Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sigmund Freud'un kızı Anna’ya yazdığı mektupta: "Sevgili Anna, en güvendiğin insanlardan kötülük görüp üzülmen güçsüz biri olduğun anlamına gelmez. Fizik kurallarına göre sırtını dayadığın bir nesne birdenbire giderse sen de o yöne doğru devrilirsin. Yani bunun güçsüzlükle alakası yok.” Fani olana sırtımızı dayarsanız gün gelir o yok olur, gider. Böylece siz devrilirsiniz. Dertlerinizin çözümü, sıkıntılarınızın çaresi, zorlukların kolay olması için Rabbinize yaslanın, dayanın. Çünkü dayanağı Allah olanı düşürebilecek bir fizik yasası yoktur şu hayatta.
Ibsen, Cezanne ve Freud'un çalışmalarının insanın iç dün­yasını keşfetmek yolundaki önemini düşünecek olursak, bir­ çoğumuzun onlardan 'çağımızın peygamberleri' diye bah­setmelerini yadırgamayız. Her birinin ortaya koyduğu tez, kendi alanını kapsamaktadır ama onların eski dönemin en son dahileri olduğunu unutmamak gerekir. Onlar geçen üç yüzyılın değer yargılarını ve hedeflerini itiraz etmeksizin ka­bul ettiler, kendi dönemlerinin felsefesinde durdular. Kaldı ki onların yaşam süreçleri 'boşluk çağının' çok öncelerine rastlıyordu. Bizim çağımızın 'peygamberleri' olarak maalesef Soren Kierkegaard, Friedrich Nietzsche ve Franz Kafka gözüküyor. Maalesef diyorum çünkü bu demek oluyor ki işimiz gittikçe zorlaşıyor. Onların her biri yirminci yüzyıla damgasını vura­cak değer yargılarındaki çöküşü, yalnızlığı, boşluğu ve endi­şeyi önceden tahmin etti. Hepsi geçmişin ülkülerine dayana­rak devam edemeyeceğimizi anladı. Bu üç değerli şahsın ya­pıtlarından kitap boyunca sık sık alıntılar yapacağız; sadece zeki insanlar oldukları için değil, aynı zamanda büyük bir güç ve derin bir sezgiyle günümüz insanının bütün ikilemle­rini herkesten önce gözlemledikleri için.
Reklam
"Psikolojiyle ilgilenen herkesin bu yazıyı okuyacağını varsayabilseydim, okuyucuların bir bölümünün daha bu noktada durup daha ileri gitmeyecekleri gerçeğine de kendimi hazırlardım; çünkü burada psikanalizin ilk parolası söz konusudur. Felsefe eğitimi görmüş olanların çoğu için, aynı zamanda bilinçli de olmayan bir ruhsal olgu o kadar kavranamaz bir fikirdir ki, bu onlara saçma ve salt mantıkla çürütülebilir bir şey olarak görünecektir. Sanırım bu yaklaşımın nedeni, onların -patolojik olgulan bir yana bıraksak bile- bizi bu sonuca götüren hipnoz ve düş görüngülerini hiç incelememiş olmalarıdır. Ancak onların bilinç psikolojisi, düş ve hipnoz sorunlarını çözmekte yetersizdir."
Sayfa 75 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Yalnız erkekler araştırmalar için yaklaşılabilir bir cinsel yaşam sunar; oysa kadının cinsel yaşamı, kimi zaman kültürel zayıflık yüzünden, kimi zaman da toplumsal âdetlere bağlılıktan gelen çekingenlik ve biraz içtenlik noksanlığı yüzünden, hâlâ kalın bir örtüyle çevrilidir.
Sayfa 48 - Say YayınlarıKitabı okudu
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
"Cesur Yeni Dünya"dan Daha Doyurucu Bir Kitap
Huxley'in iyi bir romancıdan ziyade gözlemleri ve tespitleri son derece güçlü bir düşünür olduğunu yazmıştım
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni Dünya
yorumumda. Bu kitapta Fromm'dan Freud'a, Skinner'dan Jefferson'a, tarihin pek çok tanığıyla beraber, özellikle WW2 ve Hitler Avrupası sonrasında şekillenen dünyaya dair Huxley'in düşündükleri, söyledikleri, pek çoğu bugün için de geçerli olan sonuçlara ulaştırıyor bizi ve kalemi -maalesef çevirmenin bunu tam manasıyla yansıtamayan ağdalı ve ruhsuz dili için aynı şeyi söyleyemeyeceğim- çok derece keyifli. Özellikle toplumbilim ile ilgiliyseniz, kitabı es geçmişseniz dahi okumanızda fayda var. Bernays anılmıyor ancak onun alanına da giriyor kitap. Propaganda, reklam, zihinlerin yönetimi vb. günümüzde de tartışılan pek çok konu geleceğe ışık olması adına masaya yatırılıyor. Kesinlikle 1931'de yazılmış romandan daha iyi, ta ki kitabın bir gün başyapıt düzeyinde bir filmi çekilene kadar.
Cesur Yeni Dünyayı Ziyaret
Cesur Yeni Dünyayı ZiyaretAldous Huxley · İthaki Yayınları · 2018526 okunma
Haz egosunun elinden gelen sadece arzulamak, hazzı takip etmek olduğundan, gerçeklik egosunun faydalı olanı istemek ve kendini zararlı olandan korumak dışında başka görevi yoktur. Gerçeklik ilkesi; kontrolü haz ilkesinden devralarak gerçekte sadece onu korur, onu görevinden almaz. Sadece daha sonrasında daha emin bir hazzı, yeni bir yaklaşımla elde etmek için belirsiz sonuçları olan anlık hazdan vazgeçilir. Yine de bu geçişin endo psişik etkisi o kadar güçlü olmuştur ki bu özel olarak dini bir efsaneye yansıtılmıştır. Dünyevi hazlardan feragat edilmesinin (ister gönüllü olarak ister zorla) yaşamdan sonra ödüllendirileceğine dair var olan öğreti, bu psişik dönüşümün mitolojik olarak basit bir şekilde yansımasıdır. Bu ilkeyle mantıklı bir çıkarımda bulunarak dinler, gelecekte var olma vaadiyle bu hayattaki hazdan kesin olarak vazgeçmeyi sağlayabilmişlerdir; böyle yaparak haz ilkesini başa geçirmemişlerdir.. Bilim bu hakimiyeti başarmaya en çok yaklaşan olmuştur, ancak bilimsel çalışma da entellektüel haz sağlamış ve sonunda uygulanabilir kazanç sözü vermiştir..
Reklam
Lacan ve Freud için aşk tam da Bir olamayacağımızın, böylesi bir "olgunluğa", tamlığa eri­şemeyeceğimizin bir kanıtı gibi duruyor. Zaten böyle olsaydı aşkın dertleri diye bir şey olmazdı. Oysa aşk, her zaman yüce bir duygu olmak şöyle dursun çoğu zaman baş ağrıtabilir. En başında sevdiğimizin bize karşılık verip vermeyeceğinden emin olamamakla başlar bu tasalar, sonra onun davranışlarını, söz­lerini, bunların anlamını okumaya çalışırken devam eder ve en nihayetinde şu ya da bu nedenle ayrılma ihtimali daima vardır. Ölene kadar seni seveceğim dense de çoğu zaman pratikte işler böyle yürümez.
Freud için aşkın bir tanımı, insanın hayata ilk başla­dığında kendisinin bakımını sağlayanlara duyduğu bu yoğun ihtiyacın karşılanmasıyla bağlantılıdır. Bu tanımdan yola çıka­rak, gelecekte kendisine tıpkı böyle veya benzer şekilde bakacak kişilere aşkla yönelmesi beklenir.
"Kadınların sevgi, erkeklerinse iş için yaşadıkları herkesçe bilinen bir gerçektir. Bireyin ruhundaki bu ikileme ilk Freud el atmıştı; sev­gisini yönelttiği ilk insan olan annesi tarafından cinsel bakımdan bilgilendirilmeyen, yadsınan erkek çocuk libidosunu yücelterek bu libidoyu, daha genelleşmiş bir sevgi kazanmak umu­duyla uzun-vadeli amaçlara yöneltir. Böylece sevgi gereksinmesinin yerini, kendini kabul ettirme gereksinmesi alır."
24 Temmuz 1895 tarihinde ilk kez ırma düşünü görür. Bunu tümüyle analiz eder (ya da ettiğini söyler). (S.130) 1900 yılında Fliess'e yazdığı mektupta, bu düşü gördüğü eve yaptığı ziyareti anlatır ve "günün birinde bu eve mermer bir plaket yerleştirilecek ve üzerine 24 Temmuz 1895'te Dr. Sigm. Freud bu evde düşlerin gizemini çözmüştür.' Diye yazılacak "der. (S.130) (Kendi kendisini keşfetme sürecinde) "... Zaman zaman da olsa babasına öfkelendiğini, karısına ve çocuklarına yeterli zaman ayıramadığı için sürekli suçluluk duyguları içinde kıvranmakta olduğunu söylemektedir. "(S.131)
Reklam
272 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Dürtüsel Yapay Dünya
Hayatınızda her şeyin yapay olduğunu düşünün: kendinizin doğma sürecinin, gelişme sürecinin, yaşadığınız dünyanın... Zevk içinde yüzdüğünüzü ve ıstıraptan olabildiğince kaçtığınızı hayal edin. Istıraptan kaçmak için bu dünyada da birtakım yöntemler var: uyuşturucu, alkol, sigara ve diğer birçok bağımlılık türü. Tıpkı bunlar gibi Soma adlı bir ilaç
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,1bin okunma
"İnsanlarda bir mükemmelleşme dürtüsü bulunduğu, şimdiki ruhsal beceri ve ahlaksal yüceliğe bu sayede ulaşılmış olduğu ve bu gelişimin üstün insana ulaşmayı sağlayabileceği inancından vazgeçmek zor gelebilir çoğumuza. Ben böyle bir iç dürtüye inanmıyorum ve bu iyimser düşü korumanın bir yolunu da göremiyorum. İnsanların şimdiye kadarki gelişimi benim için hayvanlarınkinden daha başka bir açıklamayı gerektirir gibi görünmüyor. Azınlıktaki bazı insan bireylerinde durmadan daha mükemmelleşmeye yönelik, huzur bulamayan bir itki olarak gözlemlenen şey, kaçınılmaz olarak insan kültürünün en değerli ürünlerinin dayandığı dürtü bastınınının sonuçlan olarak anlaşılmalıdır. Bastırılmış dürtü birincil bir doyum yaşantısının yinelenmesinde ısrar ederek kendisinin tam doyumunu sağlamaya çalışmaktan hiçbir zaman vaz geçmez."
Sayfa 51 - Metis YayınlarıKitabı okudu
doğru ama geçici çözümler
Freud insanları hastalıklarının temeline götürmek istiyor, ben ise onları bu temelden uzaklaştırmak istiyorum. Bana göre insana daha zararsız başka bir takıntı vermek daha iyidir. Ben gerçeğin insana yardım edeceğine inanmıyorum. Tam tersine ona bir tutku vermek gerekiyor, kendi kendini yememesi için dört elle sarılabileceği bir tutku.
Ah, çoğu hayvanın yaptığı gibi olabilirdi her şey. Yılda bir kez üreme için gerekli olan vücut salgılarını değiştokuş et, işte bu kadar. Yaşamımız nasıl huzurla dolardı. Çatışma yok, gam yok, konuşacak konu yok, aşk filmi yok, ucuz romantizm yok, şarkı yok, çıplak fotoğ­ raflar yok, pornografi yok, politik skandal yok, komşu kavgası yok, cinsel istismar yok, silikon yok, Viagra yok. Sigmund Freud övmek yok. Fallosantrizm yok. Bu kitap da yok.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.