Tebrik ederim.
Bir kız, babası tarafından tecavüze uğradı.
Sesinin duyulmaması için dayak yedi.
Adının çıkmaması için susturuldu.
Ve en sonunda zarsız, namussuz ve iffetsiz kaldı. Üzerine bir de babasından olan çocuğunu doğurdu.
Suçu neydi?
Savunmasız, küçük ve bu dünya için fazla temiz olmasıydı...
Bununla bitmiyor ki, o çocuk gibi binler var şu
Okur musunuz bilmem lakin yazdım.
İncelemeye başlamadan önce, felsefi bilgileri bu denli basit ve eğlenceli bir üslup ile kaleme alan Nigel Warburton 'a şükranlarımı iletiyorum :)
* Metnin uzunluğu gözünüzü korkutmasın, madde madde elimden geldiği kadar özetlemeye çalıştım.
Kitabımız kronolojik bir sıraya göre dizilmiş, 40 bölümden oluşuyor.
"Keşke" diyen biriyseniz,
Hayatın dönüm noktalarında hata yaptığınızı düşünüyorsanız,
Pişmanlıklarla doluysanız işte sizin için biçilmiş bir kaftan:
Gece Yarısı Kütüphanesi
Esere dair daha önce olumlu, olumsuz birçok eleştiri aldım. Ama ben kimi eserlerin insan seçtiğine inananlardanım. Şimdi eser bitti ve kendi kendime kurduğum ilk cümle ne oldu
İkinci Dünya Savaşı yılları,
Meşhur toplama kampları...
Ne kitaplar yazıldı ne filmler yapıldı.
Ama hiçbiri yaşayan biri kadar anlatamaz yaşanan acıyı!
Peki onlar bunu anlatmak isteyecek mi? Hangi kelime orada yaşananları dile getirmeye yeter ki? Ya da bu onları bu acıları yeniden yaşamaya itmek olmaz mı?
"Yaşadıklarımız hakkında
Bir epilepsi'li olarak, bu kitabın benim için önemli olduğunu belirtmiştim. Kitap, tıbbi gerçekler diye bir kısımla başlamış. Eee tabi bana da bu gerçeklerden bahsederek incelemeye başlamak düşer.
1. Nedir bu epilepsi?
Beyindeki sinir hücreleri fazla hareketlendiğinde, kontrolsüz, gelişigüzel gibi görünen sinyaller verirler. Bu sinyallerin
> Adaletin, hak ve hukukun, düşüncenin ve özgürlüğün bizler için daha da önemli olduğu şu son günlerde okumuş olduğum bu güzel kitaba dair incelemem ve düşüncelerimin aktarımıdır. Sen, “SPOİLER AVCISI” arkadaşım, sen bu incelememe sakın yaklaşma! Yaklaşsan bile, zahmete katlanıp okuyacağın bu incelemenin içeriğinden bırak bir spoiler bulmayı,
Herkesin hayatında bir kırılma noktası oluyor yâhut bir çizgisi öncesi ve sonrası diye ayırdığı. Ve o kırılma noktasından sonra hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. O süreç biraz ağrılı biraz sancılı geçiyor ama yine de bir şekilde su olup yolunu buluyorsun. Yeni dönüşmüş hâlinle yoluna kaldığın yerden devam ediyorsun. Evet belki düşeceğiz belki zorlanacağız belki de ağır gelecek bazı imtihânlar ama sabredeceğiz Allah’ın her takdirinde bir hâyır olduğunu göreceğiz. Ve nice keşke dediklerimizin bize verilmemesinin bir nimet bir hamd vesilesi olduğunu anlayacağız. Eğer Allah ertelediyse bunda bir sebep vardır. Eğer engellediyse ve müsaade etmediyse bunda elbet bir sebep vardır diyeceğiz. Çünkü Allah’ın planında her şey en doğru zamanda ve en mükemmel hâliyle olur. Geçenlerde okuduğum bir kitapta “Allah’ın hayatınızdan çıkardığı insanlar için endişe etmeyin. O sizin görmediğiniz şeyleri gördü, sizin duymadığınız şeyleri işitti ve sizin yapamadığınız o hamleyi yaptı” diyordu satırlarda… ne kadar da doğru ve yerinde bir söylem öyle değil mi? Bizim bilmediklerimizi bilen, işitmediklerimizi işiten, görmediklerimizi gören Rabb’imiz belki de bizim kaldıramayacağımız o ağır yükü sırf biz acı çekmeyelim diye erkenden alıvermiştir omuzlarımızdan. Ama biz bizim için neyin hâyırlısı olup olmadığını bilmediğimizden dolayı kendimizce imtihan olduğumuzu sanırız. Halbuki belki de o ağır yükün altında imtihan olup ezilecekken, Mevlâ bizi kurtarmıştır, bilemeyiz..
Geçmişten günümüze, kısa bir yolculuktan birikimler...
Zaman olarak kendisine en çok süre verdiğim ve okurken sayfalarca not aldığım kitabın incelemesinden herkese merhabalar. Evet, 29 günde bitirdim hemen hemen bir aylık süreye tekabül ediyor. Bir kitap için kullanılan bu süre benim için ciddi anlamda uzun, hatta çok uzun bir süre.
KIŞKIRITICI, AKIL KARIŞTIRICI, DÜŞÜNDÜRÜCÜ, SOLUKSUZ BİR ROMAN
Dan Brown okurları, Dan Brown’ın yeni bir kitabını okumadan önce hemen hemen ana hatlarıyla hatta ara hatlarıyla da dahil olmak üzere ne okuyacaklarını, kurgunun kısmi olarak da kollarını bilirler. Robert Langdon bir kurumdan veya bir kişiden bir davet alır, cinayet ile olaylar
“…zira dünyadaki hangi iklim, adına insan fabrikası denen iklimden daha iç karartıcıdır?”
-
Jean-Jacques Rousseau
Savaş, insanlık tarihi boyunca varlığını sürdüren bir kavram. Dünyanın her yerinde bugüne dek sayısız savaş yaşandı ve sayısız insan hayatını kaybetti. İşkenceler, bombalı saldırılar, kılıçlı ve silahlı çatışmalar sonucu nice katliam ve soykırım
Dünyadaki her şey o kadar karanlıktır ki hiçbir şeyi kesin olarak bilemeyiz. Ya da bilmek mümkün olsa bile, bu ancak mutsuz olmak bedelini göze alarak elde edilir.
Psikoterapi öyküleri ve psikoloji kitapları okumayı çok sevmekle birlikte, okurken hissetiğim zihinsel yorgunluk, bedensel yorgunluk ve duygularımı en uçlarda yaşamak, hikayelerin gerçek olması,Irvın Yalom’un hastalarına yaklaşımındaki samimiyet ve gerçekleri olağan akışıyla aktarmasına bağlı diye düşünüyorum.
Her hikayede muhakkak kendimizden,
Artık kadın üzerine yazılan hiçbir yazıyı samimi bulamıyorum, kendi yazılarımı istediğim kadar samimi bulayım, yine de samimiyetime güvendirebileceğimi sanmıyorum. Çünkü artık içinden çıkılamaz derecede çirkinlikler dolu bir ortamda oksijen soluyoruz.
Eyleme geçmedikçe bir şey burada istediğimiz kadar bağıralım, bağırdığımızla kalacağız.
8
Arkadaşlar, hiçbirinizi tanıdığımı iddia edemem. Ben de sizler için bir yabancıyım. İçimden geldiği için bu yazıyı yazıyorum şunu bilmenizi istiyorum. Eğer beyazsanız beni siyah olarak görün lütfen. Eğer siyah olduğunuzu iddia eden sizseniz ben beyaz olacağım bu defa. Dindar bir müslüman mısınız beni dinsiz sayabilirsiniz ya da ateist. Eğer