kumarbazlara bir bakın; uykusuz, bitkin, sabahlara değin oynarlar da, ertesi gün yine buluşurlar. fyodor mihailovic dostoyevski'nin kumarbaz adlı romanı, bu tutkuyu en iyi anlatan bir yapıttır. gerçi kazanmak tutkusu vardır kumarda, ama yıllarca oynamış da hiç kazanamamış olanların durumuna ne diyelim?dostoyevski'nin diğer romanlarının aksine bu romanda karakter sayısı o kadar fazla değil. üstelik farklı milletlerden kişiler var. o yüzden akilda kalıcı. o milletlerin karakteriyle bağdaştırıyorsunuz zaten ister istemez. yani dostoyevski'yi bence ilk bu kitaptan okuyun. diger kitaplarindan baslayacaksaniz da ara vermeyin. kimin kim oldugunu karıştırabilirsiniz. yakındığım tek nokta; çevirmen kaynakli olduğunu düşündüğüm bir şey. "....." diye haykırdı. "......." diye bağırdı denmesi. hani normal bir konuşmada bu gibi tamamlayici sözcükler çok gözüme batıyor, çok abartılı geliyor. ıster istemez bağıran , haykıran rus, ingiliz, fransız suratları canlanıyor kafamda.
Tolstoy'un dostoyevski hakkindaki bir cümlesiyle bitirmek istiyorum. "onun kalemini tanrı kullanir