Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mahkeme senden bir şey istemiyor ki! Geldiğin zaman niye geldin demiyor, gitmek istedin mi, koyveriyor gidiyorsun.” Örneğin rahibin mahkemede söylediği bu söz yaşama ilişkin bir bilgidir. Yaşamda kendi varoluşumuzu kendimiz belirleme hakkına sahibizdir ancak sonuçlarına katlanmak şartıyla.Örneğin işe gitmeme hakkı bizde saklıdır ama buna karşılık verilecek ceza bizim dışımızdadır. Aynı durum din için de geçerlidir. İnanıp inanmama özgürlüğüne sahibizdir eğer cehennemi göze alabiliyorsak, cezası bizim dışımızda örgütlenir.
Cavidi ile Fedahet el Cemal 'in öyküsü
Bir zamanlar, hem güzel , hem zarif ve çok maharetli bir kadına aşıktım. Gül pembesi yanakları, zambak beyazı alnı, mercan kırmızısı dudakları olan bu güzel kadının, inci gibi dişleri, nar gibi de memeleri vardı. Ufacık ağzı bir yüzük gibi açılır, dili mücevher gibi parlardı. Kısık, kara gözleriyle baygın baygın bakar, şeker gibi tatlı sesiyle
Reklam
Ne yapıyorsun? Hiç doğmamış bir güneşin batışına mı üzülüyorsun? Senin olmayanı kaybetmek niye bu kadar üzdü seni ! Şimdiden sonra dönse ne olur? Neyi düzeltebilir artık, beni bunca yıktıktan sonra... Gecikmiş bir güneş ne kadar ısıtabilir ki kalbimi? Neden böyle yaptın? Gitmek için mi geldin? Bir gün köklerinden kopartıp atacağı bir çiçeği neden sular ki insan? Neden geldin? Eskide kalanları unutmak, yenisini de eskitmek için mi?
Özleme konusuna gelirsek, zaten gitmek için gelmediler mi? Sahi neden geldilerki? Hayatımızı mahvetmek için mi ? Karşına alıp şöyle, "ya arkadaş sen bana bela olmak için mi geldin? Demek istemedin mi hiç?
Gitmek, hazırlanarak yapılan bir eylem değildir. İnsan, gitmek için hazırlanmaz. Bir travmadır o, hüzündür, yastır; gitmek karadır, bahttır. Ayrıca birdenbire de gitmez insan. Birikir önce ağzına kadar dolar, taşar da öyle gider. Üstelik apar topar da değil, her gün azar azar gider ama bir gün, dönme ihtimaline karşı tüm yolları ve hatta bütün hatıraları, görünmeyen bir odanın içinde ateşe verir de öyle gider insan. Sonra mı? Sonra ondan geriye kalan ne varsa kül olup uçsun ister ve o an anlar insan, anlatır gittiğini, bir daha da asla dönmeyeceğini...
ONUNCU RİCA: Bir zaman esaretten geldikten sonra, İstanbul’da bir iki sene yine gaflet galebe etti. Siyaset havası, nazarımı nefsimden kaldırıp âfâka dağıtmış iken, bir gün İstanbul’un Eyüb Sultan kabristanının dereye bakan yüksek bir yerinde oturuyordum. İstanbul etrafındaki âfâka baktım. Birden, bakıyorum benim husûsi dünyam vefat ediyor, ba’zı
Sayfa 236 - İhlâs Nur NeşriyatKitabı okudu
Reklam
“Bir-dakika-yemek-yanıyor, şu-pencereyi-açar-mısın, kibriti - versene, kapı - çalmıyor, beni seviyormusun, çöpü-kapıya-bırak, bir-yere-kadar-gitmek-zorundayım, geldin-mi, dün-öyle-demiştin-bugün-böyle-dedin, vaktim-olmadı, dikkat-et-vazoya-çarpacaksın, beni-sevmiyorsun, ben-sadece hatırlatıyorum, kaç-gündür-iyi-değilim-onun-için-mektup-yazamadım, onu-elinden-bırak, şimdi-olmaz “ben-senin-gibi-değilim, radyoyu-kaparmısın, yapmak-zorundayım, bütün-gün-bunu-mu-dinliyeceğiz, bir-dakika-bak-ne-çalıyor, bir-dakika-karşıdan-otobüs-geliyor, bir-dakika-çorabımı-düzeltmek-zorundayım, bir-dakika-hemen-geliyorum, seni-dinliyorum, bir-dakika-yardım-edermisin, ucundan-tut, öyle-değil, canım-istemiyor, yarın-sabah-unutma, sen-bırak-ben-yaparım, sözünü-unutma, bize-bakıyorlar, elim-değmedi, bilmiyorum, bilmiyorum, bir-dakika-gelirmisin, ben-de-aslında-senin-gibiyim, neden-öyle-söylüyorsun, sana-anlatmak-zor, çok-isterdim, hayır, hayır, hayır”
Sherlock Holmes keyif için sokağa çıkan, keyif için gezen bir insan değildir. Tanıdığım en kuvvetli insandır, fevkalâde boks bilir. Fakat lüzumsuz yere vücudu yormanın enerji israfından başka bir şey olmadığı kanaatindedir. Ama iş icabı hareket etmeye, yürümeye, enerji sarfına başladığı zaman da yorulmak bilmez. O gün hava çok güzeldi, ilkbahar
104 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.