Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Dünya hayal olsun.
Dünya efsane. Hep masal fakat efsane hakikate mi dönüyor, hakikat efsaneye mi? Mesele bu aralıksız döngünün düğümünü bulmakta... Yoksa hakikat adını verdiğimiz şey hayalden ibaret midir?
Sayfa 98 - 16.Mutasavvıfça bir şiir
“hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hala kabul edemiyor musunuz? bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır. insanlar ancak muayyen bir hadde kadar birbirlerine sokulabilirler, üst tarafını uydururlar; ve günün birinde hatalarını anlayınca, yeislerinden her şeyi bırakıp kaçarlar. halbuki mümkün olanla kanaat etseler, hayallerindekini hakikat zannetmekten vazgeçseler bu böyle olmaz. herkes tabii olanı kabul eder, ortada ne hayal sükutu, ne inkisar kalır…”
Reklam
İnsan çocuk olduğu sürece onda, karanlık bir odada bir saat için bile olsa, ruhunu yüksek, beklentinin zirvesinde tutabilecek kadar hayal gücüne sahiptir; insan bir kere yaşlandı mı, hayal gücü onu Noel ağacından, daha onu görmeden bıkkınlık duymaya rahatça yeltendirebilir.
Sayfa 31 - Pinhan Yayıncılık / Birinci Basım: Şubat 2022 / Özgün Adı: İn Vino Veritas / Danca Aslından Çeviren: Nur BeierKitabı okudu
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
Yani ikisine de ihtiyacın var: Düş ve gerçek, hayal gücü ve hakikat. Dolayısıyla, hayal gücünü yenilemek için, iç dünyanı taze tutmak için her türlü insanla konuşmalı, her türlü bitkiye bakmalı, her türlü şeyi yemelisin.
Yetiş ey keştibânım bir derin deryaya düştüm ben Meded gavvasım ol kim bî-amân dalgaya düştüm ben Ne bir sâhib-vekâr oldum ne bir kimseye yâr oldum Kocaldım ihtiyar oldum ne bir hemtâya düştüm ben Bilen yok hasb-ı hâlimden usandım tatlı canımdan Cüdayım âşiyânımdan şeb-i gayyaya düştüm ben Şikâr almaklığa cânân ilinden azm-ı râh ettim Hemân
Reklam
hayır, hayal ile yoktur benim alışverişim inan ki her ne demişsem, görüp de söylemişim şudur cihanda benim en beğendiğim meslek sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek.
Bu dünyadaki hayatımızın yalnızca bir hayal olmadığı nerede yazılı? Ancak bilincimiz bize neyin hakikat neyin hayal olduğunu söyler.
Bu kitabı hakikat arayışına aşina vicdanlar, sona dair bahisleri seven insanlar zevkle okuyabilir. Bir asırdır bu muhit ve bu millet hayli Raciler yetiştirdi ve daha birçokları yetişecektir.
Bu kitabı hakikat arayışına aşina vicdanlar, sona dair bahisleri seven insanlar zevkle okuyabilir. Bir asırdır bu muhit ve bu millet hayli Raciler yetiştirdi ve daha birçokları yetişecektir.
Reklam
bildiği bir şey değil insanların bakma teârüflerine onların! hangi hakikatte sebat ettiler, hangi yola doğru deyip gittiler? üç kişinin fikri değil müttehid her biri eşhâs kadar münferid hepsi de davâ-yı isabettedir. kim hakem olsun, o da hayrettedir. dünkü hakikat bugün olmuş hayal, şimdiki de yarına kalmak muhâl! işte şu söz en güzel, en muhtasar: cehlini bilmek gibi olmaz hüner.
Sayfa 206 - bir hasbihaldenKitabı okuyor
“Sözlerime gücenmeyin!” dedi. “İlerde arkadaşlığımızı bulandırması ihtimali olan şeyleri açıkça konuşmaktan çekinmemeliyiz. Bu gibi meselelerde korkaklık zararlıdır… Ne olur? Anlaşılmayacağımızı anlarsak veda eder ayrılırız… Bu o kadar mühim bir felaket mi? Hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hala kabul edemiyor musunuz? Bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır. İnsanlar ancak muayyen bir hadde kadar birbirlerine sokulabilirler, üst tarafını uydururlar; ve günün birinde hatalarını anlayınca, yeislerinden her şeti bırakıp kaçarlar. Halbuki mümkün olanla kanaat etseler, hayallerindekini hakikat zannetmekten vazgeçseler bu böyle olmaz. Herkes tabii olanı kabul eder, ortada ne hayal sükutu, ne inkisar kalır… Bu halimizle hepimiz acınmaya layıkız; ama kendi kendimize acımalıyız. Başkasına merhamet etmek, ondan daha kuvvetli olduğumuzu zannetmektir ki, ne kendimizi bu kadar büyük, ne de başkalarını bizden zavallı görmeye hakkımız yoktur… Artık gidelim mi?”
Bir nesil evvelkilere mevhum saltanat tatlı bir hayal, milliyet esasları üzerinde bir Türk milliyeti acı bir hakikat görünüyor. Bugün biz o mevhumeye acı hayal, Türk devletine tatlı hakikat diyoruz.
Sayfa 50 - Milli Eğitim Basımevi - İstanbul 1970Kitabı okudu
Rüya ile Hayal arasında Hayal ile Hakikat arasında Yalnız sen varsın!
"Bu o kadar mühim bir felaket mi? Hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hālā kabul edemiyor musunuz? Bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır. İnsanlar ancak muayyen bir hadde kadar birbirlerine sokulabilirler, üst tarafını uydururlar, ve günün birinde hatalarını anlayınca, yeislerinden her şeyi bırakıp kaçarlar. Halbuki mümkün olanla kanaat etseler, hayallerindekini hakikat zannetmekten vazgeçseler bu böyle olmaz. Herkes tabii olanı kabul eder, ortada ne hayal sükûtu, ne inkisar kalır... Bu halimizle hepimiz acınmaya layıkız; ama kendi kendimize acımalıyız. Başkasına merhamet etmek, ondan daha kuvvetli olduğunu zannetmektir ki, ne kendimizi bu kadar büyük, ne de başkalarını bizden daha zavallı görmeye hakkımız yoktur..."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.