Aşk bu topraklarda hâlâ imkansızdı. Bu topraklarda hâlâ birçok şey imkansızdı... Paranın Cinleri. Mardin'in masalsı havasıyla ailesini, çocukluğunu, yaşadıklarını, ilklerini, aşklarını anlatmış yazar. Küçücük anılarda birkaç kelimede boğazınız düğümlenip kalıyor. Murathan Mungan, kendi şehrini o kadar güzel ve şiirsel bir dille anlatmış ki, kitabı okurken Mardin sokakların da gezintiye çıkmış gibi hissediyorsunuz. Keyifle okunan muhteşem bir eser. Keyifli okumalar, kitapla kalın. Bir şarkı, birkaç tesadüfün bütün bir hayatı ele geçirdiği zamanlar...
AFRİKALI LEO/AMİN MAALOF
Ben Hasan, tartıcıbaşı Muhammed'in oğlu, ben Giovanni Leone de Medici; bir berberin sünnet ettiği, bir papazın vaftiz ettiği ben. Şimdi Afrikalı diye anılıyorum ama Afrikalı değilim Avrupalı da Arabistanlı da değilim. Bana Grenadalı, Faslı, Zeyyatlı da derler ama ben hiçbir ülkeden, kentten ya da boydan değilim.
.
Kosova’dan Çorlu’ya göç etmiş bir aileden olan Kemal, üniversitede İstanbul’da okuma hayali kurar. Böyle bir zamanda lise son sınıfta iken, okulundan Beyza ile tanışır. Kara sevdaya tutulmuş olan Kemal, üniversite sınavı arifesinde terk edilince yıkılır. Hayali olan İstanbul’da üniversiteye başlar. Bir iş bulur, evlilik yolunda ilerler ama
Kadın ona doğru kayarken bakışlarını bakışlarından ayırmadı. İhtiraslı ve bilmiş mavi gözleri vardı. Hipnotize edici. Vücudunun, isteği dışında kadına doğru eğildiğini fark etti.
Kadın duş kabininin içine girdi. İçerideki su onu ıslatmıyor, bu- nun yerine pırıltı gibi görünen minik elektrik kıvılcımları saçıyordu.
Bir rüya... Erotik olanından.
Jacop Finch Bonner, avukat bir baba ile rehber öğretmeni bir annenin tek çocuğu olarak dünyaya geldiği günden beri daima daima yazar olmak istemiştir.
Jake ,The New York Book Review’un dikkate değer bulduğu ilk eseri ‘Mucizenin Keşfi’ ile iyi bir çıkış yapmış, ancak ikinci kitabının fiyaskosunun ardından yazar tıkanıklığına girmiştir. Bir yandan
Bir solukta okumuştum. Etkileyici, akıcı ve okurken yaşanılanları çok çok hissettiren bir kitap. Bu şekilde yaşamaya çalışan kadınların hala daha var olduğunu bilmek çok üzücü.
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020100,5bin okunma
Yaşam hala çekici geliyordu oysa .Bazen kışın kucağından fırlayıp gelen o muhteşem ilkbahar günlerinden biriydi , gökyüzünün sonsuz maviliği ,bütün o kasvetli kış aylarından sonra taze bir soluk gibi geliyordu .
"Bu... o kadar da kötü değil. Devam et." Danii onu kavra- mıştı, kıvrık pençeleriyle sanki gitmesine hiç izin vermeyecekmiş gibi tutuyordu.
"Çok sıkısın. Bir yumruk gibi sıkıyor." İyice içine yerleşince, Daniela'nın alışması için kıpırdamadan durmaya çalıştı.
İnanılmaz bir iradeyle, Daniela altında kıvranmaya başlayın-
En çok alıntı not ettiğim eser olabilir, stoacı filozof Seneca'nın dostu lucilus'un seneca'nın ona göndermiş olduğu mektupları saklaması üzerine günümüze ulaşmış bu yaklaşık 2000 senelik derleme birazda stoacılığın doğasıyla da ilişkin olarak hâla pek çok açıdan taptaze bir eser. [seneca'nın bazı kısımlarda "ah eskiden hayat ne güzeldi yiğenim" muhabbetinin günümüzde hâla paralel olarak sürdürülmesi olayı da aklıma gelip beni gülümsetiyor:) ] Bazı fikirler benim için yeni olmamasına rağmen, özgün persektifiyle oluşturduğu üslubuyla beni asla sıkmadı. Zamansız fevkalade bir eser. Yalnız, erdemi herşeyin ortasına koyacak kadar ağırlık vermek fikri katıldığım bir fikir değil pürüz olarak bir tek bunu dahil edebilirim.
Ah eklemeyi unutmuşum metni Latince aslından çeviren Doç. Dr. Türkân Uzel hocam bence kitabı muhteşem çevirmiş, okuyup anlamadığım hiç bir kısım olduğunu hatırlamıyorum. Ellerinize sağlık hocam.
2022-2024 / 3 sezon, 24 bölüm / Nisan.24 de izledim
FİNAL
Kanal / Nerden izlerim : Netflix/ Netflix
Puan IMDb : 6,4 / Benim : 8
Tür: Dram / +16
KONU : Farklı hayat biçimlerine sahip olan X kuşağı ile Z kuşağının çarpışmasını konu ediyor. Bakış açıları, yaklaşımlar ve hedefe giden yolda yürüme biçimleri X kuşağına göre artık bambaşkadır. Genç
Yaşam hâlâ çekici geliyordu oysa. Bazen kışın kucağından fırlayıp gelen o muhteşem ilkbahar günlerinden biriydi, gökyüzünün sonsuz maviliği, bütün o kasvetli kış aylarından sonra taze bir soluk gibi geliyordu.
Türk Edebiyatı Klasikleri her zaman okumaktan keyif aldığım eserlerle dolu. Bunlardan biri de Hüseyin Rahmi Gürpınar. Ben Deli miyim ? önce adıyla cezbetti , okumaya başlayınca adının hakkını fazlasıyla verdiğini gördüm.
Dönemini ve çevresini romanlarına aktaran yazar , geniş kitlelere ulaşmış ve halâ okunmakta.İstanbul yaşamının özel inanışlarına , ekonomik ve toplumsal eşitsizliklerine , kadın erkek ilişkilerine çoğunlukla mizahi zaman zaman duygusal olarak yer verirken özgün konuşma dilini bozmadan kullanmaya özen göstermiş.
Bu eserde de Şadan ve Kalender Nuri isimli iki "deli" üzerinden İstanbul yaşantısı anlatılıyor. Tabii baskın olarak iki delimizin maceraları.
Yazar iki karakter üzerinden toplumsal iliskileri genel ahlâkı sorguluyor yani. Hem de delice , delirtircesine.
Zaman zaman çoğunuz bu soruyu kendinize sormuşsunuzdur. Hangi davranış, hangi söylem sizi bu soruyu sormaya yöneltti bilemem ama kitabı okuyunca " sorma , delir geç ..." diyebilirsiniz kendinize.
Toplumsal eleştirilerin nokta atışıyla ortaya konduğu eser güldüren ve düşündüren yönüyle muhteşem bir okuma keyfi sunuyor.
Kalın oluşu gözünüzü korkutmasın , gerçi kitap kurtlarını sayfa sayısı yaralamaz bilirim.
Ben keyifle okudum, umarım sizler de beğenirsiniz.
* Neler biliyorum. Söylemesi yasak bu gercekler içimi yiyor.*
* Akıllı olmak ne büyük ahmaklık, ne yürek yakan sıkıntı ya Rabbim!*
*Deli nedir , Akıllı nedir ? Anlayamadım.*
Sevgiler , kitapla kalın.
Ben Deli miyim?Hüseyin Rahmi Gürpınar · Koç Üniversitesi Yayınları · 2018574 okunma