“O benim her sabahki uyanma sebebimdir. Uyumadan önce son şeyim, uyandığım zamanki ilk şeyim. Eğer yaşıyorsam, onu bulma arzusudur beni hayatta tutan..” (alıntı).
İskender Pala’nın son kitabı, ve yazardan okuduğum 8. kitap. 20 Yıl önce başlayan Müslüman Dülger Bahşı ve Hristiyan papazın kızı Kaknusia’nın aşk öyküsü. Olaylar Osmanlı dönem padişahı I.
Olur ya belki okursun diye yazıyorum bu satırları Çünkü sana söyleyemediğim Çok şey bıraktım yüreğimde O kadar yarım kalmıştım ki sana Ne pahasına olursa olsun Seni kaybetmek geçmiyordu içimden Özlemek diye bir şeyin varolduğunu Yokluğunun sabahında anladım Öyle Bir bakışın Öyle bir gülüşün Ve Öyle bir ses tonun vardı ki Unutmak için çok çabaladım Ama malesef başaramadım Biliyorum her yara iyileşmek zorunda değil Bazı yolların da sonu olmaz kimi zaman Bizimde bir sonumuz yoktu ve yüreğimdeki yara kabuk bağlamaz oldu Ne zaman her şeyi bir kenara bırakıp Sana sarılmak istesem Bakışlarındaki dikenli tellere takıldı kollarım Oysa o kadar dökmüştüm ki sana içimi Maalesef sen bana hep sağır kaldın Ve hiç bir zaman yüreğimin feryadını duymadın Sana anlatacak Bir şeyim kalmadı artık Bu defa beni anlaman için değil Bundan sonra anlaman gereken bir şey Olmadığını bil diye yazıyorum Bir zamanlar beni gerçekten seveceğini Umut ederdim Bunun içinde allaha çok dua ettim Her gece uyumadan önce Hatta uykumun en ücra yerinde Fakat farkındamısın bilmem kadın Sen bu hayatta benim kabul olmayan en masum duamsın Dilerim bana yaşattıklarını
Gün gelir sende yaşamazsın
Biliyormusun
Bu hayatta herşey
Kader kısmet ve nasipten ibarettir
Şimdilerde bir tek duam var artık
Diyorum ki
Seni yüreğime koyup
Kaderime yazan allahım
Aynı şekilde aklımdanda silip atsın....
Neden öneriyorum?
Gören olmuştur sitede kitap ya da film önerisi istendiğinde bu eseri öneriyorum. Peki neden? Nedir beni bu kitapta bağlayan? Öncelikle defalarca kitabını okuyup, kitabın filmini de izlemiş biri olarak bir de üstüne üstlük bu kitabı inceleyen
Bakın, bugün ameliyat olacaktı. Ben bikaç saatliğine şehir dışına çıkmak zorunda kaldım, ameliyatına yetişemezsem diye kalbim ağzımda.
Yetiştim, şükür ki kısa bi operasyon oldu.
Eve döndük, tam apartmana girecekken beni bisiklet parkına çekiştirdi. "Aaa ne güzelmiş gerçekten, ama hadi eve girelim ağrın başlamadan" dedim, "senin" diyebildi, ağzındaki sargı bezleriyle, zorla.
Ben şimdi, böyle bi gününde yine benim için koşturmasına mı ağlayayım, beni böyle güzel sevmesine mi? Doğru insan var mı bilmiyorum ama doğru diye bi şey varsa, o benim için çok net kocam. Uzun süre cebelleştik ama şimdi uyuyor. Az da olsa rahatladı içim. Bugün klinikte öyle çaresiz ve yalnız hissettim ki o içerdeyken. Nefes aldığını hissetmek dünyalara bedel.
Ben senden razıyım her şeyim. Yeryüzündeki ve kainattaki her şey, herkes de senden razı biliyorum. Bugün layıkıyla teşekkür de edemedim. Teşekkür ederim. Seni herkesten, her şeyden çok seviyorum.
O esrarlı yangına bu can nasıl dayandı?
Sahile vurdu kalbim,su yandı,kum da yandı.
Bir mum gibi eriyip aktı uykusuzluğum,
Ölüme başkaldıran dertli uykum da yandı.
Yurdundan mahrum edip dolaştırdın Cem gibi.
Ruhumla söndü alev,sonra ruhum da yandı.
Kül oldu bir yiğidin figanıyla her umut.
Bülbülün küllerine konan puhum da yandı.
Böylesi bir yangını