Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Handoşunkitaplığı

Handoşunkitaplığı
@handosunkitapligi
Bookstagram Adresim: handosunkitapligi lütfen takip etmeyi unutmayın
Sağlık ve zaman paha biçilemez bir servettir. Kendi zenginliğinin farkında ol
Reklam
Her şey vaktini bekler, ne gül vaktinden önce açar ne de güneş vaktinden önce doğar. Biraz sabret senin olan sana gelecektir.
Artık, pek yarattığın gibi değil dünya İnsanlar hem sabuna karıştı, hem suya: Ne olursun, hoşuna gitmediyse eğer, Yazdıklarıma sakın darılma Allahım!..
Sayfa 16

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çilekler lekeler bırakır tabaklarda, kıyafetlerde, dişlerde, ellerde… Kan lekelerine benzeyen hüzünlü pembe izler.
Reklam
Hayatımda ilk kez okyanusa baktım. Eğer berraklığın bir kokusu varsa, bu kesinlikle oydu.
Sayfa 34 - ephesusKitabı okudu
Ama artık çeliktendim. Üzerime gel dünya. Hasar almayan bir şeye zarar veremezsin.
Sayfa 24 - ephesusKitabı okudu
“ Dua ediyorum Tanrı’ya Tekneyi doğru yönde ilerletsin diye, kıyılar gözden kaybolup da bizler kabaran sularda, bir anda yutulacakmışçasına, bir çöp gibi yalpalayıp sallanırken.”
Yük kaldırabilme konusunda insan tıpkı bambu gibi - ilk bakışta zannettiğinizden çok daha esnek.”
“Herkesin gördüğü mavilik, denizin devasa bedenini saklayan tenidir; esen yelle başlayan kıpırtılar ise uykudan uyanışıdır deryanın.”
Reklam
“ Deniz ekmek kapısı, deniz hayat, deniz sevgili, Deniz zalim, deniz suskun, deniz sevecen, deniz öfkeli. Bazen acıdan öldürür balıkçıyı, bazen de verdikçe verir.”
"Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız. Ama günün bi­ rinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter."
Sayfa 142Kitabı okudu
Öyle bir bağlanırız ki, sanki ondan önce bir hayatımız yokmuş gibi, hayatımızın onunla var olduğunu düşünecek kadar kör oluruz.
Sayfa 14 - indigoKitabı okudu
Kaybetmek acıtır, yıpratır. Cefası da zordur fakat kaybettikten ve düştükten sonra tek başına ayağa kalkabilmenin sefasını anlatamam. Bu anlatılmaz, yaşanır. Bazen bir şeyleri kazanmak için de kaybetmek gerekir.
Sayfa 12 - indigoKitabı okudu
Reklam
“Hakiki kitap satılmaz; satıldığıyla değil sayıldığıyla övünülür.”
Vasiyetimdir: Bin ahımın hakkı toprağa kalsın...
Sayfa 33 - MetisKitabı okudu
Bir zamanlar meydan okumak isterdim. Kaç meydanını okudum da bu hayatın Yalnızca iki harf öğrendim: A H!
Sayfa 31 - MetisKitabı okudu
Mutfağa gidip domates çorbası pişirdim. Çoktandır öksüz olan mutfakta Buğulandı ve ağladı camlar, Gözyaşlarını kuruladım perdelerin ucuyla.
Sayfa 25 - MetisKitabı okudu
İlk üç bilmeyi verdiğinde bahçedeki ağaç Annem sevindiydi hatırlarım. Ah demişti. Ah!
Sayfa 24 - MetisKitabı okudu
Ya siz, Nasıl bilirdiniz çocukluğunuzu ey cemaat? Nasıldı Öldürdüğünüz birinin cenaze namazını kılmak?
Sayfa 23 - MetisKitabı okudu
Reklam
İç ses, diye söylendim Ve ah dedim sonra, Böyle ah demeyi beli bükük bir ahlat ağacından öğrendim.
Sayfa 19 - MetisKitabı okudu
Canlılıklarını duyduğum, canlılıklarını birlikte bölüştüğüm bir takım insanlar gitti.
Her sevginin başlangıcı ve süreci, o sevginin bitişinin getireceği boşluk ve yalnızlık ile dolu.
Unutmayın: Başarılı bir insan olmak yıkılıp tekrar ayağa kalkmak demektir. Sizi temelden yıksalar bile o binayı(kendinizi) tekrardan dikmek zorundasınız. Asla vazgeçmeyin başaracaksınız.
Bu yüzden farkında olmadan ya da olarak zaten uğraşıyoruz, bir şeylere zaman harcıyoruz; yeri geliyor yediğimizden içtiğimizden, yeri geliyor, yeri geliyor ailemizden feragat ediyoruz.
Ama Vahşi Doğa, Vahşi Doğa’dır. Annelik de anneliktir; ve ister Vahşi Doğada’da ister başka yerde olsun son derece korumacı bir görevdir.
Reklam
Odamda beni kitaplarım bekler. Bu yegâne tesellidir. Her eşyasını ayrı ayrı ve gayet iyi tanıdığım bu odada yalnız onlar her zaman için yeni bir koku taşırlar. Her zaman söyleyecek bir çok lafları vardır.