Evimde rahat koltuğuma oturmuş bir vaziyette bu incelemeyi yazıcağım için şimdiden vicdan azabı çekiyorum.
Öncelikle Martin Eden Sadece bir aşk romanı yada bir macera romanı değildir! jack londan'ın hayatının bir bölümünün romana kurgulanmış halidir.
Zor zamanlarda hepimiz bir hedef oluşturur ve bu hedefe bağlı kalacağımızı söyleriz ama rahat
Aşk insanı değiştirir derler. Kesinlikle doğrudur bu. Bazen yerden yere vurur, bazen de yerdeki ruhunuzu alır göğe çıkarır. Ana karakterimiz olan Martın de tam olarak ruhunu göğe çıkarıp sonra yaşadığı hayal kırıklığı ile bir başına kalışının öyküsüdür bu. Hayır hayır spoiler değil bu, hemen arka kapakta görebileceğiniz bir bilgi, aslında bu sefer
Evin sessizliği canımı sıktı. Günün gürültüsü patırtısı içinde özlediğim sessizlikle, gecenin bu saatinde kavuştuğum sessizlik aynı değildi. Hiçbir şeyin yokluğu varlığına denk değildi.
. . .
ŞİİR-MİİR
K/aralamalar
(Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
1) İnsanları Seveceksin.
2) Hakkari'de Bir Mevsim
3) Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği
4) Deliliğin Tarihi
5) Yaşamak ve Ölmek Üzerine
6) Tutunamayanlar
7) Erken Kaybedenler
8) Hakikat Şaraptadır
9) Dans Edemeyeceksem Bu Benim Devrimim Değildir
10) Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
11) Tanrıların Doğuşu
12) Yüzyıllık
Son kurbanı ben miyim bu şehla bilmecenin
Aslı bir yasemindir içimdeki gecenin
Böylesine taşır mı karanlığı bir adam
Böylesine kahrını damıtır mı bu şehir
Türk edebiyatında son yirmi yıl pek çok değerli yazarın farklı eserler verdiği bir dönem oldu. 21. yüzyıl edebiyatı, post-postmodernizm ya da meta-modernizmin etkisiyle devam ederken edebiyatımızın son dönemine damga vurmuş birçok iyi romanı ve öykü kitabını listelemek istedim.
Türk edebiyatında 21. yüzyıl eserlerini anlattığım videoyu izlemek
Bir gece sabaha karşı
Gökyüzünü bombardıman ederken şafak
Çılgınca yazdım bu dizeleri
Ağlayarak
Çocuklar koşuyordu göğsümün kırlarında
Gözleri çöl
Bakışları Kızıldeniz çocuklar
Günün gürültüsü patırtısı içinde özlediğim sessizlikle, gecenin bu saatinde kavuştuğum sessizlik aynı değildi. Hiçbir şeyin yokluğu varlığına denk değildi. Sanırım ondan. Sessizliğin de türleri vardı. İnsanın kalbini yerinden oynatan güzel bir anın peşi sıra gelen, kuş tüyü gibi bir sessizlik vardı mesela. Öyle kıymetli bir şeydi ki o, tek bir kelime etsen hayat affetmezdi. O anki sessizlik öyle değildi. Bilakis, görmüş geçirmiş, hayatın feleğinden geçmiş yaşlı bir kadının uzakta bir noktaya dalan kocaman gözlerini kırpmadan, "bu sessizlik hayra alamet değil" dediği cinsten bir sessizlikti.
Her kim isen o olmayı başar. Sırf sosyal olduğunu kanıtlamak için roller bütününe bürünüp maymunluk etmenin anlamı ne! Unutma kader onu izleyene yol gösterir ve karşı geleni süründürür.
Euripides öldükten sonra kıymeti anlaşılan, MÖ 484-406 yıllarında yaşayan Atinalı oyun yazarı. Usta yazarın 100’e yakın eseri olduğu bilinmektedir. Lakin
Ayağa kalkmalıyım anne
Gecenin örtüsünü sıyırıp yüreğimden
Ayağa kalkmalıyım
Seyisleri olmayan
Atları yargılamak neye yarar
Asaları bilinmeyen gemileri
Yürütmek insan denizlerinden
Başımı okşa duâlarınla, anne
Ayağa kalkmalıyım en derin
Atları Uçuruma Sürmek.
Emin Gürdamur'dan okuduğum ilk kitap...
Atları Uçuruma Sürmek; irili ufaklı 16 öyküden ve 131 sayfadan oluşuyor.
Emin Gürdamur okumaya, okuma deneyimine güvendiğim bir arkadaşımın tavsiyesi ile başladım. Yazar, öykü türü için oldukça umut verici...
Gürdamur, daha önce rastlamadığım ilginç ifadelere yer vermiş