Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanın çalışarak elde ettiği, kendi çabasıyla kazandığı mülkiyet! Burjuva mülkiyetinden önceki küçük burjuva, küçük köylü mülkiyeti mi sözünü ettiğiniz? Bunu ortadan kaldırmaya gerek yok; sanayinin gelişmesi onu yok etmiş bulunuyor ve hergün yok ediyor. Kominizmin ayırt edici özelliği genel olarak mülkiyete son verilmesi değil, burjuva mülkiyetine son verilmesidir.
Dile kolay , gönüle ağır 20 yıl..
Don't remember where I was I realized life was a game The more seriously I took things The harder the rules became I had no idea what it'd cost My life passed before my eyes I found out how little I accomplished All my plans denied m.youtube.com/watch?v=iEyOwLY... Sen gittin, ben çok
Reklam
Geçmişte yaşanan hataların belkilerle telafisi mümkün değil...Belki öyle olmasaydı şöyle olsaydı demek yerine önüne bakmak gerekiyor...Seven sevdiğini nasipte varsa, duasında, dilinde isteye isteye eninde sonunda kavuşacaktır... Çıktığın yol vuslat yoluysa vuslatta kalbinde hep aynı kişi, dilinde aynı kişi varsa yollar bir yerde ayrılmamak üzere kolaylıkla kesişecektir. İmtihan bu bazen ayrılıklar da muhabbete tâbi oluyor... Kavuşmasa Züleyha kavuşmazdı Yusuf'una. Sevdiğin şeyi belkilerle sevemezsin hatasız kul da olmaz belkilerle araya iyice mesafe set çekmek yerine duayla istemeyi bil... Dua havada asılı kalmaz, elbet Rab duyar, elbet Rab onu sana en iyi şekilde verir. Dua Dua dua seven sevdiğini duasında yer verecek Allah'tan dileyecek kadar kalbiyle sevsin... Hergün her saat duanla heran sevdiğini Rabbinden iste ki ayrılıklar, mesafeler, engeller, şerler, dertler ne varsa kolaylıkla kalksın gitsin sevdiğin sana sen ona daimi kolaylıkla yakın olasın...İyi olanı, İnşirah vereni, hayırlı olanı kalbimize yakın, şer olanı, kötülük kokanı, haram olanı benden, ülkemden, dünyadan ebedî uzak eyle Ya Rabbel Âlemin.
Yankılar: 12 Aralık 1975 tarihli birçok gazete Atsız'ın ölüm haberini veriyordu. Milliyet, Haber ve Cumhuriyet'te kısaca. "Gazeteci, yazar ve şair Nihal Atsız, dün akşam İstanbul'da hayata gözlerini yummuştur. 70 yaşında vefat eden Atsız, evli ve 2 çocuk babasıydı. Cenazesi yarın toprağa verilecektir." Ve arkadan
Nefes aldığın şehir ne kadar şanslı. Kim bilir sesini gökyüzü sanan kuşlar bile vardır. Seni ilkokulda tanımış olsaydım, montumu hergün seninkinin yanına asardım
128 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Profesör Ueno, Akita cinsi yavru köpeği beslemeye başladı ve ona Hachi ismini verir. Hachi Japonca sekiz anlamına geliyordu çünkü Hachi kardeşleri arasında 8. köpek ve profesörün de 8 uğurlu sayısı. Profesör Hachi’ ye birçok komutu öğretti.Bir tek havlama hariç. Hachi her sabah profesörü tren istasyonun da uğurluyor, akşam da karşılıyordu. Yine bir sabah uğurladıktan sonra ilk kez havladı ama o gün profesör gelmedi. Kalp krizi geçirerek vefat etmişti. Hachi onu beklemeye devam etti. İlk başlarda Hachi’ yi her sabah seven Yasuo evine götürdü ama daha ilk gece profesörün evine geldi. Orada yaşamadığını öğrenince tren istasyonuna geldi. Hergün 3’ te Shibuya İstasyonu’nda onu bekledi hem de tam 10 yıl. Ueno’ nun bir öğrencisi Hachiko’ yu anlatan makale yazınca Japon halkı onu tanımış oldu. Akın akın ziyarete geldiler. Hachiko için bir fon oluşturup onun ihtiyaçlarını karşıladılar. İstasyon şefi Yoshikawa ve Yasuo ilgilendi. 8 Mart 1935’ ye Hacki gözlerim yumdu. -ko Japonca “sevilen, sayılan “ anlamında bir ektir. Öldüğü yere Hachiko’ nun heykelini yaptılar ama 2. Dünya Savaşı’ nda kullanılmak üzere eritildi. İlk heykeli yapan sanatçının oğlu Takeshi Ando tarafından ikinci kez heykeli yapıldı. Hachiko’ nun korunan bedeni Ulusal Doğa ve Bilim Müzesinde sergilemektedir. Yasuo, Hachi’ yi anma gününde Miyuki adlı kızla tanışır ve ona her şeyi anlatır. Sonra Hachi heykelin altında ona evlenme teklif eder.
Hachiko
HachikoLeslea Newman · Yakamoz Yayınevi · 20181,914 okunma
Reklam
Uzunca bir gece olduğu belli. Belki sana değil, sen şimdi uyuyup sabah erken saatlerde uyanacaksın. Kahvaltını yapıp günlük rutin işlerini halletmek için evden dışarı çıkacaksın. Belki birkaç arkadaşın ile planlar yapacaksın, eğlenmek için zaman ayıracaksın. Gün doğumundan batımına kadar dünyadan bihaber yaşayacaksın. Ama hergünün böyle olacağını zannediyorsan, Yanılıyorsun efendi! Ölüm var, hakikat var, cefa var. Bu cihanda 2 damla gözyaşı, 1 damla kan var. Sen şimdi dersin ki; sabah da olur, akşam da olur, hayat böyle geçer. Ben sana derim ki; Sabah da olur, akşam da olur, Sen içinde olur musun? Evvela buna cevap ver.
Emrah Aktaş
Emrah Aktaş
Dünyaya dalmış halimi sorgularken, bana yazmış olduğu yazının denk gelmesi🥺
Mefistofeles: Öyleyse cesaretin var demektir, Benimle bir anlaşma yapmaya. Sanatımı severek izleyeceksin yakında, Hiçbir insanın görmediğini, Vereceğim ben sana. Faust: Zavallı şeytan, bana ne verebilirsin ki? Yükseklere göz dikmiş insan bilincini, Senin gibiler kavrayabilir mi hiç? Sendeki gıda doyurmaz insanı, Elindeki kızıl altın, cıva gibi, Avcun içinden akıp gider, Senin kumar masalarında, Kimse kazanmaz, Daha sarılırken başkalarına bakar, Göndereceğin kızlar, Vereceğin itibarın tanrısal gururu, Kuyruklu bir yıldız gibi, Kayar gider; Bunları mı sunacaksın? Göster bana bakalım, Koparılmadan çürüyen bir meyveyi, Hergün yeniden yeşillenen ağacı!
Sayfa 7 - Öteki Yayınları Çalışma Odası
Eski Bir Rus Askerin İtirafı
Çeçenya’daki birinci ve ikinci savaşlar sırasında bizzat kendim pek çok ölüm olayına şahit oldum. Ölü insanları gördüm, onlarca yaralanmış veya sakat kalmış çocuk ve yetişkin gördüm. Sadece ızdırap, kan ve gözyaşı vardı. O dönemde olduğu gibi, şimdi de halen Rus güçler tarafından sivillere karşı yapılan mezalimle ilgili çok sayıda hikaye
𝓢𝓮𝓿𝓰𝓲𝓵𝓲𝔂𝓮........ Nedenini bilmediğim bir arzuyla bugün hergünkünden daha çok istedim yanimda olmani. Kolay degil, Sensiz olmak, İçinin yarısinı boş tutmak, Kolay degil her sabah bir martı sesiyle irkilmesi bu yoksul bedenimin. Ancak bu ayrılığın bir süreliğine olusu, teselli dolduruyor yüregime. her ne kadar bu sürenin uzunlugunu bilmesek de sonunun oldugunu bilmek umutlandirici. Zaten her sey umut edebilmekle başlamadı mı? Seni düsünüp de kendimi kaybettigim vakitlerin anısına yazdım bu mektubu sana. Bazen otobüste iki sevgilinin başlarını yaslayıp uyurken ki rahatlığında, Bazen sokakta babasının elinden tutan bir çocuğun gözlerindeki güvende bulurum seni. Düsündükçe nazım olasım gelir ve hep hasretini bir uçtan bir uca yakasım gelir... Bir kuş hafifliğinde sana akar yüregim, yoklugunda yok olmaktan korkarak. Yasadigi acıları anlatırsa sana gözyaşlarınla yıka yaralarımı yada hiç bekletmeden uçurduğumuz çocuksu uçurtma. Bizi bekliyor hacı kumru, saatçi yokusu ve seni bekliyor gölet olmuş bir nisan yağmurunun çocugu. Hadi gel artık. Dayanamıyorum hasretine..🥀
Reklam
Hergün yeni bir umut Tutunup hayallerine dünü unut Sanki kalbimin içinde yüzlere kuş Sarılıp hayallerine uç hadi uç Teldeki güvercin, yalıdaki çapkın Kaldırımda baygın, sana da Günaydın Şarkıdaki serçe, camdaki teyze Uykusuz aşık, sana da Günaydın youtu.be/W5yroPdMaCY?si=...
Karma
Her insan öldürür sevdiğini, Söylesem ah, söyleyebilsem derdimi, Ne kadar değişmişsin ben görmeyeli, Senin anlayacağın gibi, Yazamam hiçbir önsözü görkemle, Öyle bir hayat yaşadım ki, Haykırışan kargalar, Darmadağın uçuşuyor kente doğru, Kim ısıtır kim sever beni daha? Her insan öldürür gene de sevdiğini, İnan yok farkımız birbirimizden, Böyle
Sayfa 94 - Omca Yayınları
“Ama anne lütfen! Ben aşık oldum!” “İşte sorun! Bizi saran tutku adına, hiç kimseyi, hiçbir şeyi görmüyor gözümüz! Ne yapabilirim? Karrrşı konulmaz bir aşşk! … Diğer kadınlara hergün kötülük düşünür, kötülük yaparız. Kadın da değil, karıdır onlar ve orospu!.. Ve dayanışmadan, kardeşlikten söz edilir! Hangi dayanışma, hangi kardeşlik?!.. Kürtaj, boşanma gibi büyük kavgalarda… Ya da elli yaşından sonra kardeş oluruz, ama günlük yaşantıda birer sırtlanız… O bile değil, sırtlanlar ara sıra dinlenir… Biz doymak bilmeyiz! Sana ne diyeceğim biliyor musun? Kişisel ve tanıdığım diğer kadınların deneyimleriyle dolu bunca yıldan sonra… Bir kuşku uyandı içimde… Rekabet, tutarsızlık falan tamam… Ama bazı durumlarda kadının en büyük düşmanının yine kadın olduğu kuşkusu var içimde.”
Ölen sevgilinin ardından
Geçtiğimiz kırk gün sana Bir gün, bana hergun mezar kazdılar. .... Allah sabır versin dediler, valla bence de versin, dedim. Ne olur versin, hatta sabır neredeyse gidip alayım, ağacı varsa toplayayım, çiçeği varsa dikeyim, taşı varsa alıp boynuma asayım, sabır yağmur olup aksın altında islanayim istedim.
Sayfa 163Kitabı okudu
Çıplak Babalar
Kendisine bira söyleyip kısa bir yudum aldıktan sonra,ne olursa olsun Viyana’daki sempozyumda yüksek intihar oranlarının yazarların sosyal durumlarıyla bağlantılı olduğu sonucuna varıldı.Çok az para,çok az övğü,yapılan işe nedense bir tepki verilmiyor.Bir de buna yazarın daktilosu başında hergün kabullen. mek zorunda kaldığı sayısız sanatsal yenilgi ekleniyor.Sonuç yalnızlık, yal. nızlaşma.Yazarların alkolle olan yakınlığı söz konusu oluyormuş ve dolaylı olarak alkol tüketimiyle inti. har oranları arasındaki bağları dikkate çekmiş.
Sayfa 88 - YkyKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.