#Schopenhauer
*Yazar
#Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
1.kısım
Hayatın anlamı nedir?" sorusu hakiki bir soru mu yoksa yalnızca hakiki gibi görünen bir soru mudur?
Tanrı, stratejik bir amaçla dünyayı yaratmış göksel bir mühendis değildir. O, dünyayı yalnızca kendi memnuniyeti ve yaratma hazzı uyarınca yaratmış bir sanatçıdır.
Philosophical Investigations" gibi bir çalışmada
"Özerklik vermek, kombinasyonlar üretmek, mi?" Peki, nasıl gerçekleştirilecek bu, kim, nasıl yapacak? Kim dinleyecek, kim sözünü dinletecek, söyler misiniz? Nihayet, kim Türkiye'yi yönetecek, hangi gruplar, hangi güçler? Diğer Türklerden eğitim düzeyi daha yüksek olan İstanbul'da bile, bu "özerklikten" gerçekten bir
Okurken Oktay Sinanoğlu gibi bir insana ülkemizde sahip olduğumuz için çok gurur duydum. Hayata olan bakış açısı, zekası, bilgileri beni kendine hayran bıraktı. Üniversitede %100 İngilizce bölüm okumuş biri olarak yabancı dilde eğitim hakkındaki görüşlerine tamamen katılıyorum. Kendi ana dilinden olmayan akademik bilgileri öğrenirken bir çok şeyin havada kaldığı, aynı zamanda terimlerin bile Türkçesini tam olarak öğrenemediğin bir eğitimden sonra kendi dilinde iş yaparken ne kadar verim sağlayabilirsin ki? Benim de İngilizce öğrenirken düşündüğüm Oktay Sinanoğlu'nun sık sık söylediği gibi kendi dilini bilmeyen bir insan ikinci biri dili öğrenirken çuvallıyor ve ortaya şimdilerde plaza dili dediğimiz Sinanoğlu'nun Angolamanca dediği durum ortaya çıkıyor ve gerçekten çok gülünç bir durum oluyor. Bunlara ek olarak Oktay Sinanoğlu'nun sürekli olarak Amerika rüyasını bize gerçekleriyle anlatması ve geleceğin Asya'da olduğunu söylemesi çok ufuk açıcı ve Türkiye'de dönen bunca şeyin arkasındaki hikayeleri sorgulamak için çok büyük bir adım. Kitaptaki bilgiler toplumun üst kademeleri tarafından dikkate alınsa ve Sinanoğlu'nun Türkiye hayali gerçek olsa...
Bye Bye TürkçeOktay Sinanoğlu · Bilim & Gönül Yayınevi · 20194,898 okunma
Bir baskı aracı ve ideolojik aygıt olarak devlet – 2
Özgürlüğü elde edemezsiniz özgürlük olabilirsiniz ancak
Nietzshche, devlet kavramı hakkında “Böyle Buyurdu Zerdüşt” adlı kitabında şunları söyler:
”Devlet diyorum, herkesin,
iyilerin ve kötülerin zehir içtiği o yer. Devlet…
İyilerin ve kötülerin, herkesin kendini kaybettiği
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
_Kendine gülmeyen ustaya şaşarım. Güler geçerim ona işte. Öz evimde yaşarım. Benzemem hiç kimseye.
_İnsanın kendine gülebilmesi; şimdiye değin, en iyiler gerçek anlamından yoksun kaldı bunun; en yetenekliler ise bu konuda bir deha göstermediler. Belki de kahkaha, bilgelikle birleşecek, geriye yalnızca "şen bilim" kalacaktır. Şu anda
Murtaza:
(isim) Orhan Kemal’in 1952’de ilk kez basılan romanı
(isim) Aynı romandaki aynı adı taşıyan karakter
Evet, Murtaza romanı ilk defa 1952’de Vatan gazetesinde tefrika edilmeye başlanmıştır. O zamanlar yaklaşık yaklaşık 20 sayfalık tamamlanmamış bir öykü formatındaydı. Türk edebiyatının değerli yazarı Yaşar Kemal, arkadaşı Tunç Yalman’a
Uzun zamandır bir kitap veya hikaye ile ilgili bir yorum ya da inceleme yayımlamamışız, o zaman hadi, başlayalım!
İnceleyeceğimiz "Bir Ölünün Mektupları" adlı hikayemizde Prenses Beyza, yirmi beş sene önce Elcize’de yaşadığı bir olayı, onu delicesine seven bir gencin ona yolladığı mektupları yanındaki insanlara anlatıyor.
Olaylar
Kadınların En Güzel Tarihi - Françoise Héritier/Sylviane Agacinski /Michelle Perrot/ Nicole Bacharan
Nicole Bacharan Fransız tarihçi ve siyaset bilimcisi soruları eşliğinde kadınların; insanlığın var oluşundan günümüze kadar ne gibi sorunlarla ve diktelerle karşılaştığını ortaya koyan röportaj türünde bir eser.
İtiraf eden: Gizli
İtiraf alan: https://1000kitap.com/Mecnunbeyyyy
İtiraf:
"Bu kadar takipçinin olması acınası bir durum. Sapığın tekisin ve 600 küsür takipçinin olması bunu değiştirmiyor sadece biri sana sapık dediğinde savunan bir sürü kız var nedenini inan hiç bilmiyorum ama çok çok sapıksın her boku saçma sapan şeylere vuruyorsun. Bir de https://1000kitap.com/Orupsucocuklarialmiyoruz123 senin şu arkadaşın ne yaşıyor amk kendi adı orospularla başa çıkma derneği gibi bişey sana suç ortağım bebeğim falan diyor gülünç gerçekten çok gülünç. Bu çocuğu takip eden insanlar dönüp bir bakın kimi takip ediyorsunuz kendisi iğrenç biri.d"
_Tanrı, ilk ateisttir. E. Hubbard
_Din, gönüllü köleliktir. Herzen
_Burada bir ateist yatıyor. Giyinip kuşanmış hazır, ama gidecek bir yeri yok; ne cennet ne de cehennem. Mezar taşı
_Çürümüş bedenimden çiçekler çıkacak ve ben de onların içinde olacağım. E. Mumch
_Bir zamanlar ateist olmak istemiştim. Artık vazgeçiyorum. Adamların tatili yok! H.
Okuyalı epey oldu ama bu kitaba yorum girmeyi unuttuğuma inanamıyorum... Dean, Briar'ın en çapkın hokey oyuncusu. Açıkçası çapkınlığın üniversiteli çok popüler bir hokey oyuncusu söz konusu olduğunda çok da ütopik olduğunu düşünüyorum. Dean kimseye zorla bir şey yapmıyor ve herkesi tatmin eden bir durum var ortada. Yani sırf çapkınlığı
Sokağın ortasında gerçekten çok gülünç olduğunu hissetti. Bu gülünç durum için de kimseyi suçlayamaz, sorumluluğu kimseye, kendisine bile yıkamazdı. Hiç olmazsa, ortada bir suçlu veya sorumlu bulunsa, her şey çok daha kolay olurdu.