Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Hayran olunmamaya çalış, sevilmeye çalış..”
Bana 'hayran' olduğunu -söylediğini- söylediğinde, ni­ye kızdım sana biliyor musun: Yalnızca Wittgenstein'in, Hayran olunmamaya çalış, sevilmeye çalış, sözünün aklıma gelmesi değildi, beni öfkelendiren. 'Hayranlık' zavallı bir şeydir - çarpık bir şey: Çoğunlukla, 'hayran' olunan, s a h t e bir büyüklük görünümü içinde­dir; 'hayran' olan da, y a n 1 ı ş bir küçüklük duygusu için­de... Sahici ilişkide hayranlığa yer yoktur; çünkü, sahici ilişki­de, iki kişi, birbirini iyi tanır -ya da iyi tanımağa çalışır (lar)-; iyi tanınınca da, her kişide ne kadar 'büyüklük', yücelik varsa, bir o kadar da 'küçüklük', alçaklık olduğu görülür - görebilen, görür..
Sayfa 103 - Metis/pdfKitabı okudu
“İnsanca, Pek İnsanca” bir bunalımın anıtıdır. Kendilerine ö z g ü r düşünürler diyenler için bir kitap: her tümce bir utkuyu anlatır – kendi doğam içinde özüme a y k ı r ı d ü ş e n d e n böyle kurtardım kendimi. İdealizimdir benim özüme aykırı düşen: şöyle söylüyor başlık “ s i z i n ideal nesneler gördüğünüz yerde b e n -insanca, pek insanca nesneler görüyorum ancak!...” D a h a iyi tanıyorum insanı ben…Burada “özgür düşünür” sözcüğü başka bir anlamda anlaşılmaz: ö z g ü r l ü ğ ü n ü sağlamış, kendini yeniden bulup kavramış düşünce. Sesin yapısı, tınısı tümden değişmiştir: kitap kurnazca, soğuk, kimi durumlarda katı ve alaycı bulunur. S o y l u bir beğeniden kaynaklanan bir tinsellik alttan yukarı doğru gelen bir tutku akıntısına direnir gibidir. İşte bu bağlamda, kitabın 1878’de zamansız yayınlanışına karşı bir çekince diye V o l t a i r e ‘in yüzüncü ölüm yıldönümüne rastlamasını göstermem bir anlam taşımaktadır. Çünkü Voltaire, kendinden sonra gelen yazarların tümden tersine, hepsinden önce g r a n d s e i g n e u r ‘ dü [soylu kişi] düşünce yönünde: tam benim olduğum gibi.
Reklam
İnsan kendi kendisinin çok uzağında kaldığını bilmediği sürece, kim olduğunu sezmedikçe, varlığının bilincine ulaşır. Bu açıdan bakılınca yaşamdaki h a t a l a r ı n, kimi evrede gidilen yan yolların ve sapmaların, gecikmelerin, “kararlılıkların”, ağırbaşlılığın, ödevlere emek vermelerin ödevin ötesine geçmesinin kendilerine göre birer anlamı ve değeri olduğu görülür. N o s c e t e i p s u m [ kendini tanı ] yokluğa götüren bir yoldur; oysa kendini unutmak, kendi kendini y a n l ı ş a n l a m a k , kendi kendini küçültmek, daraltmak, - orta değere indirgemek aklın kendisidir.
“Kimse senin gibi düşünmese bile doğru olduğuna inandığın şeyi yapmayı bırakma.” H Y P A T İ A
Güneşin yanında y e r l e r i t a h m i n e d i l e b i l e c e k sayısız karanlık gök cismi vardır, -onları hiçbir zaman göremeyeceğiz.
Sayfa 109
Dün otobüsteki küçük çocuğun yüzünde gördüğüm hayret-sevinç karışımı ifade: Şu bağlantıyı kurdum: h a y r e t - h a y r a n l ı k - s e v i n ç Hayret, tek başına bir şaşkınlık olarak kalabilir; ama nesnesi hayret edene güzel, hoş, alımlı gelirse, hayranlığa geçer; bu da sevinç verir: Hayranlık uyandıran birşeye hayret etme, sevindirir. (Hume'vari bir açıklama!...)
Reklam
Bilgenin insanseverliği, bazen kendini heyecanlı, öfkeli, se­vinçliymiş gibi g ö s t e r m e y e yazgılar onu, h a k i k i özünün soğukluğu ve temkinliliğiyle çevresine acı verme­sin diye.
Düşünmeye zaman yok çünkü, hep bir oyalanma hali
- Eski dünyanın insanları daha iyi n e ş e l e n m e y i b i l i y o r l a r d ı : bizim bildiğimiz ise d a h a a z s ı k ı l m a k t ı r ; onlar ken­dilerini iyi hissetmek ve şenlikler düzenlemek için hep yeni fırsatlar yaratıyorlardı, keskin zeka ve derin düşünüş zen­ginliğiyle arayıp buluyorlardı: biz ise tinimizi acı çekmeme­yi, sıkıntı kaynaklarının ortadan kaldırılmasını hedefleyen görevleri yerine getirmek için kullanıyoruz daha çok.
Îro Ji Dest Husna Hebîb • Feqîyê Teyran
îro ji dest husna hebîb sergeste û heyran im ez Min eşq û muhbet bûn nesîb sewadê sergerdan im ez Eşqê gelek sewda kirin bê mal û bê mewda kirin Nûra çira winda kirin Mûsayê imran im ez Mûsa ji dest husna bi nûr şêrîniya xalên di hûr Secde bire ber Kohê Tûr nêzîkî remzê wan im ez Remzê ku dê dilber bikin carek bi çeşman seyr bikin Dê kohê Qaf
Biri ınsan ruhunun Tanrının kendi özünün, öbürü de büyük bütünün bir parçası olduğunu; bir üçüncüsü ilksiz olarak yaratılmış; bir dördüncüsü yaratılmış değil. yapılmış olduğunu söyler; baş­ kalan da Tanrının onlara gerektikçe biçim ver­ diğini, çiftleşme anında geldiklerini temin ederler. Biri: ..Sperma hayvancıklannda yerleşir'' diye
Reklam
Sokrates'in Sorunu §11
Sokrates bir yanlış anlamaydı; t ü m i y i l e ş m e a h l a k ı, H ı r i s t i y a n a h l a k ı d a b i r y a n l ı ş a n l a m a y d ı. . .
A m a d i l e d i ğ i n k a d a r u z a ğ a g i t: H e p a y n ı g ö k y ü z ü n ü p a y l a ş a c a ğ ı z.
Sayfa 98
" B i r i k m i ş ö f k e s i n i u z u n z a m a n d a n b e r i h e r h a n g i b i r ş e y e b o ş a l t m a k i s t e y e n b i r i n s a n d ı m . "
"Benim a d ı m Tairneanach, marifetli Dubhmadinn soyundan, Murtcuideam ve Fiaclanfuil'in o ğ l u . " Ejderha a y a ğ a k a l k ı n c a a ç ı k l ı ğ ı n e t r a f ı n ı saran a ğ a ç l a r ı n üst d a l l a r ı y l a a y n ı hizaya geldim ve b a c a k l a r ı mı biraz daha s ı k t ı m. Ama alana varana kadar bunu u n u t a c a ğ ı n ı v a r s a y ı y o r u m, o yüzden ben k a ç ı n ı l ma z olarak ismimi h a t ı r l a t ma k zorunda kalana kadar bana Tairn diyebilirsin."
540 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.