Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Güneşe doğru yürüdüm ama ruhumda bir şey ölmüştü…
Bakıyorum Beyaz gökyüzüne bakıyorum Kül mavisi bulutlara bakıyorum Kahrolası güneşe bakıyorum Demek dünya dedikleri bu Gezegenlerin yuvası bu Bir yağmur damlası Yüksek binalara bakıyorum Uzaktaki kilise kubbesindeki Binlerce pencereye bakıyorum Demek dünya dedikleri bu İnsanlığın yuvası demek bu Kül mavisi bulutlar bir araya gelir Güneş kayboluverir İyi görünümlü adamlara bakıyorum Tebessüm eden kadınlara Zarif atlara bakıyorum Ve kül mavisi bulutlar ağırlaşmaya başlıyor Bakıyorum... bakıyorum Yanlış bir gezegene gelmiş olmalıyım Her şey çok garip
Sayfa 198
Reklam
“Eğer güneşe yakınsa küçücük bir cismin gölgesi dahi kocaman olabilir.”
Jose Marti
Aynı yalınlıkla ölmek isterim Kırda bir çiçek gibi, sakin, gösterişsiz. Mum yerine yıldızlar parlasın üstümde Yeryüzü uzansın altımda sessiz. Ben aydınlık ve özgürlük delisiyim Varsın hainleri gizlesinler soğuk bir taş altında Dürüstçe yaşadım ben, karşılığında Yüzüm doğan güneşe dönük öleceğim.
Halbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta Her şey naylondandı o kadar Ve ölünce beş on bin birden ölüyorduk güneşe karşı. Ama geyikli geceyi bulmadan önce Hepimiz çocuklar gibi korkuyorduk. Geyikli geceyi hep bilmelisiniz Yeşil ve yabanî uzak ormanlarda Güneşin asfalt sonlarında batmasıyla ağırdan Hepimizi vakitten kurtaracak Bir yandan
Sayfa 20 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Bundan sonra artık hiçbir şey demeden, ne hızlı ne yavaş, tam olması gereken tempoda dosdoğru yürüyelim. Bu yol nereye gidiyor? Bunu büyüyen bir asmaya sormalısın. Asma sana cevap verecektir: "Hiç bilmiyorum. Ama güneşe doğru büyüyorum."
Sayfa 142Kitabı okudu
Reklam
İşte insanların sersemliğine güzel bir örnek: Çoğu kez kendi ektiğimizi biçtiğimiz halde, bahtımız kapandı mı, başımıza gelecek felaketlerin sorumluluğunu gider güneşe, aya ve yıldızlara yükleriz. Sanki zorunlu olduğumuz için kötülük yaparmışız gibi; sanki göklerin zoru ile budala, doğuşumuza egemen olan burcumuzun baskısı ile alçak, hırsız ve hain; sanki yıldızımızın etkisine boyun eğmek gerektiği için sarhoş, yalancı olur, zina ederiz. Yaptığımız bütün kötülükler kutsal bir gücün zoruyla olur. Orospu peşinde koşan bir zamparanın şehvetini bir yıldıza yüklemesi harika bir kaçamak doğrusu! Babam annemle Ejder Takımyıldızının kuyruğu altında birleşmiş, ben de Büyük Ayı'nın altında doğmuşum, huyum da ondan kaba saba ve şehvetli olmuş! Saçma! Ben pic olarak ana rahmine düşerken, en saf yıldız göklerde parlasaydı bile, ben neysem o olurdum yine.
Ön Söz
"Fantazi Edebiyatı" ile "Fantastik" kavramını birbirlerinden tam olarak ayırmaya çalışmamız gerek: Fantastik, her zaman, her yerde, yazının ve konuşmanın söz konusu olduğu her durumda karşımıza çıkacaktır. Odysseus’un Sirenleri, Lukianos'un bilinmez denizlere yolculuğu, Gulliver’in akıllı atları, Cyrano de Bergerac'ın güneşe ve aya gidişi, Doktor Frankenstein'ın yaratığı, Dorian Gray'in yaşlanan portresi, Doktor Jekyll'ın Mr. Hyde'ı, Wells'in görünmeyen adamı, Gregor Samsa’nın dönüştüğü böcek, her boy ve soydan vampirler, hortlaklar, hayaletler, bunların hepsi "Fantastik" kavramının çerçevesi içinde yer alırlar. Yazarın "bugün ve burada"sında deneyimle(ye)mediği, geçmiş bilgilerinden çıkarsayamayacağı, ancak varolan bilgiyi kendi hayal gücüyle harmanlayarak türetebileceği şeylerdir muhayyilenin yaratı(k)ları.
Sayfa 7 - Metis Yayınları, 2. Basım, Haz. Yiğit Değer Bengi
İnsanın iki dünyası var: hırs için sürünen vücuduyla aşk için yaratılan ruhu. Vücut, ruha dayanmış bir köprü veya aşka götüren yol olmadıktan sonra varlığımıza sarılmış bir musibettir. Onun ilahi harekete sadece vasıta olduğu anlaşılmadıktan sonra darlık ve tatminsizlik kaynağı olduğunu bile bile güneşe bile doymadan azap içinde yaşamaya mahkumuz.
"Işığı aramaktan başka bir şey yapmayan, sorumluluklarından kaçan insan iç aydınlığına asla kavuşamaz. Güneşe sürekli bakan bir kimse sonunda kör olur."
Reklam
… Oysa aşk beni nerde görse tanır Hasret tanır zulüm tanır ölüm tanır Yüzüm yüzümden utanır Yorgunum ustam yorgunum Ne katıksız somun isterim senden Ne bir tas su Ne taş yastıkta bir gece uykusu Var gücünle asıl şimdi sükunetime Çığlığım kopsun Uzat ellerini güneşe dokun Uyandır uykusundan …
Ne mi yapacağım bundan sonra? Ayak izlerimi silmek için sana gelen yolları tersinden yürüyeceğim önce. Şiir okumayacağım bir süre, Hediyelik eşya satan dükkanların önünden geçmeyeceğim. Senin için biriktirdiğim yağmur suyunu, bir gül ağacının dibine dökeceğim. Yeni bir yanlışlık yapmamak için telefonlara çıkmayacağım Ardı kuş resimli
Ne doğru...
İrade babanın arabasıdır, alır almaz kaza yaparsın. Böyle hem sözde iraden olup hem de "Teslim" dini ile kolay yaşanabilir sanma. İnsan şeytan ile uğraşmaktan daha Allah'a hiç sıra gelmedi. Hiç yakınlık kuramadan Allah'a inanan adam güneşe tapandan hallicedir sanma.
endişelerimizin ve kaygılarımızın yarısı başkalarının bizim hakkımızı düşündüklerinden kaynaklanır. bu dikeni tenimizden çıkarmalıyız.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.