Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hume diye biri
Akıl, tutkuların kölesidir; bu böyledir, böyle de kalacaktır. Aklın, tutkulara hizmet etmekten ve onların esiri olmaktan başka bir rolü asla olmayacaktır.
Sayfa 188 - Yky
416 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Müslüman toplum
Kitap 1981 yılında Cambridge University Press tarafından yayımlanmış ve 31 yıl sonra 2012 tarihinde ise ilk kez Türkçeye tercüme edilmiş. 31 yıl önce yayımlanmış bir kitap neden şimdi basılmış diye düşündüm? Yüzlerce yeni kitabın yayımlandığı bu zaman diliminde o kadar kitap varken bunun tercüme edilmesi, bunun 'önemli bir değer' olduğunu
Müslüman Toplum
Müslüman ToplumErnest Gellner · Kabalcı Yayınevi · 20129 okunma
Reklam
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
VE
Karl Jaspers
Karl Jaspers
'İN BENZEŞEN İNSAN ANLAYIŞI Hasan ÇİÇEK İnsan, tarih boyunca hem dış âlem, hem de kendisi üzerine düşünmüş ve araştırmalar yapmıştır. Hatta düşünce tarihinin belli dönemlerinde insan üzerine düşünme, dikkatleri insana çekme yoğunlaşır. Böylece
17)*David Hume ”Hayali Saatçi”
Issız bir adada düşe kalka ilerleyip bir açıklığa geldiğinizi hayal edin. Bir sarayın yıkık duvarlarından, merdivenlerinden, yollarından ve avlularının arasından geçiyorsunuz. Tüm bu gördüklerinizin oraya öylece gelmediklerini biliyorsunuz. Biri bunları tasarlamış olmalı, bir tür mimar. Yolda yürürken bir saat bulursanız, onu bir saatçinin
Sayfa 151Kitabı okudu
Hume 1766'da elli beş yaşındaydı, yani Rousseau'dan bir yaş büyüktü; yapılı, esprili ve rahat bir insandı, ayrıca İskoç Aydınlan­ması'nın en önde gelen isimlerinden biriydi ve Britanyalı olmakla birlik­te kesinlikle İngiliz değildi. Boswell aksanından kurtulmak için diksiyon dersleri alırken, Hume'un aksanı öyle ağır kaldı ki aksanını "düzelmesi ve iflah olması imkansız," diye tanımladı. (Fransızca aksanının da çok kötü olduğu söylenirdi.) Hume günümüzde dünyanın en büyük filozoflarından biri olarak anılsa da, kendi yaşadığı dönemde daha çok bir deneme ya­zarı ve tarihçi olarak tanınıyordu; İngiltere Tarihi (History of England) adlı yapıtının Fransızca tercümesi, Rousseau'nun okuduğu tek eseriydi. Ro­usseau, buna ve Keith'in sıcak övgülerine dayanarak, Môtiers'den ona il­tifatlarla dolu bir mektup göndermişti: "Eğer iyilik dolu yüreğiniz sizi in­sanlara yaklaştırmasaydı, geniş bakış açınız, şaşırtıcı tarafsızlığınız ve de­hanız sizi insandan çok daha üstün bir varlık kılardı."
176 syf.
·
Puan vermedi
Eksilmeyen Işık'a ithafen
"Bilgimiz, dışımızdaki nesnelerden geleni eklerle düzenleniyor inancına dayanarak metafizik olayları çözemiyorum. Bir de tersini deneyeceğim. Dışımızdaki nesneler, bilgimizden gidenlerle düzenleniyor inancına dayanarak bakacağım metafizik olaylara..." İmmanuel Kant bu argümanlarla yola çıkmıştır spiritualizme. Doğanın karşısına us'u
Pratik Aklın Eleştirisi
Pratik Aklın EleştirisiImmanuel Kant · Türkiye Felsefe Kurumu · 2000595 okunma
Reklam
88 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Türkiye’nin Nietzsche’si Oruç Aruoba. Yazar, şair, felsefeci kısaca çok yönlü bir insan. Akademisyen olarak başladığı kariyerine yazar ve çevirmen olarak devam etmiş, edebiyatımıza inanılmaz katkıları olmuş. Bence Türkiye‘nin yetiştirdiği en önemli düşünürlerden biri. Hume, Rilke, Wittgenstein, Nietzsche, Von Hentig, Başo ve Celan‘ın eserlerini
Hani
HaniOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20184,347 okunma
Batı neşriyatında "barut feodal istihkâmatı ve maliklerinin fikriyatını berhava etti" ifadesi sıklıkla tekrarlanmış ve bu tasavvur Hume ve Adam Smith gibi otoritelerce de paylaşılmıştı. Macaulay, barutun keşfinin matbaanın icadı ile birlikte Ortaçağ'ın en muazzam olaylarından biri olduğunu belirtmişti. Johan Huizinga daha da ileri giderek "insan ruhunun yeniden doğuşu ateşli silahların icadı zamanında olmuştur" diye yazmaktaydı.
Sayfa 116 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Ölüler dirilir, insanlar suyun üzerinde yürür, ölümcül hastalıklardan kurtulur; heykeller konuşur ya da ağlar, liste böyle uzayıp gider. Peki, sırf diğer insanlar bunu kabul ediyor diye biz de mucizelerin gerçekleştiğine inanmalı mıyız? Hume, inanmanız gerekmediğini söyler, bu konuya derin bir şüpheyle yaklaşırdı. Eğer biri, size, bir adamın mucizevi bir şekilde ölümcül bir hastalıktan kurtulduğunu söylerse, bu ne anlama gelir? Hume'a göre bir şeyin mucize sayılabilmesi için, bir doğa yasasına karşı gelmesi gerekirdi. Bir doğa yasası, "kimse öldükten sonra dirilmez," "heykeller asla konuşmaz" ya da "kimse su üzerinde yürüyemez" gibi bir şeydir. Bu yasaların geçerli olduğuna dair bol miktarda kanıt vardır. Ama bir insan mucizeye tanık olmuşsa, neden ona inanmamalıyız? Bir arkadaşınız koşarak odaya girseydi ve az önce suda yürüyen birini görmüş olduğunu söyleseydi, ona ne derdiniz? Hume'a göre ne olduğuna dair her zaman daha mantıklı bir açıklama vardır. Eğer arkadaşınız size suda yürüyen birini gördüğünü söylüyorsa, sizi aldatıyor ya da yanılıyor olması gerçek bir mucizeye tanık olmuş olmasından daha büyük bir ihtimaldir.
224 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
"Bir kitap her şeyden öte, kayıtsız evreni dolduran, başka ciltler arasında okuruyla, yani kaderinde o semboller olan kişiyle tanışana kadar kayıp olan bir ciltten ibârettir." Borges epigrafıyla başlıyor Okuma Sanatı. Ve Sartre'ın "İnsan köleler için yazmaz." önermesiyle devam ediyor. Kitaba dair söyleyeceğim o kadar çok şey
Okuma Sanatı
Okuma SanatıDamon Young · Maya Kitap · 201893 okunma
Reklam
423 syf.
9/10 puan verdi
Felsefe daima yolda olmaktır!
“Soruşturulmayan, üzerinde düşünülmeyen bir hayat, yaşanmaya değmez.” -Sokrates Eser adı üstünde tam bir felsefeye giriş mahiyetindedir. Birçok felsefe kitabının aksine ne ağdalı, anlaşılması güç, zorlu, keşmekeş bir dile ve anlama sahip ne de okumayı sıkıcılaştıran, gereksiz bilgi yığıntısından oluşan vakit kaybı bir türe mensup. Gayet
Felsefeye Giriş
Felsefeye GirişAhmet Arslan · Adres Yayınları · 20131,419 okunma
Şüphesiz merhameti önemseyen, onun acıma hissinden farkını idrak edebilen, önemli bir erdem olarak gören batılı düşünürler de var ama en insancıl ve özgürlükçü Aydınlanma filozofları dahi, batı-dışında yaşayan insanları sözlerine dahil etmiyorlar. Mesela “Aydınlanma düşüncesinin gerçek kurucusu”, “modern düşüncenin ortak atası” diye anılan Locke, aynı zamanda köleciliği ve sömürgeciliği savunabiliyor. Aynı şekilde Aydınlanma’nın ve liberalizmin büyük ismi David Hume, adaletsizliği mazur görebileceği hallerden biri olarak “uygar Avrupalıların barbar yerliler üzerinde büyük üstünlüğü”nü sayabiliyor, yerlilere “yumuşaklık ve merhamet yeter adalet gerekmez” diyebiliyor. Amerikan demokrasisinin kahramanı Tocqueville, Hindistan’ın yerlilerine karşı hiç sevmediği halde İngilizlerin zafer kazanmasını isteyebiliyor.
Sayfa 129Kitabı okudu
108 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.