Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

gamze

gamze
@heyheysusanday
Selçuk Üniversitesi İktisat Bölümü
Aydın
58 okur puanı
Ocak 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
112 syf.
4/10 puan verdi
Osmanlı ve Polisiye kavramları bana uzak olmasına rağmen neden 'Osmanlı Polisiyesi' okuduğum benim için bile bir muamma. Neyse konunun ilgi çekici yönü benim için şuydu; Üç kişiden oluşan bir ekip Tübitak'a sundukları bir proje bu Osmanlı Arşivlerinde bulunan Arapça polisiyeleri günümüz Türkçesine çevirmek. Proje de fikir de güzel. Zaten kabul edilmiş fakat uygulama sıkıntılı. Günümüzde kullanılmayan kelimeler parantez içlerinde muadilleri verilerek yazılmış { mamafih (ama ) şeklinde } bu da okuma bütünlüğünü bozuyor. Kelimeler arası geçişten dolayı hikayeye odaklanamıyor insan. Hikayeden zaten büyük bir beklentim yoktu tam da düşündüğüm gibi oldu. Polisiye türüne çok da hakim olmamakla birlikte türünün güzel renkleriyle kıyaslanamayacak bir Arsen Lüphen hikayesiydi. Sanırım bu Osmanlı Polisiyesi türü bir daha açılmamak üzere kapandı benim için.
Gece Kuşları
Gece KuşlarıE. Âli · Labirent Yayınları · 201316 okunma
Reklam
432 syf.
6/10 puan verdi
İlk olarak söylenebilir ki; okunması gereken bir iç savaş kitabı olmasına rağmen tek başına yeterli bir iç savaş kitabı değildir. Abartıldığı kadar derin bulmama rağmen bazı bölümlerinde şaşırtıcı felsefik nokta atışları bulunuyor. İç savaş dinamikleri ayrıntılı anlatılmaması özellikle kitabın sadece belli bir zamanın kitabı değil uzun vadede
Kumral Ada Mavi Tuna
Kumral Ada Mavi TunaBuket Uzuner · Remzi Kitabevi · 200210,9bin okunma
128 syf.
9/10 puan verdi
Halil Cibran'ı ilk okuyuşum ve onunla tanışmak için harika bir kitap seçmişim. Hafif bir Ulak filmi havası vardı. Köyü terkeden bir ermişin son sözlerinden oluşuyor. İçeriğiyle çok doyurucu bir kitap kesinlikle okunmalı.
Ermiş
ErmişHalil Cibran · Kaknüs Yayınları · 201070,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
842 syf.
5/10 puan verdi
"Kader seni güldürmüyorsa espriyi anlamadın demektir." Hint Kültürüyle ilgiliyseniz okuyabilirsiniz ama kitap biraz fazla kalın,sonlara doğru gerçekten bitse diye gözüne baktım. Kİtap hem kalın hem de küçük puntoyla yazılmış. Okurken gözüm bir derece daha bozulmuş olabilir. Cidden kitap kurduysanız okunabilir.
Shantaram
ShantaramGregory David Roberts · Artemis Yayınları · 20221,609 okunma
709 syf.
·
Puan vermedi
Yeni sayılabilecek bir eser olmasına rağmen 'klasik' olarak adlandırılması beni bu kitaba çeken yegane unsurlardan. Okuduktan sonra anladım bu başarısının sebeplerini. Ben bir kitabı okurken bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum. Trajedi oluşturmak mizaha göre daha kolay.İnsanları güldürmek bence ince bir zeka ister ve bu ince zekayı her bir sayfasında görebiliyorsunuz.
Otostopçunun Galaksi Rehberi (Beşi Bir Yerde)
Otostopçunun Galaksi Rehberi (Beşi Bir Yerde)Douglas Adams · Kabalcı Yayınları · 20153,917 okunma
Reklam
192 syf.
8/10 puan verdi
İtalyan edebiyatına giriş Ders :1 Buzzati :) Kitap 22 kısa öyküden oluşuyor. 'Tanrı'yı gören Köpek' içlerinde ki en uzun öykü diğerleri 2-3 sayfalık. Büyülü gerçekçilik akımından ama kendine göre bir üslubu var. Marquez2e göre daha yalın yalın daha gözlemci. Mitolojik çağrışımlar sık sık kullanılıyor ama mitolojiye hakim olunmasa da ne anlatılmak istendiği açıkca ortaya koyabiliyor. Ben en çok 'Yedi Ulak' hikayesini beğendim. Ülkesinin sınırlarını merak eden bir prensin haberleşmeyi kesmemek adına yanına aldığı ulakları birer gün arayla geri gönderiyor. Tabi mesafe arttıkça ulakların geri dönme zamanlarının arası açılıyor. Matematiksel bir öykü, hesap yaptırıyor insana. Bunun dışında diğer öyküleri de çok yaratıcı ben çok beğendim. Yazarın en ünlü kitabı 'Tatar Çölü' hemen okuma listeme ekledim.
Tanrı'yı Gören Köpek
Tanrı'yı Gören KöpekDino Buzzati · Can Yayınları · 20161,534 okunma
386 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ah Kafka Ah! Şato hologramlı bir kitap ne anlayacağın nerden baktığınla ilgili. Dış kabuk hikayede bir köye atanan kadastrocunun , Şato denilen otoriter figür ve köylüye kendini kendi istediği gibi kabul ettirme hikayesi ama tabii Kafka2yı iki cümleyle özetlersen taş olabilirsin. Hatta iki yakan falan biraraya bile gelmeyebilir :) Sonuçta Kafka okuyorsun ve kendi içinde dediği gibi 'ben edebiyattan ibaretim' Yarım bırakılmış bir hikaye, bilerek yarım bıraktığı ihtimal dahilinde . Yaşamı boyunca eserlerini yayınlamıyor. En yakın arkadaşına da yakılması vasiyeti var. ( Tabii ölümden sonra yayınlatıyor arkadaşı ne kadar hain domdom gibi görünse de elleri öpülesidir.) Karakter işiyle ilgili bir türlü bir yöneticiyle görüşemiyor ama mesela 'Dönüşüm'ün aksine burda hep bir umut içinde. Umut dediysem Kafkaesk bir umut bu; karamsar belirsiz ve muğlak. Hikayenin hem hologramik yapısı hemd e metefor açısından zengin olması net bir görüş sağlanmasına olanak tanımıyor.Zaten kitap çok derin karakterlerde öyle her bir cümle derin analiz gerektiriyor. Tam bir edebi ziyafet. bu kitabın Heneke tarafından çekilen bir filmi var. Kitaplar filme dönüştürülürken genellikle çok değişime uğrar. Film görsle okuma şeklinde yapılmış. Film izleyicisini ne kadar memnun etmiş tartışılır ama ben çok beğendim.
Şato
ŞatoFranz Kafka · İletişim Yayınları · 20189,9bin okunma
350 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Hitchcock ve filmleriyle ilgili uzun uzadıya yapılan bir sohbetin kitaplaşmış halidir. Karşılıklı soru-cevap şeklinde ilerliyor. Hitchcock insanları çok iyi manipüle edebilen bir yönetmen ben bütün filmlerini seyretmedim ama herkes korku filmlerinde ki o meşhur 'duşta bıçaklanma' sahnesini bilir. Bu kadar başarılı olmasında bence doğa üstü olgunun çok da kullanılmaması ve standart , herkesin bildiği ve günlük hayatında karşılaşabileceği gerilimli figürler kullanılması. Şimdi adını hatırlayamadım ama ayağı kırık olduğu için sürekli camdan bakan bir adamın filmi vardı ve bence çok gerilimliydi. Kitap 1897 Afa Yayınları tarafından basılmış. Afa yayıncılığın Afa sineması başlıklı çıkardığı ender kitaplardan. Yani bulup okuma imkanınız neredeyse yok. Sahaflardan bulursanız ve eğer biri almamışsa adamı bilmeseniz ve okumayacaksanız bile alın. En kötü ihtimalle bir koleksiyoncuya satarsınız. :)
Hitchcock
HitchcockFrançois Truffaut · Afa Yayınları · 198742 okunma
282 syf.
2/10 puan verdi
Ne zor okudum ben şunu. Deyim yerindeyse kan geldi gözlerimden .Zaten şiir bana göre birşey değildi bu post-modern şiir kavramıysa yakınına yaklaşmamam gereken birşeymiş. Diğerinde gene bir duygu var. Kafiyenin verdiği bir uyum vardı. Derine giremese de az çok yaklaşıyorsun şairin anlatmak istediğine... Burda o yok. Sürekli negatif buğulu puslu bir hava hakim. Umutsuzluk, insanoğlunun karanlık tarafları, hayatın acımasızlığı vurgulanıyor SANIRIM!!! Yani benim az çok anlayabildiğim bunlardı. Bir daldan dala atlayan yazım tarzı bu post-modern şiir olayı bir daha açılmamak üzere kapandı benim için.
İt Cazı
İt CazıKüçük İskender · Sel Yayınları · 2012294 okunma
101 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Edebi ziyafet... İçinde üç kısa öykü bulunuyor. Bir delinin hatıra defteri, Palto ve Burun. İçlerinde benim açımdan en önemlisi "Paltoé hikayesi. daha önce okumuştum ama yaş farkı, okuduğunuz metinde farklı unsurlar görmenize sebep oluyor.Hikayenin önemi Dostoyevski'den geliyor. "Hepimiz Gogol'un Palto'sundan çıktık" diyerek Gogol'un bu kısa öyküsünün Rus Edebiyatı açısından ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyor. Okuyucuyla sohbet eder gibi yazıyor. Birdenbire ' Hikayenin geri kalanıyla yazar ilgilenmedi.' deyip kestirip atıyor. Zamana meydan okuyan bir mizahi yapısı var. Rusların o sıradan görünen ama uzun uzadıya analiz yaptıkları grotesk memur tiplemesi bir harika. Burun hikayesini daha önce okumamışım. Absürd mizahın güzel bir örneği. Bir de okurken az çok o zaman dilimini hayal ediyorsunuz ve birdenbire kendi yüz yılımızdan bir espri geliyor. O hayal ettiğiniz Rus beyefendisi birdenbire kot pantolonlu, kulağında kulaklık bir tipe dönüşüyor. Gogol külliyatında çok gerilerdeyim. Biraz daha ağırlık vermeli.
Bir Delinin Hatıra Defteri
Bir Delinin Hatıra DefteriNikolay Gogol · Varlık Yayınları · 201955,6bin okunma
Reklam
216 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Hani kafamda deli sorular dedikleri durumun kitaplaşmış hali denebilir. Felsefe okumak isteyip gözü korkanlara şiddetle tavsiye edilir. İçerisinde "insan yemenin nesi yanlış?" dışında bir çok tatlı eğlenceli felsefik soru bulunmakta sadece arka kapakta bulunanları iletmek gerekirse -ölmüş bir tarihsel kişinin yeniden yaşama döndüğüne inanmak akla sığabilir mi? -Olacakları engelleyecek gücümüzün olmadığı doğru mu? -Tehlikeli türleri neden kurtaracakmışız? -Ağustos böceği olmak daha mı iyi? -Mucizelere inanmak rasyonel midir? -Neyin doğru olduğu yargısına nasıl varırız? - Evren bizden ne kadar bağımsızdır? -Yaşamlarımızı nasıl anlayabiliriz? gibi ciddi paradoksal durumlar gayet eğlenceli bir şekilde anlatılmış şiddetle tavsiye edilir.
İnsan Yemenin Nesi Yanlış?
İnsan Yemenin Nesi Yanlış?Peter Cave · Aylak Kitap · 201234 okunma
212 syf.
7/10 puan verdi
Kitabın dili akıcı olmasa da işleyişi bakımından sürükleyicidir. Leprofille hastalığını (cüzzam hastalarının aşırı ilgisi olmak) öğrendiğim kitaptır.Ne hikmetse bu kitap dışında başka hiçbir yerde bu hastalıkla ilgili bir bilgi bulamasam da umduumu yitirmedim. Okurken Hülya Koçyiğit'li cüzzam temalı eski türk filmleri göz önüne gelse de konusu gereği nadir kitaplardandır. Okunasıdır.
Cüzam
CüzamGraham Greene · Öteki Yayınları · 199426 okunma
600 syf.
5/10 puan verdi
Uzunca zaman 'çoksatanlar olmasından mütevellit uzak durduğum ama yazarın röportajlarını izledikten sonra diziyi izlediğim ve hızımı alamayıp bitirdiğim seri. Fi'de bulunan cinsellik unsurlarının sebebini Çi ve Pi 'yi okuduğunuzda anlıyorsunuz. Bu bir reklam stratejisi. Asla felsefe, sosyoloji, siyaset, sanat, din okutamayacağınız kesimi bağlamak. (Üçlemeyi sonuna kadar okutabilirseniz tabii) Yani hedef kitle 'herkes' ama hedef kitlesini doyurabilecek bir yapısı yok. Yazınsal kurgu olarak pek iyi değil. edebi yön bulmak çok zor. Karakterlerin renkleri çok keskin. Aslında bunun çok rahatsız edici olmaması lazım çünkü serinin evrildiği şey biraz bunu gerektiriyor. Grinin elli tonu gibi başlayan seri sonra amatör bir sefillere dönüyor ve Ütopyaya bağlanıp bitiyor. ( Tabii bütün kitaba bir kişisel gelişim havası hakim) Sadece kurgu olsa keskinlik rahatsız edici olabilirdi. Bu yüzden seriyi kendi kulvarında değerlendirmek lazım. Tekamul felsefesi her yerde ince ince işlenmiş. Hedef kitle göz önüne alındığında yeterli hap bilgiler var.Bu serinin en olmamış dediğim iki yönü var İlki karakterin sonları yok. Duru'ya noldu? Bütün seriye damganı vur ama sonun belli olmasın bence çok büyük bir eksiklik İkincisi sanat eleştirisi adı altında yazılanlar. Rahmetli John Berger mezarında ters dönerdi okusaydı. Bunları es geçebilirseniz güzel diye değerlendirebilirsiniz.
Fi
FiAkilah Azra Kohen · Destek Yayınları · 201419,2bin okunma
80 syf.
7/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Kitap beş farklı hikayeden oluşuyor. Her bir hikayede Zweig'in intiharı düşünen karamsar ve çaresiz psikolojisinin yansımış hali mevcut. Beş hikayede de karakterler bunalımdalar ve bunalımda olduğunun, onları nelerin bunalıma sürüklediğinin farkındalar. en akılda kalıcı hikayesi "Leporella"ydı. Kadının zamanla geçirdiği karakter değişiminin anlatımı çok yerindeydi. Her bir cümlede kadının karakteri değişirken okuyanın bakış açısını değiştiren naiflikte yedirerek yazılmış. Tabii Zweig'in Satranç'ın yanında epey bir sönük kalıyor ama okuması keyifli.
Ay Işığı Sokağı
Ay Işığı SokağıStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202167,3bin okunma
616 syf.
6/10 puan verdi
Bir yazar 'sadık okuyucu' kitlesini oluşturana kadar yazım tarzında ya da hikaye örgülerinde pek değişikliğe gitmez. Ne zaman artık oturmuş bir kitlesi olur o zaman isterse risk alır. Piyasaya sürülen ikinci kitabı için tür değiştirmek büyük cesaret.Bu tür değişikliğini bilim kurgudan yana yapmak ikinci büyük cesaret üstelik 'bestseller' dan
Aeden
AedenAkilah Azra Kohen · Destek Yayınları · 201612,7bin okunma
204 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6879 günde okudu
Hikaye 5 yaşında bir çocuğun kendi yaş aralığı ve olgunluk çağı arası geçişlerin absürd komediye polisiye öğeler eklenerek oluşturulmuş. Dili yalın, karakterler çok yerinde olay örgüsü iyi kurgulanmış. Hikaye alışılagelmiş bir döngüye girdiğinde biçim değiştiriyor. Kitabın sonu hemen hemen herkesin yaşadığı ama zamanla unutulmuş bir çocukluk acısıyla bitiyor. Sanırım en vurucu tarafı da buydu.Okuyunca evet benimde böyle bir acım vardı ben ne ara bunların üstesinden geldim diyorsunuz. Kişiyi kendi çocukluğunun aslında basit ama o yaşta ağır gelen duygularını düşünmeye itiyor.Bu açıdan bence ender kitaplardan biri. Kitap bölümler şeklinde oluşturulmu. Onbirinci bölüm 'böyle uyurdu zerdüşt' kendi içinde durum tespitleri ve aforizmalarla ilgili çok iyi nokta atışları barındırsa da hikayenin gidişatında ne kadar önem arzediyordu tartışılır. Üstelik 22 sayfa sürüyor. Böyle bağımsız bir bölüm için biraz fazla uzun. Bunun dışında bence Canıgüz okunmaya değer bir kalem
Oğullar ve Rencide Ruhlar
Oğullar ve Rencide RuhlarAlper Canıgüz · İletişim Yayınları · 202010,9bin okunma
Reklam
320 syf.
8/10 puan verdi
Kitap 10 farklı hikayeden oluşuyor. Dünya tarihi denilse de alternatif bir tarih anlatılıyor. İlk hikaye Nuh'un Gemisine kaçak giren tahtakurularının ağzından gemide yaşananlar anlatılıyor. Hikayeler birbirinden bağımsız ama yakalayana küçük atıflarla bağlar kurulmuş. Barnes üslubu yüzünüzde gülümsemeler oluşturuyor. Çünkü ince mizah toplumun tabu saydığı konular üzerinde yürütüyor. Tabuları yıkmak isteyen bir tarzı yok. Konuyu tamamen kavramış ve anladığım kadarıyla ciddi bir bilgi potansiyeline de sahip.Sadece bir takım meselelere başka bir açıdan bakmaya karar vermiş diyelim. Mesela Nuh'un tufanıyla ilgili gemiye binen kaçak yolcunun ağzından "nuh hiç de sağlam pabuç sayılmazdı, ama siz bir de ötekileri görecektiniz. Tanrı'nın herşeyin üzerine bir sünger çekmeye karar vermiş olması bizi hiç şaşırtmadı. Tek bilmecemsi şey bu türler arasında yer yüzünde ki varoluşları yaratıcısı için özellikle övünç
10,5 Bölümde Dünya Tarihi
10,5 Bölümde Dünya TarihiJulian Barnes · Ayrıntı Yayınları · 2019246 okunma
120 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
32 günde okudu
Can Dosto'm güzel insan :) Kitap iki novelladan oluşuyor. Klasik Dostoyevski yapıtlarına göre çok ince (93 sayfa) bir kitap. 1848 yılında basılmış. yani yazarlığının ilk yıllarında. Tam olarak amatör diyemiyorum çünkü ilk eseri 'İnsancıklar' çok çok iyiydi. O yüzden sadece farklı bir tarz kullanmış diye nitelendirebilirim. Tabii kendi külliyatında çok sönük ama yazarını bilmeden okusam Dosto'dan çok etkilenmiş derdim. Kendine o kadar uzak bir üslüp değil. İlk hikaye 'başkasının karısı' karısı tarafından aldatılan ama bir türlü onu yakalayamayan, onu yakalamaya çalıştıkça trajikomikdurumlara düşen üst düzey bir kişiliği anlatıyor. Burda ki sıkıntı dialogların daha sık olmasından hangi cümleyi kim söyledi kaçırıyor olmak. Gerçi bu basımdan da kaynaklanıyor olabilir.. Çok öyle aman aman beğenmediğim için başka bir yayınevinden alıp okumayı düşünmüyorum. Okuyacaksanız farklı bir yayınevi deneyin derim.İkinci hikaye 'namuslu hırsız' kendi halinde yaşayan bir etrzi ile bir sarhoşun insani dramını anlatıyor.Burda bence dikkat çekici şey Sarhoş karakterin sık sık vurgu yapmasıydı. Kİtabın 1848 yılında yazıldığı düşünüldüğünde Gogol'un 'palto'suna (1842) atılmış bir gönderi olabilir. Tabii olmayabilir de :) Sonuç olarak Dosto okumadıysanız tam olarak fikriniz olabileceği bir kitap olmamakla beraber diğerleri gözünüzü korkuttuysa bir alıştırma olarak okunabilir.
Başkasının Karısı
Başkasının KarısıFyodor Dostoyevski · Oda Yayınları · 20174,345 okunma
160 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Shakespeare benim okuma listemde sık yeralan bir isim değil. Bunun en önemli nedeni kendi değerini kendi dilinde veriyor olması. Oyunlarında ki şiirsel anlarım ve anlam çeşitliliği en iyi İngilizceden okunuyor olması. İngilizcemin yettiği yıllarda ( yani bundan yıllar yıllar önce) VI. Henry'nin bazı bölümleirni (muhtemelen en kolay olanları) İngilizce okumuştum. O zaman anlatımda ki şiirselliği net bir şekilde görebiliyorsunuz.Kullanılmayan herşey gibi İngilizcemde körelince Shakespeare eserleri kenarda kaldı. Çevirilerinde her zaman çok başarılı bulduğum için İşbankası yayınalrını tercih ettim.Deyişlerdeki kaygan üslubu net verebilmek için bolca alt bilgi girilmiş. Shakespeare neden Shakespeare? Sorusunun cevabını çevirilerden alınamayacağının bilincinde okumak lazım..O'na değer veren tek şey tabiki kullandığı dil değil aynı zamanda işlediği konuların zamana takılmaması. Bu yüzden konuya gelirsek Othello Venedik için çalışan değerli bir soylu. Karısı tarafından aldatıldığına inandırılıyor. Olaylar Othello üzerinde dönse de bence asıl konu eserde ki kötü karakter İago. Kötülüğü çevresindekilerin zayıflıklarını çok çabuk keşfedip maniple edebilmesinde yatıyor.Bunun yanında yaptığı her kötülükten sonra içsel kouşmalarda kendi kendini aklamya çalışması bence dikkate değer. Eserin Othello kısmı ise tutkunun nasıl mantığın önüne geçtiğini vurgulanıyor. Shakespeare külliyatı konusunda epey gerideyim. bu yüzden pek etraflcıa birşey söylemek istemem. Ama bir bir gün bir yerlerde Macbeth'i okumam lazım bir onu biliyorum
Othello
OthelloWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202020,5bin okunma
479 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Uzunca zaman kütüphanede yeterli edebi bilgiye sahip olmadığımı düşündüğüm için beklettiğim kitaplardan biri (diğeri yine bir Atay kitabı olan Tutunamayanlar) Bekletmede bir noktada haklıymışım bir yerde haksız.Birincisi öncelikle okumaya başlayacaksınız karmaşık bir üslup okuyacağınızın bilincinde olmanız gerekiyor. Çok kısa bir özetle kitabın
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202231,1bin okunma
176 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 günde okudu
Morrison Afro-Amerikan kültürüne epey katkıları olmuş (hatta 1993'de Nobel almış) önemli bir yazar. Hikaye siyahilere zaten kötü davranıldığı senelerde normalden daha da siyah bir tenle dünyaya gelen bir kızı anlatıyor. Morrison'un burdaki beğendiğim tarafı toplumsal bilinç değişimini çok iyi vurguluyor olması. Irkçılığın boyutunun nasıl renk değiştirdiğini vurguluyor. Bunun yanında kitaba asıl damgasını vuran 'geçmeyen çocukluk travmaları' olgusu. bu travmaların yetişkinlik dönemlerinde nasıl boyut değiştirdiğini hikayeye kişisel gelişim klişelerini dillendirmeden alt metinde yerleştirmiş. Bunun yanısıra çok hızlı bir uslubu var. Genellikle hikayelerin kırılma noktaları sindire sindire yazılır. Morison tek cümlede karakteri sonlandırıyor ya da düğümü çözüyor.Zamanı kullanma biçimi de hikaye içinde değişiyor. Aynı biçim Gonçarov'un Oblomov'unda vardı.Kolay bir üslübu var ve çok hızlı okunuyor. İşlediği konular ırkçılık, çocuk istismarı, travmalar, yanlızlık korkusu vb.. Okunur
Tanrı Çocuğu Korusun
Tanrı Çocuğu KorusunToni Morrison · Sel Yayıncılık · 2016706 okunma
520 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Farklı sosyal sınıftan bir kadına tutkulu bir aşk besleyip, kendini felsefe ve edebiyat konularında geliştirmek için insanüstü bir çaba harcamış ve elde ettiği başarıyla hayalini kurduğu dünya arasında ki farktan kendi hayatı anlamsızlaşmış bir denizciyi anlatır. Jack London Eden'i tutkulu aşkına layık olmak için geliştirirken bir çok farklı alana girmiş. Edebiyat , şiir , iktisat, sosyoloji, ve en önemlisi felsefe alanına girmiş. Kitapta sürekli olarak size konusunda isim yapmış kişilerden alıntılarla ( mesela şiirde Algernon Charles Swinburne, Robert Browning vb. İktisatta David Ricardo, Jonh Stuart Mill'den) çok geniş bir yelpazede entellektüel bilgi aşılıyor. İktisat yelpazesi dışında bir çok alanda işlediği isimleri öğrenmek hoşuma gitti. Dört senelik "iktisat eğitimi" adı altında gördüğüm eğitim işkencesinin isimlerine bir romanda rastlamak o sınavlardan önce yaşadığım "yanlış bölümde okuyorum galiba" hissini geçmişten bugüne taşıdı. Eden en çok Spencer'ın fikirleri etrafında dönüyor.Mesela sosyolist işçilerin grup toplantısında Spencer öğretileri çerçevesinde yaptığı bir konuşma var ki işçiler arasında isyan çıkarıyor. Martin Eden hep bireyci ama hayatın onu sürüklediği bireyci görüş sonu çektiği büyük bir yanlızlık var. Tatmin duygusunun getirdiği anlamsızlaşma çekilen kişisel sancılar. Özetle çok sağlam dolu dolu bir kitaptı
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202391,2bin okunma