Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“ Toplumun ikiyüzlülüğüne bak sen! Namusları adına ciğerparem dedikleri öz kızlarını fütursuzca öldürebilirler, ama öte yandan kısacık bir zevk anı için kızları yaşında bir insana da tecavüz edebilirler.”
Sayfa 21 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Yüzüme, fütursuzca gelip oturan bu hüzün de mi onun? Duyumsadığım bu burukluk ? Ben seçmedim bunu. Hiçbirini istemiyorum.
Sayfa 23
Reklam
Fütursuzca aşık olur tüm benliğini unuturdun. Aşk sensiz öksüz yetim kalırdı. Sen aşkta aşk, ayrılık da cellat olurdun.
“Ne zaman bu toplumun gençleri fütursuzca ekmeğe basmaya başlar, işte o zaman ben yas tutarım. Ülkemin çocukları saygısızca ekmeğe basmaya başlarsa ve kimse bunu umursamazsa işte ben o zaman umudumu kaybeder, ağıtlar yakarım. İşte o zaman bu toplumun değerlerini kanser sarmış demektir.”
“ İnsanlardaki hoşgörü stoklarını fütursuzca tüketmemek lazım,”
Almanya'da Dejenere Sanat sergisinden sonraki dört ayda toplam 17 bin resim, heykel ve grafik müzelerden toplandı. 1939 yılında yüzlerce yapıt yakılarak imha edildi. Hitler, kendi doğrularına olan hastalıklı güveniyle ve gerçek anlamda hakkında bilgi sahibi olmadığı sanata ve sanatçıya böylesine fütursuzca ve cahilce hükmetme arzusuyla kendisini nasıl bir kara mizah öğesine dönüştürdüğünü görebilseydi eğer, mutlaka bir kere daha düşünürdü.
Reklam
“ İnsanlardaki hoşgörü stoklarını fütursuzca tüketmemek lazım..”
"Anladım," dedim... Zaten asıl sorun da buydu. Benim anlıyor olmam. İnsan çok fazla şeyi görüp duyduğunda benim gibi yabancılaşıyordu hayata. Sadece az bilmek değil, az anlamak gerekiyordu insanın fütursuzca mutlu olabilmesi için.
Ülkemizde bir kadının yaşadığı aşamalar ancak böyle özetlenebilirdi...
Ergenliken çıkarak yetişkinliğe adım atan kadın, çalışmaya baş­lamasıyla bir nebze rahatlamış olmasına rağmen, çevresinden evlenmesi konusunda baskı görmeye başlar. Bu baskı sempatik biçimde de tezahür edebilir; ama bilin ki evlense de bitmez. Talepler "Çocuk yap"a dönüşür. Çocuk yapınca çocuğuna nasıl bakması gerektiği konusunda bolca nasihate, akla ve görüşe maruz kalır. Etraf, ahali, toplum, ona mütemadiyen "Sen bu ço­cuğa bakamıyorsun" mesajını verir. Öyle ki yoldan geçen, hiç ta­nımadığı kimseler bile yorum yapma, müdahale etme hakkını görür kendisinde. Kadın ise bir kez daha yetkinliğinden ve ye­teneklerinden tereddüt ederek boyun eğer. Çünkü bazen o ıs­rarlar, o nasihatler öyle bir boyuta ulaşır ki sadece 'SUSSUN­LAR' diyerek kabul eder dayatılanları. Sonra "İşin mi çocuğun mu?" çıkmazına sokularak bir seçim yapmaya zorlanır ve seçimi ne olursa olsun fütursuzca yargılanır. Çalışsa kendisine sürekli çocuğunun ona ne kadar muhtaç oldu­ğu hatırlatılır, çocuğuna bakmayı tercih etse yaşıtlarının hangi ka­riyerin doruklarında olduğundan bahsedilir. Neticede gelinen nokta hep aynıdır: Kadın üzülür ve içine döner.
"Körler Ülkesi'nde Tek Gözlü İnsan'ın Kral olduğunu söyleyen oldu mu size hiç?" "Kör de ne?" diye sordu kör adam omzunun üstünden fütursuzca.
Sayfa 33 - Kolektif KitapKitabı okudu
Reklam
Bugünlerde hep sen geliyorsun aklıma Nedense... Gözbebeklerime takılı kalmış gözlerin Damarlarımda dolanıyorsun fütursuzca SEN'i BEN'den söküp atamıyorum bir türlü Söküp atmak istediğimden de emin değilim zaten
Sayfa 31 - Doğan KitapKitabı okudu
Sevilme ihtiyacı karanlık bir kuyudur.
Çocuk yaşta açılan ve zamanla giderek derinleşen karanlık bir kuyu... Kuyunun içini doldurmak için yaşam boyu ne gerekiyorsa ve eline ne geçiyorsa fütursuzca fırlatılır o boşluğa.
Sayfa 105Kitabı okudu
Öykülerin merkezinde değil, kıyılarında yer alan kadın sessiz­liklerini düşünelim... Eşkıya'nın Keje'si sevmediği bir adamla zor­la evlendirilmesinin ardından otuz beş yıl boyunca susar. Masumi­yet'te Yusuf, evliyken başka bir adama aşık olan ablasını ailenin namusunu temizlemek için vurur. Ağzından yaralanan kadın bu olaydan sonra dilsiz kalır. Her iki filmde de kadınlar kendilerini kurban eden patriarkal düzenden suskunluklarıyla hesap sorar gi­bidir. Ve başka sessiz kadınlar... Dar Alanda Kısa Paslaşmalar'ın hem kadın hem Ermeni olduğu için iki kez susturulmuş, kendi anadilini konuşamayan, yaşadığı küçük toplulukta fahişelik yapa­rak varolabilen Aynur'u; Uzak'ta Yusufun fütursuzca göz hapsine aldığı kadınlar, Mahmut'un sessizce eve gelip giden evli sevgilisi; Tabutta Rövaşata'da hep uzaklara bakan eroinman kız... Filmlerin konu edindiği erkekler dünyasında birer gölge, hayalet gibi sessiz­ce gezinen bu kadınlar ne yaşar, ne düşünür, ne hisseder bilemeyiz hiçbir zaman.
Sayfa 311 - Metis Yayınları
Hayatta en çok kimi sevdinse o, bizi fütursuzca silkeleyip gider.
Neticede gelinen nokta hep aynıdır!
Sonra "İşin mi çocuğun mu?" çıkmazına sokularak bir seçim yapmaya zorlanır ve seçimi ne olursa olsun fütursuzca yargılanır. Çalışsa kendisine surekli çocugunun ona ne kadar muhtaç olduğu hatırlatılır, çocuğuna bakmayı tercih etse yaşıtlarının hangi kariyerin doruklarında olduğundan bahsedilir. Neticede gelinen nokta hep aynıdır; kadın üzülür ve içine döner.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.