Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kaç ayrılık terbiye eder seni, ey gölgesiz kalabalık..
Sayfa 191Kitabı okudu
Seni öylesine düşündüm ki, Öylesine, yaşama’dan önce. Senden başka bir şey yok sanki. Ama nasıl da varsın derim sana, Düşüncelerimce. Seni öylesine, buldum ki, Öylesine, kendimden fazla. Yalnız sensin gölgesiz, Ayrılmamacasına, yanımda.. Akların arasında karan, Karaların ortasında akınla. Öylesine istedim ki seni, Senden önce.. Öylesine, her şeyin içinde, Öylesine dışında, Gün, gece. Seni öylesine yaşadım ki, İnan.. Artık nereye baktığım belli değil, Ne yaptığım belli değil, Vardığım sonrasızlıktan.
Sayfa 27 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın Bu toprak, bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın Bir vatan kalbinin attığı yerdir. Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda Gördüğün bir tümsek, Anadolu'nda, İstiklâl uğrunda, namus yolunda Can veren Mehmed'in yattığı yerdir. Bu tümsek, koparken büyük zelzele, Son vatan parçası geçerken ele, Mehmed'in düşmanı boğduğu sele Mübarek kanını kattığı yerdir. Düşün ki, haşr olan kan, kemik, etin Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin Bir harbin sonunda bütün milletin Hürriyet zevkini tattığı yerdir.
İyi bir ağaca sarılan gölgesiz kalmaz.
256 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bir köyde yaşanan olaylar. Gerçeklik, hayaller, varlar, yoklar... Her şey birbirine karışmış. Bu karmaşıklığını çok iyi anlatmış Hasan Ali Toptaş. Yazarın çok kendine has, orijinal ve farklı bir uslübü var. Okurken etkileniyorsunuz bu uslûpten. Bu kadar özgü bir uslûbu olmasına rağmen kanımca bu uslûbu bu kitapta tam oturtamış Hasan Ali Toptaş. Bazı yerlerde tökezliyor, anlatım sıradanlaşıyor veya yazarın ne demek istediğini anlayamıyorsunuz bazı yerlerde. Yazarın uslûbunu yönetmenlere benzetirsek en çok Fellini'ye benziyor derim. Hikaye kısmına gelirsek basit bir hikaye gibi dursa da yazarın anlatımıyla çok ilgi çekici bir hikayeye dönüşmüş. Son olarak gölgesizler adeta bir tutanamayanlar gibi bambaşka bir şey olmuş. Onun gibi kendi dünyasını oluşturmuş. Ben tutunamayanım diyenler gibi ben gölgesizim de demek insanın içinden geliyor. O gölgesiz olanların hislerini kendimiz de yaşıyoruz da bunca sene gölgesiz olduğumuzu bilmeden.
Gölgesizler
GölgesizlerHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 202012,7bin okunma
Bulutsuz, berraktı gökyüzü,benim de gönlüm gölgesiz.
Reklam
İbrahim Sadri
bu pazar sabahı tam böyle bir şey bir sabahçı kahvesine uğramak bir bardak çay taze dem kokusu hayatın atardamarlarında dolaşmak bölmeden şehrin uykusunu bir şiir yazmak pazar bulmacasının boş karelerine şiirde tam da bunu anlatmak delice tam böyle bir şey hesapsız gölgesiz bedelsiz kimsesiz bir şiir yazmak bir bardak çay içmek sokaklarda gezmek yağmurda ıslanmak ve ben seni çok özledim..
Özdemir Asaf
Seni öylesine buldum ki, Öylesine, kendimden fazla. Yalnız sensin gölgesiz, Ayrılmamacasına, yanımda... Akların arasında karan, Karaların ortasında akınla.
Bu saatlerin bir daha geri gelmeyeceğini, karanlık bir his, ikisine birden tekrar edip duruyor ve aynı zamanda, saadetlerinin gölgesiz olması için, dimağlarının bu andan başka hiçbir şeyle meşgul olmaması lazım geldiğini onlara fısıldıyordu.İkisi de ne bir saat önceyi, ne de bir saat sonrayı düşünüyorlardı.Bütün hislerden ve düşüncelerden daha kuvvetli olan ve insanı hayatında ancak birkaç defa iradesi altına alan tabii ve hakim bir duygu şimdi ikisini de avucunun içine almıştı.Bu anda etraflarındaki ağaçlar,karşılarındaki deniz kadar bu kuvvete tabiydiler.Bir tek üzüntüleri, bir tek istekleri yoktu. Hatta her istediğine nail olanların iç sıkıntısı da onlardan uzaktı.Saadetin bu kadar tamam ve mükemmel oluşu ikisini de şaşırtmış gibiydi. O kadar ki birbirlerine söyleyecek tatlı sözle bile bulamıyorlar, sadece derin derin nefes alarak gülümsüyorlardı.
Utanırım, Utanırım fıkaralıktan, Ele, güne karşı çıplak... Üşür fidelerim, Harmanım kesat. Kardeşliğin, çalışmanın, Beraberliğin, Atom güllerinin katmer açtığı, Şairlerin, bilginlerin dünyalarında, Kalmışım bir başıma, Bir başıma ve uzak. Biliyor musun ? Binlerce yıl sağılmışım, Korkunç atlılarıyla parçalamışlar Nazlı, seher-sabah uykularımı Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar, Haraç salmışlar üstüme. Ne İskender takmışım, Ne şah ne sultan Göçüp gitmişler, gölgesiz! Selam etmişim dostuma Ve dayatmışım... Görüyor musun ?
Reklam
Sokaklarda sürtmeye devam ettim. Her şeye kayıtsız, avare yürüyor, bir sokak başında sebepsiz duruyor, hiç işim olmayan bir yan sokağa sapıyordum. Her şeyi oluruna, kendimi şen sabaha bırakıyor, mutlu insanlar içinde ben de kaygısız, öne arkaya sallanıyordum. Bulutsuz, berraktı gökyüzü; benim de gönlüm gölgesiz.
''Niçin bu kadar hoşuma gitti bu resim?'' ''Niçin hoşuna gitti dersin?'' ''Bilmem. Öyle gerçek gibi duruyor ki!'' ''Hiç gölgesiz de ondan... Sanki yaprakların, çiçeklerin dış çizgilerini değil de içlerindeki pırıltı özü çizmişim gibi gölgesiz bu resim. Eşyanın dış çizgileri benim gözümde ölüdür. Ancak bu pırıltı sahici. Biçim, cansız bir kabuktan ibarettir. Gerçek, içerideki pırıltıdadır.''
Sayfa 219 - İmge KitabeviKitabı okudu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.