“Etrafınıza şöyle bir göz gezdiriniz! Gerçek hayat denilen şeyin ne olduğunu, nerede olduğunu bilmiyoruz bile! Kitaplarımızı, hayallerimizi elimizden alsalar, öylece ortada kalakalacağız.”
“Benim için bütün oyunlar ,romanlar,hikayeler herkesin anladığından başka bir anlam taşıyor.Bütün hayat, bütün insanlık bu kitaplarda anlatıldı, bitirildi.Yeni bir şey yaşamak ,yeni bir kitap tanımak oluyor benim için. Kitaplarla ve onların yazarlarıyla birlikte yaşıyorum.Ön sözlerde yaşıyorum.Hiçbir yazar şaşırtmıyor beni: çünkü hayatlarını sonuna kadar biliyorum .Gerçek dediğimiz dünyada ise kimin ne yapacağı belli değil.Her gün şaşırtıyorlar beni…Yazarlarımla yaşamak daha kolay!!!”
Bu bataklığın suyu da çamuru da;
-Delikanlılıkla elikanlılığı bir tutan.-
-Her şeye hakkı/m var koca zihniyeti ile
-Namus etiketini sadece kadınların alnına yapıştıran, namusu apış arasına sıkıştıran,
-Ve bunca kötülük dururken, öpüşmeyi ayıba, sevişmeyi ahlaksızlığa yakıştıran zihniyetten gelir.
-Bazılarının gözünde, kadının çörek otu kadar
Oblomov içini çekti:
- Ah! Bu hayat, dedi.
- Nesi varmış bu hayatın?
- İnsana rahat vermiyor. Başını derde sokuyor. Ne olur, şöyle bir yatıp uyuyabilsem... Hiç kalkmadan...
-Işığı görmeyi bilenler için, hayat her zaman gülümsemeye hazırdır.-
-Gerçek karanlık, dışınızdaki ışıksızlık değil, içinizdeki umutsuzluktur.-
-Umut:
ışıksız kaldığında, ben bu karanlıktan mutlaka kurtulacam,
bir elimde ayı diğerinde güneşi tutacam diyebilmektir.-
-düştüğünüz yerden kalkmışsanız,
kırıldığınız yerden çiçek açmışsanız;
-yılmamayı, yitmemeyi, çabalamayı öğrenmiş, karanlıktan aydınlığa çıkmışsınız demektir.
-Keyif, yaşamı ıskalamamanın ödülüdür.-