HATİCE ERKEN o güzel kalbiyle ve güzel ÇOCUKLARIYLA birlikte 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen ve 10 ili kapsayan depremde aramızdan ayrıldılar. Hakka yürüdüler.
Güneş onlar için bir daha doğmayacak.
Huzur içinde uyuyun.
Başımız sağolsun. Mekanları CENNET olsun.
Şükrü Erbaş , benim toprağım.Yani Yozgat'lı.1953 doğumlu.Bu incelikte ve hassasiyette biriyle aynı memleketin insanı olmak beni mutlu etti. Babama sordum.Tanır mısın diye? Aralarında 10 yaş var.Belki bi tanıdık bulurum ortak. Tanışmayı değil de bir imzalı kitabı olsa yeter.72 senesinde Toprak Mahsulleri Ofisinde çalışmış.Daha 19 yaşındayken. Rahmetli
Boğazımız düğüm düğüm "Yaşıyoruz Sessizce"
Yaşıyoruz Sessizce; bir ölümün, bir ağır yasın, bir buruk acının ve bir Ömür'ün, Şükrü Erbaş'ın şahgülü Ömür Hanım'ın kitabı.
Ben hiç evlenmedim. Kimseye hayat arkadaşım demedim. Yılları ve yılların getirdiği acı-tatlı her şeyi birlikte göğüslediğim bir kadını da yitirmedim. Bir kadını
Popüler olan her şeyden uzak kaldığımı burda takriben 85-90 kez belirtmişimdir. Bundan mütevellit bu kitap çıkar çıkmaz okuyup aradan çıkarmak istedim. İncelemeye de kitabı alış hikayemle başlamak istedim.
Her zaman gitmiş olduğum sahafa gittim. Kitabı alırken orda bir baba bir oğul muydu yoksa bir dede bir torun muydu tam bilmiyorum; "Yeni
Kalbim acıdı, dizeler bulanık göründü gözlerime..
Öncelikle kitabın giriş kısmında yazarın eşine ait bir söz var, onunla başlamak istiyorum incelemeye.
"Babanız içerde şiir yazıyor diye
çocuklarımı sessiz ağlattım ben."
(Hatice Erbaş)
Bu söz yazara, eşi vefat ettikten sonra bir yakını tarafından aktarılmış. Yazar bu söz hakkında şunu söylüyor: Beni darmadağın etti. Bu iki dize benim odada yazdığım tüm şiirlere bedeldir.
"Yaşıyoruz Sessizce" ismi kadar bu kitaba yakışacak başka isim düşünemiyorum. Çünkü yazar eşinin hastalık süreci başlangıcında ve devamında yazdığı şiirlerde ne kadar aşk dolu ne kadar zarif ve Ömür Hanım olmadan ne kadar yaşanamayacağını anlatmış. 45 yıl evlilik hayatının izlerini işlemiş şiirlerine. Tek bir kadın sevmiş ve sevmeye devam etmiş mezar taşında bile. O şiir yazmak için bir kadından başka bir kadına yönelmenin gerekli olmadığını, duygular içtense sevilen insanın nefes almaması bu duyguları azaltmayacağını hatta körüklenen közler gibi sürekli yenileceğini göstermiş. Bazı kısımlarda gözyaşı dökmeden geçemiyor insan, teşekkürler bu duyguları yaşattığın için güzel insan..
Son olarak kitap hakkında bilgi edinmek için linkteki videoda 15.47 dk dan itibaren izleyebilirsiniz şairin kendi dilinden.. İyi okumalar
youtu.be/uASiGVYZBOs
Yaşıyoruz SessizceŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201612,8bin okunma
Şükrü Erbaş'ın, eşi Hatice Erbaş'ın ölümünden sonra ona yazdığı şiirlerden oluşuyor. Giden sevgilinin ardından yazılan, geride kalanın yüreğinin ateşini harflere döktüğü bir ağıt bu
Hep bir şey söylenir ya Bekir kardeşim; her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır...İslam arkada tutmuyor kadını, yanında tutuyor.Arka diye bir şey yok. Hacer, İbrahim'in(as) yanında; Hatice anamız da Resulullah'ın(sav) yanındadır...
Sıcağı sıcağına kurcaladığım ve birçok arkadaşımın kitabı okuyacağını bildiğim için, spoiler özelliği taşıyacak herhangi bir detay vermediğimi öncelikle belirtmek isterim.
Veba Geceleri, Orhan Pamuk'un 40 yıldır düşünüp, 5 yıldır yazdığı, son 1 yıldır da üzerinde düzenlemeler yaptığı son romanı. Yani birtakım çevrelerin ve o çevreye tabi
Nasrettin Hoca’nın bir fıkrası vardır hani. Oğluyla yolda giderken önce oğlunu bindirir eşeğe, kendi yürürken. Etraftakilerin ayıplamasıyla kendi biner, oğlu yürür devamında. Bencil diye söylenenleri duyar da devamında, oğluyla beraber binerler eşeğe. Bu sefer de merhametsiz olmuştur hoca diğerlerinin nazarında. En son çare ikisi de yürürler
Her evin kapısında Ceren Özdemir, reddedilen her korunma başvurusunda Ayşe Paşalı, her şarkıda Değer Deniz, her kuaförde Muhterem Evcil, her sınavda Ceren Damar, her kedi sevgisinde Merve Kotan, her plazada Şule Çet vardır. Her şehirde "Özgecan" adı verilmiş bir yer, dünyanın ummadığınız bir yerinde "Ölmek istemiyorum"
Kitabı yorumlamaya öncelikle yazarlarımızı tanıtarak başlamak istiyorum.
Bekir Develi aslında herkesin tanıdığı bi isim Ramazan da özellikle sık sık görüyoruz.Gezi, belgesel, yarışma sunuculuğunu yapıyor.Bu kitabın bilgi sahibi bir modda moderatörü denilebilir.
Muhammed Emin Yıldırım aslına bakarsanız bu kitabın yapımı için konuşulabilecek en doğru insan
Ben Hatice Şifa Kaydı. Kahramanmaraş Onikişubat Ilıca Şehit Bekir Gündeş Çok Programlı Anadolu Liseside 12. Sınıf öğrencisiyim. Okulumuz tadilat yapıldı ve ne yazık ki şuan bir kütüphanesi yok. Hocalarım destek olabilecek kitap bağışlaya bilecek insanlar arıyorlar. Ama ne yazık ki köy okulu olduğu için destekçi bulamıyorlar. Sizden ricam destek olur musunuz?
O geceyi anlatmaya çalışmak ne kadar doğru bilmiyorum, ya da ne kadar kendimi ifade ederim onu da bilmiyorum. Bazı acılara sözler anlam yüklemiyor, tesirsiz kalıyor. 2022'de Haziran ayında öğleleyin yatak alttan üstte doğru sıçradı tabi bu durum bana normal gelmedi. Herkesin dilinde bi maraş depremi vardı zaten, hep ne zaman olacak
Es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtuhû
》Ben, onun(Hatice'nin) sevgisiyle rızıklandırıldım [Müslim, Fedail,75]《
________
Hz.Hatice annemiz, tahire yani iffet ve hayâ sahibi, tertemiz...Efendimizin ﷺ "Vallahi Allah bana Hatice'den daha hayırlısını vermedi" diye buyurduğu mükemmel bir eş.. İlk müslüman, efendimizinﷺ arkasında ilk namaz kılan, teslimiyet sahibi, ilklerin timsali...Efendimizin ﷺçocuklarının annesi, Mekke'nin en zengin hanımı iken malını mülkünü islam davası uğruna, efendimize yoldaş olmak için infak eden.. Cennet ile müjdelenen Hanımlar aleminin sultanı...Radiyallahu anh.
Muhammed Emin Yıldırım hocanın siyer alanındaki çalışmalarını çok beğeniyorum. Bu kitapta aynı sekilde beğendiklerim hatta hayran kaldıklarım arasında yerini aldı. Kendine örnek kişilik arayan hanım kardeşlerim Hz.Hatice Annemizden daha iyi bir örnek bulamaz. Okuyup, anlamak ve rehber edinmek duası ile.. Es-Selam