"İslam medeniyetinin büyüklüğünü kendi insanımıza anlatmak, Batılılara anlatmaktan daha zor..."
Batı’nın empoze ettiği, sorgulama ve araştırma ihtiyacı güdülmeksizin kabul edilen bir şey vardır: Müslümanlar sanatta, mimaride ve daha önemlisi bilimde, tarihin önemli safhalarında geri kalmış, insanlık adına önemli bir katkıda
- Kral Agamemnon Truva'ya saldırmak için bin gemisiyle birlikte Aulis limanına geldiğinde Tanrıça Artemis'in gazabıyla karşılaşır. Bu gazabın nedeni Agamemnon'un Tanrıçanın en sevdiği hayvanlardan birini öldürmesidir. Bu öfkeyi dindirmek içiin kral korkunç bir kurban vermeyi, kızı İfigeneia'yı tanrıçayı adamayı kabul eder. Sonrasında olanlar da
Sait Faik Abasıyanık, durum öyküsünün önemli temsilcilerindendir. Kitapta on dört farklı hikaye ve farklı karakterler mevcut. İçeriğindeki hikayelerin gözlem gücü yüksek, dili ve üslubu bakımdan çok güzeldi. Öykülerdeki karakterlerin yaşamları, duygu ve düşünceleri olduğu gibi yansıtılmış bu sayede size karakterleri yaşamanıza imkan veriyor.
Şair vardır, şiirleri okunduğunda yüreklere dokunmak ister. Şair vardır, şiirlerini okuyanlar kendi yüreğine değsin ister. Sepehri bunun neresinde karar vermek zor olsa bile, sanırım Sepehri her ikisinde ama en çok yüreğine değmemizi istemiş...
Kelimeleri, bir cümle oluşturmak için seçmiyor, kelimeleri bir anlam vermek için seçiyor. Cümleleri,
1k'nın nitelikli okuma etkinlikleri hayatımıza yeni yazarlar, yeni kitaplar ve yeni kitap dostları kazandırmaya devam ediyor...
Geçenlerde akışa hızlı hızlı göz atarken parmaklarım
“…zira dünyadaki hangi iklim, adına insan fabrikası denen iklimden daha iç karartıcıdır?”
-
Jean-Jacques Rousseau
Savaş, insanlık tarihi boyunca varlığını sürdüren bir kavram. Dünyanın her yerinde bugüne dek sayısız savaş yaşandı ve sayısız insan hayatını kaybetti. İşkenceler, bombalı saldırılar, kılıçlı ve silahlı çatışmalar sonucu nice katliam ve soykırım
Yazarımız Colette Dowling 23 farklı dile çevrilen bu kitabını, kendi uyanışı sonrasında görüştüğü pek çok kadına ve tabi ki kendine dair yaptığı analizler neticesinde 1981 senesinde kaleme almıştır.
"Yaşamının tamamını kocasını düzenli tutmaya ve çocuklarını “korumaya" adayan kadın bir aziz değil, sığıntıdır." diyen yazar
YouTube kitap kanalımda bu yıl okuduğum kitaplardan biri olan Hayatın Kaynağı için yaptığım yorumu dinleyebilirsiniz: ytbe.one/Grnrj8QBHoU
"Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti."
İşte o kitabın adı Hayatın Kaynağı. Hani şu hiçbir yerde bulunamayan, baskısı olmayan, bir türlü okuma şansına erişilemeyen o kitap...
Bazı cümleler vardır, okuduğun kitabın önüne geçerler. Bu cümle de öyle oldu benim için.
İnsan duyguları içe atılmak için var sanırım. Ya da dile getirilmek ama gerçekleştirilmemek için. Zira hepimizin dilinde "gitmek" oysa her geçen gün kök salıyoruz kaldığımız yere. Kocaman dünyada bir noktaya sabitleşiyor ve ömrümüzü orada