Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaşamak, doğmuş olmanın bir sonucundan başka bir şey değildir
Taocu bilge Lao Tzu, bütünlüklü ve nezih bir hayatın küçük bir köyde yaşanabileceğini söyler. Zen’in kurucusu Bodhidharma, dokuz yılını bir mağarada, ortalıkta koşuşturmadan geçirmişti. Pa ra kazanmak, büyümek, gelişmek, endüstri ürünleri yetiştirmek ve bunları nakletmek için endişelenmek çiftçiye uygun bir yol değil dir. Burada olmak, küçük bir tarlaya bakmak, her günün, her bir günün tüm özgürlük ve bolluğuna sahip olmak; tarımın özgün yolu bu olmuş olmalı. Yaşantıyı ikiye bölerek, bir tarafa maddî diğer tarafa da manevî demek daraltıcı ve kafa karıştırıcıdır. İnsanlar yiyeceğe bağımlı olarak yaşamazlar. En nihayetinde, gıdamızı nereden aldığımızı bilemeyiz. Hatta insanlar yiyeceği düşünmeyi bıraksalar daha iyi olurdu. Benzer şekilde, insanlar “yaşamm gerçek anlamı”nı bul mak için kendilerini sıkıntıya sokmaktan vazgeçseler iyi olurdu; büyük manevî soruların yanıtlarını asla bilemeyiz, ama anlamamak iyidir. Doğduk ve yaşamın gerçekliğiyle doğrudan yüzleşmek için dünyada yaşıyoruz. Yaşamak, doğmuş olmanın bir sonucundan başka bir şey de ğildir. İnsanlar yaşamak için her ne yiyorlarsa; insanlar yaşamak için her ne yemeleri gerektiğini düşünüyorlarsa, bu yalnızca dü şünerek buldukları bir şeydir. Dünyanın varoluşu öyledir ki, eğer insanlar, İnsanî iradelerini bir yana bıraksalar ve onun yerine doğa tarafından yönlendirilselerdi, açlıktan öleceklerini düşünmek için hiçbir neden olmazdı.
Sayfa 122
282 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kendimizi hayal kırıklıkları, üzüntü, kaygı gibi birçok berbat hisle başbaşa bulduğumuz zamanlar vardır, belki de çoğu zaman böyledir. Bu hislerle birlikte gelen pişmanlıklar vardır. "Keşke"lerle oyalanıp dururuz, hayattaki seçimlerimizden şikayet ederiz. Halbuki hiçbir seçimimizin tam olarak ne getireceğini, nasıl sonuçlar doğuracağını bilemeyiz. Kitabımız da pişmanlıklara, kötü yapıldığı kabullenilen seçimlere rağmen "geleceğe" odaklanıp, hayatı yaşamamızı, hayatı sevmemizi temel alıyor. Sade bir anlatımı ve basit bir kurgusu var ancak günümüzdeki insanlığın temel problemleri hakkında çok güzel mesajlar içeriyor. Özellikle kötü dönemden geçen, umutsuz duygular içinde olanlar için kitap motive edici ve nefes aldırıcı olabilir. "Öğrenmenin tek yolu yaşamaktır." "Demek istediğim, acıya karşı bağışıklık kazanmamızı sağlayacak bir yaşam tarzı olmadığını anlasak, her şey çok daha kolay olurdu. Mutluluğun doğasında acının da olduğunu. Biri olmadan öbürünün de olamayacağını." "Hayat" diye yazmış Sartre bir zamanlar, "umutsuzluğun öte yanında başlar."
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202155bin okunma
Reklam
“Yasa der ki, dünyada en güzel şey, bela karşısında elden geldiği kadar istifini bozmamak,boşuna bağırıp çağırmamaktır; çünkü başımıza gelenlerin nesi iyi,nesi kötü bilemeyiz, tepinmekle bir şey kazanamayız sonrası için; insanda hiçbir şey o kadar büyütülmeye değmez, üstelik acıya kapılmak, bu kötü anlarda hemen imdadımıza gelecek bir şeye engel olur.”
Sayfa 348Kitabı okudu
Bu hayatta herkes öğretmen ve herkes öğrenci. Dersi nereden alacağımızı hiçbir zaman bilemeyiz. Hayat güzelliklerle dolu. Görebilmek aslında bizim elimizde. Yeter ki zihnimizin içindeki, kendini çok gerçekçi gösteren sahte düşünce oyunlarından çıkabilelim.
Öfkemizi etkin şekilde kullanmak öncelikle açık bir “ben” gerektirir; oysa kadınların benliklerine sahip olmaları hep engellenmiştir. Ama benliğimizi, aile ağacımızdaki diğer bireylerden soyutlayarak gerçekleştiremeyiz. Köklerimizi kesip atarsak, bu işte bize hiçbir kitap – ya da hiçbir terapist– yardım edemez. Çoğumuz aile üyelerimize – özellikle de annelerimize– karşı güçlü tepkiler verir, ama onlarla derinlemesine konuşup kendi deneyimleri hakkında bilgi edinmeyiz. Bizimkini olduğu kadar annemizle babamızın yaşamlarını da yapılandıran güçler, ya da annelerimizin ve büyükannelerimizin bizimkine benzer sorunlarla nasıl başa çıktıkları hakkında hiçbir şey bilmeyiz. Bunları bilmediğimizde, benliğimizi de bilemeyiz. Kökünü tarihimizden alan açık bir benliğe sahip olmadıkça da, tüm durumlarda yoğun öfkeli tepkilere maruz kalır, buna tepki olarak diğerlerini suçlar, kendimizi uzaklaştırır, pasifçe boyun eğer ya da tası tarağı toplayıp taşınırız.
352 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Kitap akademik bir çalışma gibi gözükse de benim gibi psikolojiye meraklı ve insanlığı anlamaya meraklı biri için çokça öğretici bir çalışma olmuş. Kemal Sayar'ın kendine has üslubu ve öğreticiliğiyle kaleme aldığı bu çalışma psikoloji tarihine, psikoloğa ve danışana yönelik çok güzel bilgiler veriyor. Kitaptan bazı alıntılar
Terapi
TerapiKemal Sayar · Timaş Yayınları · 2013247 okunma
Reklam
Deterministler hiçbir şeyin belirsiz olmadığına inanırlar; her şey önceki bir sebebin sonucu olarak ortaya çıkar, ama biz bu sebebin ne olduğunu bilemeyiz.
Sayfa 253Kitabı okudu
Kaderini ne sen, ne de ben bilemeyiz. Hiçbir zaman bilemezsin! Kader her zaman akşamın sonunda bir parti gibi değildir. Bazen hayat boyunca mücadele etmekten başka bir şey değildir.
102 syf.
·
Puan vermedi
Farklı bir şekilde kendini birilerine anlatmaya çalışan bir zaman yolcusu ile başlıyor hikaye. Daha sonra kendini zamanda yıllarca ileri atarak bir yere varıyor bu yolcumuz. Orda bir sürü birbirine benzeyen insan görüyor önce tedirgin oluyor sonra anlıyor her şeyi. Hikayenin yavaş yavaş yerine oturduğunu hepimiz görüyoruz aslında okurken. Hiç beklenmedik anlarda beklenmedik şeyler oluyor. Yolcumuz zaman yolculuğu yaparken flört macerası yaramadığını söylüyor ama flört bile ediyor belki de. Okumadan bilemeyiz hiçbir şeyi. Tek söyleyeceğim kitabın havada kaldığını ama bu bitişinde bu kitaba uygun olduğunu düşünüyorum. Eğer her şey yerli yerine oturmuş ve tam bir şekilde bitseydi bu zaman yolcusuna ait olan bir bitiş olabilir miydi dedirtti bana bu düşüncelerim. Okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Güzel bir akışı var hızlıca bitiyor ve insan bir şeyleri düşünmesi için fırsatlar veriyor.
Zaman Makinesi
Zaman MakinesiH. G. Wells · Karbon Kitaplar · 201728,8bin okunma
282 syf.
·
Puan vermedi
Spoiler uyarısı!
Paralel evren teorisine inanır mısınız? İnanmıyorsanız bile bu kitaptan sonra kendinizi sorgulamanız çok olası. Hayal edin: doğduğunuz andan itibaren bir seçim furyasının içine düşüyorsunuz. Aslında kimseye dokunmadan düz bir çizgide ilerliyor zannettiğiniz hayatınız, birçok insana dokunuyor. Ve yaptığınız her seçim kök yaşamınızda bir dal
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202155bin okunma
Reklam
UZAYLI KOCAKARI (Ursula K. Le Guin - 1976) Menapoz, akla gelebilecek en cazibesiz konu herhalde; bu da ilginç, çünkü menopoz hâlâ bir tür tabu kırıntısına sahip olan pek az konudan biri. Menopozdan ciddi bir biçimde söz etmek, genellikle huzursuz bir sessizlikle karşılanır; alaycı bir atıf ise rahatlamış kıkırdamalarla. Sessizlik ve kıkırdama;
416 syf.
·
Puan vermedi
·
122 günde okudu
Bu kitap bilhassa sosyal medyada tavsiye olarak o kadar sık çıktı ki karşıma, kişisel gelişim kitaplarına olan ön yargımı bir kenara bırakıp okumaya karar verdim en nihayetinde. "Bu Da Geçecek" denmesine en çok ihtiyaç duyduğum zamanlarda bu kitabın bana herhangi bir katkısı oldu mu, uzun vadede olacak mı bilmiyorum. Kitap bir terapistin
Bu da Geçecek
Bu da GeçecekJulia Samuel · Eksik Parça Yayınevi · 2022248 okunma
·
Puan vermedi
Esere dair daha önce olumlu, olumsuz birçok eleştiri aldım. Ama ben kimi eserlerin insan seçtiğine inananlardanım. Şimdi eser bitti ve kendi kendime kurduğum ilk cümle ne oldu biliyor musunuz: İyi ki şu anki hayatımı yaşıyorum... Evet bambaşka bir hayatım olabilirdi. Daha zengin olduğum, Daha popüler olduğum, Daha başarılı olduğum, Etrafımda daha
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202155bin okunma
BİR ŞEYLER EKSİK Ya sevgiye, ya da arzuya ,nesne olmak istiyoruz. ...arzuladığımıza ulaşmak, arzulandığımızda da ulaşılmak istemiyoruz. ''Sevmeyi becerecek kadar kendi benliğimizden feragat etmeyi bilmiyor, arzulamayı becerecek kadar da bilinmeyene ve tehlikeli olana yelken açmaya cesaret edemiyoruz.''
BİR ŞEYLER EKSİK ," Lacan aşk hakkında konuşurken "Aşk sahip olmadığınız (sizde olmayan) bir şeyi, onu sizden istemeyen birine vermektir/vermeye çalışmaktır, Acınası bir durum gibi görünüyor, değil mi? Ortada verilecek bir şey yok, ama zaten onu isteyen de yok. Ancak "aşk" gene de var. Çünkü o öteki her kimse, onun
1.059 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.