Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

86 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
Spiritüalizm Ekseninde Bir Aşk Öyküsü: Klara Miliç
“Sevgi, kutsal ve sadık sevgi her şeye kadir değil midir?” (
Babalar ve Oğullar
Babalar ve Oğullar
, sayfa 252) 1.Yazarın Hayatına Dair: Büyük Rus romancılar arasında yer alan
Ivan Turgenyev
Ivan Turgenyev
, 1818 yılında, Rusya’ya bağlı olan Ukrayna sınırları içinde dünyaya geldi.
Aleksandr Puşkin
Aleksandr Puşkin
ve
Nikolay Gogol
Nikolay Gogol
sonrası Rus Edebiyatı’nı sırtlayan isimlerden oldu. Moskova ve Petersbug Üniversitelerinin yanı sıra, Paris Üniversitesi’nde ve Almanya’da da öğrenim gören Turgenyev, Avrupalı bakış açısına sahip Rus yazarlar arasında gösterildi. Rus gerçekçilik akımının önemli temsilcileri arasında gösterilen yazar ayrıca
Lev Tolstoy
Lev Tolstoy
ve
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
’nin de çağdaşı olarak bilinir. 1883’te öldüğünde ardında bıraktığı eserlerle mirasını kendisinden sonraki dünya edebiyatına aktardı ve Rus Edebiyatının en önemli figürleri arasında yer aldı. 2.Yaşadığı Dönem ve Diğer Yazarlarla İlişkisine Dair: "Neyse canım! Önümde koca bir hayat var! Herhalde hep böyle olmayacaktır!”
Lev Tolstoy
Lev Tolstoy
’dan 10 yaş büyük olan Turgenyev’in Tolstoy’la arasının açık olduğu bilinir genelde. Bu anlaşmazlıkta haklı olan tarafın kimi olduğunu net olarak bilemesek de, elimizdeki veriler ışığında Tolstoy’un sivri dilliliği ve keskin mizacının sebep olduğu çıkarımını yapabiliriz. Turgenyev’in ona karşı bir garezinin olmadığı bu bilgiden de anlaşılabilir: Tolstoy’un yazarlığı bırakma kararı aldığı bir dönemde, Turgenyev ona bir mektup yazarak yazarlık yeteneğinin Tanrı tarafından ona bizzat bağışlandığını ve kararını gözden geçirmesini ister. Tolstoy’un dini inancına bağlı biri olduğunu düşündüğümüzde, Turgenyev’in mektubu daha bir anlamlı hale geliyor tabii ki. Son olarak Tolstoy’un Turgenyev’in Batılı bakış açısına sahip olmasını onaylamadığını da belirtmek gerek. Muhtemelen Tolstoy bunu yanlış bir bakış açısıyla, “Batı hayranlığı” olarak yorumluyordu.
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
ile de benzer sevgi-nefret ilişkisine sahiptir Turgenyev. Dostoyevski de onun bazı eserlerini eleştirmiş ve hatta bir süre sonra iletişim kurmamaya karar vermiştir. Tolstoy ve Dostoyevski’nin aksine milliyetçi olmayan Turgenyev’in çağdaşı büyük yazarlar tarafından dışlanmış olması ilginçtir. Fakat buna rağmen Turgenyev,
Aleksandr Puşkin
Aleksandr Puşkin
,
Nikolay Gogol
Nikolay Gogol
,
Mihail Yuryeviç Lermontov
Mihail Yuryeviç Lermontov
gibi kendisinden önce eser vermiş olan diğer büyük Rus yazarların Avrupa dillerine çevrilmesinde önemli katkıları olmuştur. Uzun yıllar Fransa’da yaşaması sebebiyle
Gustave Flaubert
Gustave Flaubert
,
Edmond de Goncourt
Edmond de Goncourt
,
Alphonse Daudet
Alphonse Daudet
ve
Emile Zola
Emile Zola
gibi Fransız Edebiyatının önde gelen yazarlarıyla dostluklar da kurmuştur. 3. Eserleri Hakkında: Ruhun ölümsüzlüğü ve hayata dair düşünceler Aratov’a yine misafir oldular.
İncil
İncil
’de şöyle demiyor muydu? “Ölüm, nerede senin zehirli iğnen?”
Friedrich Schiller
Friedrich Schiller
de şöyle diyordu: “Ölüler de yaşayacak!” Bir de sanırım Mistkeviç’ten: “Kıyamete kadar seveceğim… ve kıyametten sonra da!” Bir İngiliz yazarsa şöyle demişti: “Aşk ölümden güçlüdür.” Aratov özellikle İncil’deki sözün etkisi altında kalmıştı. (sayfa 66)
Duman
Duman
,
Ham Toprak
Ham Toprak
gib romanları,
İlk Aşk
İlk Aşk
,
Mumu
Mumu
gibi novellaları ve
Avcının Notları
Avcının Notları
isimli öykü derlemeleri olmasına rağmen, Türk okurlar olarak biz onu daha çok “
Babalar ve Oğullar
Babalar ve Oğullar
” adlı başyapıtıyla tanırız. Bunun nedeni, Türkçeye ilk çevrilen Rus romanlarından biri olması sebebiyledir. Batılı bir bakış açısıyla kaleme aldığı bu romanında Turgenyev, nihilizm felsefesini ustaca işlemiş, felsefe ve edebiyat gibi iki farklı alanı birbirine bağlamayı başarmıştır. Tanrı’nın varlığını, insan iradesinin özgürlüğünü ve ahlakı reddeden, dünyada mutluluğun olmadığını savunan Bazarov karakteriyle âdeta “klasik Rus halkı”na meydan okuyan Turgenyev, yüzü Batı’ya dönük gençleri, geleneksel düşünce yapısına saplanıp kalmış aileleriyle karşı karşıya getirmiş ve roman boyunca temposu hiç düşmeyen dinamik ve unutulmaz bir klasiğe imza atmıştı. 4. Klara Miliç Hakkında: “İstediğim birine asla rastlamayacağım… Diğerleri ise bana lazım değil!” (Klara Miliç) Öncelikle kitabı
Ceren Akyüz
Ceren Akyüz
'ün Rusça aslından çevirisiyle Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'nın Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi içinde yer alan baskısından okuduğumu belirteyim. Turgenyev’in bu uzun öyküsü hakkında birçok insanın duyduğu şey
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
'yi etkilemiş olduğu ve onun başyapıtı
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu Madonna
'da Klara Miliç’e referans verdiğidir. Elbette bu doğrudur, Sabahattin Ali’nin sevdiği öyküler arasındadır
Klara Miliç
Klara Miliç
. Sadece onu değil, Türk Edebiyatından birçok yazarı etkilemiştir şüphesiz. Ve okurlar olarak bizleri de okuduktan sonra farklı bir ruh haline soktuğu aşikârdır. Öykü, aslında Turgenyev’in “bildik” tarzına uzaktır. Eserleri daha çok toplumsal düzeydedir ve realist bir bakış açısıyla yazılmışlardır. Fakat bu novellasında Turgenyev “varoluş” gibi geniş kapsamlı bir konu işliyor. Bunun yanı sıra, aşk, acı, ölüm, mutluluk, melankoli, ruh, beden gibi kavramlar da öykünün içinde kendine yer buluyor; Turgenyev spiritüalizmin sınırlarında geziyor. “Ruhbilim”e yeni bir şey katmıyor ama onu öyküsü için bir kılıf olarak kullanıyor. Gerçek bir olaydan esinlenerek yazılan öykü, mistik bir finalle noktalanıyor. İnsanın iç dünyasına uzanan ve bir başkasına duyulan aşkın sınırlarını masaya yatıran güçlü bir hikâye Klara Miliç. Öüye adını veren bir kadın aslında. Romanın 2 ana karakterinden biri Klara Miliç. Diğer ise Yakov Aratov’dur. Anne babası ölmüş olan Yakov, halası “Platoşa” ile yaşar. 25 yaşlarında olan bu genç adam okumaya oldukça düşkündür ve kadınlardan da olabildiğince uzak kalmaya çalışır. “Hem bedenen hem de ruhen bakir” olarak tanımlanan Aratov’un karşısına bir gün bir oyun temsili sırasında bir kadın çıkar. Bu kadın Klara Miliç’tir. Aratov ilk olarak kadından hoşlanmaz fakat iş farklı bir boyuta evrilir. Klara Miliç, ona olan sevgisini itiraf edecektir. Karakterlerin psikolojilerine dair çıkarımlarda da bulunabildiğimiz öykünün, kısa olması sebebiyle bu yönüyle biraz zayıf kaldığını belirtmek gerek. Bir erkeğin bir kadının psikolojisini anlatması zaten yeterince zordur fakat okur olarak Klara Miliç’in neler hissettiğini yeterince öğrenememiş olmak üzücü.
John Fowles
John Fowles
'un
Koleksiyoncu
Koleksiyoncu
romanında işlediği anlatım tekniğinin bu hikâye için de uygun olduğunu belirtmek gerek. Yaşananları bir de Klara Miliç’in gözünden okusaydık acaba bıraktığı etki nasıl olurdu? Fakat Turgenyev bu şekilde gizemli bir öykü yaratmak istediği için ona kızacak da değiliz. Edebiyat dünyasına Klara Miliç ve Yakov Aratov gibi unutulmaz karakterler armağan ettiği için takdiri hak ediyor. 5.Son Söz “Arkadaşlarıyla kaynaşmaz, yeni birileriyle tanışmaya yanaşmazdı, özellikle kadınlardan uzak dururdu, kitaplarına gömülü yalnız bir yaşam sürerdi. İnce ruhlu tabiatı ve estetiğe düşkünlüğüne rağmen kadınlardan uzak dururdu.” (Aratov’un karakterini yansıtan tanımlamalar.) Aşk söz konusu olduğunda ulaşılamayan kişi cezbedici ve çekici olur her zaman. Eğer biri size ilgi duyarsa o sizin için ilginç olmaktan çıkmıştır. O kişi zaten elinizdedir, onunla olmak size bir heyecan vermez. Birlikte olunsa dahi bu tür ilişkilerin geleceği ne yazık ki zayıftır çünkü insan doyumsuz bir varlıktır ve illa ki başkasını da denemek isteyecektir. Ulaşamadığı bir kişiye aşık olup ona ulaşmak hayatının gayesi haline gelecektir. Aşkı büyüten, kutsallaştıran şey de tam olarak budur aslında: O kişiye ulaşma çabası. Kendi isteğiyle kendini size sunan kişi sıradanlaşır. Belki de gerçek aşk odur, kim bilir? Belki de
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
, Raif Efendi karakteriyle gerçekten de Aratov’a bir selam göndermek istedi ve Klara Miliç öyküsünü kendi bakış açısından yazdı. Fakat şöyle de bir gerçek var ki, Turgenyev de
William Shakespeare
William Shakespeare
'e öykündü ve kendi
Romeo ve Juliet
Romeo ve Juliet
'ini yarattı. Edebiyat, bir süreçtir ve büyük yazarlar, başka büyük yazarların omuzlarına basarak yükselmişlerdir. Keyifli okumalar dilerim. “Tüm hayatını bir kadının aşkına yatıran, kaybedince de çöken, artık hiçbir işe yaramayacak kadar kendini bırakan, hayata küsen bir erkek, erkek değildir.” (
Babalar ve Oğullar
Babalar ve Oğullar
, sayfa 41)
Klara Miliç
Klara MiliçIvan Turgenyev · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20182,604 okunma
··
5,1bin görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.