hale geldim. Gelelim kitabımızın konusuna. Antalya'da bir kuyumcu merkezinde turistlere yapılan satışları ve bu satışlarda rol alan tezgahtarları anlatıyor. Tezgahtarlar turistleri "tezgaha" getirmeyi çalışırken, kendileri "tezgaha"geliyorlar. Vurgun yaptık derken vurgun yiyorlar. Müthiş bir dolandırıcılık hikayesi. Kitabı okurken gerçekten böyle olaylar oluyor mu diye çok merak ettim. Bence kitap senaryoya da çok rahat çevirilebilir. Okurken film izler gibi okudum.
Yakın zamanda okuma grubumla keşfettiğim bu kitapla tanışma fırsatı bulduğum için kendimi şanslı sayıyorum. Genel olarak bir kitaba başlamadan önce yazar hakkında bilgi edinilmesi gerektiğini savunurum ama Dinle Küçük Adam’ı anlayamabilmek için yazarı tanımak şart diyorum.
Yazar Wilhelm Reich bilim insanı ve psikiyatrist. Kendi iddiasına göre
Thomas Pynchon ülkemizde fazla bilinmese de Amerika’da ve dünyada oldukça fanatikleri olan bir yazar. Kült seviyesine uğraşmış neredeyse. Gerçi bunda münzevi hayatı yaşaması ve bilinen son fotoğrafının 1940’ların sonunda çekilmesi gibi magazinsel şeyler de var. (Geçen yıllarda yakalanmış galiba nihayet paparazzilere -80 yaşındaki adamı ne
72 syf.
·
Puan vermedi
Yaşamak mucizedir.
1912 yılında hızla yayılan bir vebanın insanlık tarihini nasıl alt üst edeceğinin distopyasını anlatıyor. Kısa öz, sarsıcı ve corona virüs zamanlarında gerçekleşemeye yüz tutan tespitler ile real korkular yaratan bir eser.
Kızıl veba, medeniyeti dünya üzerinden silip süpüreli altmış yıl olmuştur.
Hayatta kalmayı başaran bir
