Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Otobiyografi - Nazım Hikmet Ran
❝bir de harbe girmedim sığınaklara da inmedim gece yarıları yollara da düşmedim pike yapan uçakların altında ama sevdalandım altmışıma yakın.❞
" Gece yarıları, düştü hayaller zihne. Zihin kırıktı. Hayaller ise karanlık."
Sayfa 157 - Ephesus Yayınları
Reklam
Öğrencilerin okula slogan atarak, marş söyleyerek gittiği, derslere girmediği, belinde silah taşıdığı bir zamandı bu zaman. Herkes enseyi kolluyordu. Ve tabii gece yarıları yapılan asker baskınları devam ediyordu.
Sayfa 148 - İletişim Yayınları 10. Baskı 2020, İstanbulKitabı okudu
Sen ve ben acıdan bir dağız, sen ve ben bu dünyada bir daha hiç karşılaşmayacağız. Hiç olmazsa gece yarıları bir selam gönderebilsen yıldızlardan.
Sayfa 105 - Anna AhmatovaKitabı okudu
"Yaşamımı hareketli kılan mayalı hamurdan yoksunum; gece yarıları beni canlı tutan, sabahları beni uykudan uyandıran dürtüden yoksunum."
Sonra tabii ne olduysa, oralar bulanık, büyümenin sancıları, yalnızlık özlemi, hayallerin örtüşmemesi vesaire derken, yokuş aşağı yuvarlanmaya başladı her şey. Birkaç kıskançlık krizi, birkaç günden bir haftaya uzayan küslükler. Freni patlamış kamyon gibiydi ilişkimiz. Her şeyi önüne kattı. Beni devirdi, onu yıktı geçti. “Ben gidiyorum” dedim bir sabah, her şeyi bıraktım, gittim. Uzağa, yalnız kalmanın dibine vuracak, kendi kendime konuşmaya başlayacak, “Deliriyorum ben galiba” diyecek kadar uzağa. Birkaç kırık mektup dolandı aramızda. Gece yarıları ağlaya zırlaya yazıldı, zarflara kondu, aksi istikametlerden yola çıktı. Vardığı yerde hüznü beşe katladı. Mektup zor iş. Hele içine fotoğraflar iliştirilmişse, çekilecek dert değil. Vapurun kenarında oturmuşuz gönderdiği fotoğrafların birinde, kolunu omzuma atmış, 19 yaş sırıtışımızla, adaya gidiyoruz…
Reklam
Kalbime sıkışmış bir hayvan içimden kemiriyor bedenimi. Sık sık uyanmam bundan gece yarıları.
Sayfa 127 - Profil KitapKitabı okudu
Sen yoktun.. Terkedilmiş bir İstanbul vardı. Yaslanmış gökyüzünün umarsızlığına Eylül rüzgarlarıyla sararan Bayram kartpostallarına benzeyen. Sen yoktun.. Bir çocuk ağlardı istasyonlarda. Gece yarıları uykumu bölerdi hıçkırıkları Trenler geçerdi gözbebeklerimden Kirlenirdi bembeyaz umutlarım. Sen yoktun.. Tüm dünyayı değiştirebilirdim. Oysa aynalarda eskiyor yüzüm. Ne yana baksam karşımda bir anı Meğer İstanbul ne çok benziyormuş sana..
Bazı gece yarıları uyanır, beni, kendisini seyrederken bulurdu. Yüzümü okşar, burnumu oynatır ya da göğsüme sokulur, yine uyurdu, içim büyür, içimde dolunay olur, önünden ince bir bulut geçer, bedenim manzaraya dar gelir, burun direğim sızlardı. Usulca kalkar, pencerede bir sigara içerdim.
“Düşman gözü beni, artık yatağımın içinde bile rahat bırakmıyor. Pencereden, kapıdan her vakit, her saat teftiş ve nezaret altındayım. Bu sıkı göz hapsi içinde, defterimi ancak gece yarıları el ayak çekildikten ve belki de nöbetçi er uykuya daldıktan sonra yatağıma sokulup yazabiliyorum. İhtiyaten lambamı da söndürüyorum. Ve İtalyan şairi d'Anunzio'nun (Nocturno) yu yazdığı gibi bütün bu yazıları el yordamıyla karanlıkta karalıyonım. Okuyabilene ne mutlu. Oysa ben, bundan sonrası mutlaka okunsun istiyorum. Çünkü Anadolu savaşı, bağımsızlık mücadelesi denilen büyük facianın, büyük destanının tarihe intikal etmeyecek olan tarafları yalnız bu defterde yazılıdır. Eğer, bir hıyanet eli, bir silgi lastiği alıp kurşun kalemiyle çizilmiş bu eğri büğrü satırlar üstünden geçecek olursa gelecek kuşaklar kendi memleketlerine ait birçok acı gerçeklere ermek vasıtasından mahrum kalacaktır.”
Reklam
Gece yarıları, düştü hayaller zihne. Zihin kırıktı. Hayaller ise karanlık.
Yaşamımı hareketli kılan mayalı hamurdan yoksunum; gece yarıları beni canlı tutan, sabahlari beni uykudan uyandıran dürtüden yoksunum.
Otobiyografi.
1902’de doğ­dum doğ­du­ğum şeh­re dön­me­dim bir da­ha ge­ri­ye dön­me­yi sev­mem üç ya­şım­da Ha­lep’te pa­şa to­run­lu­ğu et­tim on do­ku­zum­da Mos­ko­va Ko­mü­nist Üni­ver­si­te öğ­ren­ci­li­ği kırk do­ku­zum­da yi­ne Mos­ko­va’da Tse­ka-Par­ti ko­nuk­lu­ğu ve on dör­düm­den be­ri şa­ir­lik ede­rim ki­mi in­san ot­la­rın ki­mi in­san
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.