Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bana neden kızılmayacağını da biliyorsunuz: Basbayağı deliyim çünkü. Aslında bana ne, isterseniz kızın. Yukarıda, odamda tırnaklarımı kemirmeye başlamak için sadece elbisenizin hışırtısını hatırlayıp gözümde canlandırmak bile bana yeter. Hem ne diye kızacaksınız? Kendime köle dediğim için mi? Faydalanın, faydalanın öyleyse köleliğimden! Sizi bir gün öldüreceğimin farkında mısınız bu arada? Sevgimden veya kıskançlıktan değil ama... Sadece sizi bazen yutmak istediğimden öldüreceğim. Ah gülüyorsunuz...
-Hem bu aşırı istek de niçin, soylu, sevgili Pyotr Petrovic? Neden ille de yasal bir evlilik? İsterseniz beni dövün, ama bu evlenmenin gerçekleşmeyişine, sizin özgür kalışınıza, insanlık için tümden yok olup gitmemiş olmanıza çok, çok sevindim... Görüyor musunuz: Söyleyiverdim işte düşüncelerimi!.. Lujin sırf bir cevap vermiş olmak için: -Boynuz
Sayfa 470 - Kültür Yayınları
Reklam
Büyüklerin her şeyi neden neden didik didik dikkatten geçirdiklerini bilmiyorum. Hep bir şeylerin iyi gitmediğini söylüyorlar. Biz seninle karşılıklı gülüşüveririz ya, buna bile kızarlar. delimisiniz. durup dururken ne gülüyorsunuz, diye... Oysa hiç de durup dururken gülmeyiz değil mi?
Sayfa 121 - Yapı Kredi yayınlarıKitabı okudu
"En büyük eksiğimiz bu bizim, sınıflandırmayı bilmiyoruz, ayıklamayı, atmayı beceremiyoruz. O kadar isterdim ki düzenli bir evim, bir atölyem olsun. Olmadı. Bu saatten sonra da olacağı yok. Ama kayıt işi biraz da böyle bir ihtiyaçtan ortaya çıktı. Geçmişi derleyip, toplamak istiyorum. Hesap günü... Evet, kıyamete kadar bekleyecek halim yok. Hem mahşer meydanında bana sıra gelene kadar kimlerin kimlerin defterleri açılacak, günahları ortaya saçılacak. Hele ki dünyada yaptıklarının hesabını görmemiş olanlar, yaptıkları kötülükleri unutmuş olanlar, unutulduğunu zannedenler... Gülüyorsunuz. Haklısınız. Dünyada hakkı yenmişlerin tesellisidir bu mahşer tiyatrosu. Keşke öyle bir mahkeme olsa, değil mi? Ama olsa bile insanın kendini yargıladığı mahkemeden daha üstün olamaz. Ben buna inanırım en çok. İnsanın vicdanıyla baş başa kaldığında hissettiklerine..."
Sayfa 66 - Can YayınlarıKitabı okudu
Bu fersude fotoğraf geçmişte kalacak. Geçmiş. O bir yük treni değil mi? Bir gül mevsimi , bir leylek. Bırakın gitsin. Tası tarağı toplayıp gitsin. Önümüzde planları, paftaları açalım. Bozkırı bir baştan bir başa sürelim. Nane , maydanoz ekelim. Şaşırmayın efendim... Evet ,evet... Nane ve maydanoz ... Gülüyorsunuz. Gülün, gülün. Elbet size de bir gülen bulunur.
_Hayat, sürprizlerle dolu bir kumardır ve hayatın ne olduğunu sadece kumarbazlar bilir. _Eğer cesur değilsen samimi olamazsın, sevemezsin, güvenemezsin, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler. _Risk al. Belirsizlik deme; merak de. Güvencesizlik deme; özgürlük de. Bu güvencesizlik, hayatın
Reklam
kitapta çok beğendiğim bazı kısımlar
-yahudinin şapkası ve inkilaplar- “selâhattin gözleri parlayarak koşa koşa merdivenlerden inmişti ve daha o inişi duyar duymaz ben anlamıştım yahudi'nin onu kandıracağını: çok da sürmedi. elinde o tuhaf çanta, başında şapka, yahudi, bahçe kapısına yürürken: siz boşuna inmeyin istanbul'a, diyordu. siz bana gene bir mektup yazınız, ben
185 syf.
10/10 puan verdi
Candide ~ Voltaire Candide, naifliğin ve iyimserliğin timsali. Şatoda, güzel bir ortamda büyümüş ve her şeyin en güzelini bekleyen biri. Ama işte, hayat bu kadar pembe değil! Bir gün, bir olay sonucu şatodan kovuluyor. Ne mi yapmış? Belki de hiçbir şey! Ama işte, bazen hayat sana öyle bir tokatlar çarpar ki, şaşırıp kalırsınız. Sonrasında
Candide
CandideVoltaire · Dorlion Yayınevi · 20195,1bin okunma
Aynen ya fetöyle büyük mücadele
Belediye Başkanlığı döneminde AKP ve FETÖ ile de ilişkiler kurmuş. Mesela FETÖ okullarını ziyaret etmiş, ziyareti yaparken de defalarca o ilin imamı olan Ömer Sezgin ile görüşmüş, Kendisine sorulduğunda "CHP'ye oy toplamak için cemaat okullarını gezdiğini ve FETÖ imamıyla sık sık bu nedenle bir araya geldiğini söyleyen belediye başkanı,
Şeytan, insanlık üzerinde henüz bizce bilinmeyen bir zamana kadar hükmünü geçirecek. Gülüyorsunuz, değil mi? Şeytana inanmıyor musunuz? Şeytanın varlığı hakkındaki şüphe, bir Fransız fikridir, dehşet verici bir fikir. Bilir misiniz şeytan kimdir? Biliyor musunuz adı nedir? İsmini bile bilmediğiniz hâlde “Voltarie” gibi ona bir şekil vererek alay ediyorsunuz… Hayal gücünüzün ürünü olan boynuzlarına, kuyruğuna, tırnaklı ayaklarına gülüyorsunuz. Şeytan, gerçekte kötü ve müthiş bir ruhtur. Ne tırnaklı ayakları, ne de boynuzu vardır. Bu özellikleri ona siz verdiniz.
Reklam
Tokat'ta Ortaokul: İlk Gazetem Yaltırık'ı Çıkartıyorum Tokat'ta en büyük kazancım Yekta [Güngör Özden] olmuştur. Yekta ile Tokat'ta tanıştık. En eski arkadaşım Türkiye'de halen Yekta'dır benim. Yekta da Tokat Lisesi'nde. Ben ortaokul 3'deyken o Lise 1'deydi, leylîydi [yatılı]. Oradan ahbap
"Genceciksiniz ve gençlik sahip olunabilecek en kıymetli şeydir." "Bana hiç de öyle gelmiyor Lord Henry." "Şimdi öyle gelmez. Günün birinde buruş buruş olup çirkinleştiğinizde, derin düşünceler alnınızda çizgiler bırakıp arzularınızın yangınları dudaklarınızı mühürlediğinde anlarsınız, hem de acı acı anlarsınız. Şimdi
Sayfa 26 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
443 syf.
5/10 puan verdi
Siyasal islamdan kaçan beyaz yakanın "Ruhani" kitabı
Yıllarca bu kitap, kapağı ve arkasındaki yazı ile dikkatimi çekmişti. Uzun süren bilim kurgu ve fantastik kitap okumalarımdan sonra, iyi bir ara olur diye okumaya başladım. İyi de oldu. Çünkü hayatımda bu kadar manipülatif bir kitap daha okumadım. Ve bunu o kadar kaba şekilde, defalarca yapıyor ki sinirlenmiyor gülüyorsunuz. Baştan söyleyeyim,
Tanrılar Okulu
Tanrılar OkuluStefano D'Anna · Sinedie Yayınları · 20114,224 okunma
214 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.