Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
YALNIZLIĞIN YARATTIĞI İNSAN Pardösüsünün kürklü yakasını kaldırınca üşüdü mü diye baktım. Aslında soluk esmer yüzü balmumu gibi sararmıştı. – Üşüdün, dedim. Kaşını kaldırdı. Yanağındaki çıban yerinde kan yoktu. Durdum. Yüzünü avuçlarıma alıp ovaladım. – Neden böyle oldun, dedim. Güldü. Karanlığa doğru tükürdü. Başını iki tarafa şiddetle
ÖYLE BİR HİKÂYE Sinemadan çıktığım zaman yağmur yine başlamıştı. Ne yapacağım? Küfrettim. Ana avrat küfrettim. Canım bir yürümek istiyordu ki... Şoförün biri: – Atikali, Atikali! diye bağırdı. Gider miyim Atikali'ye gecenin bu saatinde, giderim. Atladım şoförün yanına. Dere tepe düz gittik. Otomobilin buğulu, damlalı camlarında kırmızı,
Reklam
Derviş
Șimdi gül deyince insanın aklına tuhaf şeyler geliyor. Ben mahallede iki tur dolanıp mezarlık duvarından aşınca gül mü kopardım Ayșe'ye vermek için? Değil. Ayşeler çoktur da onlara çiçekçiler de çoktur, benim işim olmaz. Hayatta bi kere çiçek taşımışlığım var, onu da poșete koydum da yürüdüm. Lisede hem de rezillik. Okulun müdürüne
_Hiçbir şey söylememek amacıyla sürekli konuşuyorlar. Öfkeli sözlerle tatsız gerçeklerin üzerini örtme çabasından başka bir şey değil bu. Cüretli iddialar, politik ajitasyonlar, eşi benzeri görülmemiş anlamsız düşüncelerle iflah olmaz insanlar. _Söylenenler sürekli tekrarlanırsa artık kanıta ihtiyaç kalmadan kesin gerçek olarak kabul edileceğine
Çoktandır özlediğim yanık saman kokulu bu toprak üzerinde dalıp kalmışım. Uyuyor muyum; yoksa rüya mı görüyorum. Bilmiyorum.. Serin bir gölge. Kafamda 12 tonluk Bussinglerin korkunç gürültüsü. Bir şeyler düşünmek istiyorum. İki şeyi biraraya getiremiyorum bir türlü. Düşüncelerim hep uçuyor. Biri daha uçtu. Yaprakları dökülmüş kuru bir dala takıldı
Enzo ile yaptığı o danstan sonra başka hiç kimseden hoşlanmamış olması bana şahane geldi. Eşi benzeri olmayan aşkının her ayrıntısını anımsıyor olduğunu, öyle ki benimle dans ederken de an be an o günü yaşamış olduğunu düşündüm. Bu bana coşku verici göründü, ben de hemen ve mutlaka bu şekilde aşık olmayı arzu ettim. Enzo hakkında öyle yoğun bir anısı vardı ki, kemikli bedeni, göğüsleri, nefes kokusu aşkını benim içime aktarmıştı. Sersemlemiş halde mırıldandım: “Nasıldı Enzo, fotoğrafı var mı?” Gözleri ışıldadı: “Aferin, görmek istemene sevindim. 23 Mayıs’ta buluşalım ve ona gidelim: Mezarına”
Reklam
_Hayat öylesine sürprizlerle doludur ki, sırtındaki küfeyi alır kiminden, elmasları yükler taş yerine. _Onların zırvalara inanmalarının sebebi, cahillikleri. _Sefil egolarının değer ölçüleriyle ölçüp, gerçeğe, güzele ve iyiye ağızlarından salyalar saçarak nutuk çekiyorlar. _Köle tiplerden oluşmuş hiçbir devlet yasayamaz. Köleden doğan yine köle
Atamın çok değer verdiği köylünün öğretmenlere göstermediği değer:
Gani Çavuş'un odasında oturuyoruz. Şubatın yirmi biri. Eşini görmediğim yaman bir tipi, sokakları süpürüyor. Derde, sıkıntıya ilişkin acıklı konuşmaların bini bir paraya. Bu sırada kapı açıldı, efendi kılıklı bir genç girdi içeri. Bir elinde ufak bir bavul var. Paltosunun yakalarını kaldırıp çengelliiğneyle tutturmuş. Bir elinde de, kapının
Hz. Ömer (R.a.) müslüman olması.
Nübüvvetin altıncı yılında vâki olan hadiselerden biri de Hz Ömer'in imana gelmesidir. Rivayet edilir ki, Bir gün Hz Peygamber ﷺ geçerken, Ömer ile Ebû Cehl'in bir yerde oturduklarını, gizli bir şeyler konuştuklarını gördü. O gece Resûlullah ﷺ Duâ edip: "Ey Allah'ım, bu İslâm dinini, Hattâb'ın oğlu Ömer veya
Sayfa 449 - Huzur yayıneviKitabı okudu
Anladım, ben bu şehrin insanı değilim; ekmeği dilim dilim ve suyu miskal miskal aslan ağzında. Halbuki ben bir temmuz yazında geldim bu şehre.
Sayfa 15 - Niyazi Akıncıoğlu - İstanbulKitabı okudu
Reklam
Konuş be Şeytan!
Tanrı evren ve yıldızlar, şimşekler ve yıldırımlar, dağların doruklarındaki alevler ve hiçlikten gelen seslerle gücünü gösterdiyse de, seni kuzuyu kurban etmeye mecbur etmedi, sen hayvanı kendi hırsın yüzünden kurban ettin, çölün bütün kumu onun kanını emmeye yetmedi, kan bize kadar geldi, nereye gidersek gidelim izi peşimizi bırakmayacak, sen, ben ve Tanrı, attığımız her adımda arkamızda bu izi bırakacağız.
Değer !!!
İnebolu Ankara yolunda bir yerde, bir dere başına geldik. Köprü falan hak getire. Kunduralarımı, çoraplarımı çıkardım, paçalarımı sıvadım dizlerime kadar. Kestirmeden gidelim diye düştük buraya. Dereyi geçerken bir de baktım ki, karşıdan, bir köylü, hem de öyle ihtiyar değil, sakalsız, demek ki daha kırkına basmamış bir köylü, bir kadının, bir köylü kadının sırtına binmiş dereyi geçiyorlar. Sakat, diye düşündüm. Ama herif öbür yakaya geçince indi kadının sırtından, yürüdü. - Bu ne iş? dedim benim sürücüye. - Avradı, dedi. Dereyi geçti avradın sırtında. Güçlü karı demek.
Sayfa 54 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
İnebolu Ankara yolunda bir yerde, bir dere başına geldik. Köprü filan hak getire. Kunduralarımı, çoraplarımı çıkardım, paçalarımı sıvadım dizlerime kadar. Kestirmeden gidelim diye düştük buraya. Dereyi geçerken bir de baktım ki, karşıdan, bir köylü, hem de öyle ihtiyar değil, sakalsız, demek ki daha kırkına basmamış bir köylü, bir kadının, bir köylü kadının sırtına binmiş dereyi geçiyorlar. Sakat, diye düşündüm. Ama herif öbür yakaya geçince indi kadının sırtından yürüdü.
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.