Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
''Başkaları için yaşayan, başka yaşayışların gayeleriyle hareket eden insan, âdil insan değildir. Âdil olabilmek için, hür yaşayabilecek kadar kuvvete kavuşmak, benliğinde bu kuvveti yaratmak lâzımdır. Mazlûm yaşamaya razı olan, âdaletsiz insandır. Âdil insan, istismar etmeyen ve istismar edilmeyen insandır; zorbalığa karşı gelen insandır, hakikati kuvvet yapan insandır. Ancak bu insan, hareket ahlâkının samimî sahibidir.''
Anadolu, dıştan gelen zorbalıkla esir edilmiş ve hareket ahlakını kaybetmişti. Başkaları için yaşayan, başka yaşayışların gayeleriyle hareket eden insan, adil insan değildir. Adil olabilmek için, hür yaşayabilecek kadar kuvvete kavuşmak, benliğinde bu kuvveti yaratmak lazımdır. Mazlum yaşamaya razı olan, adaletsiz insandır. Adil insan, istismar etmeyen ve istismar edilmeyen insandır; zorbalığa karşı gelen insandır, hakikati kuvvet yapan insandır. Ancak bu insan, hareket ahlakının samimi sahibidir.
Reklam
Peki içim kendimle doluysa, başka bir insanı nasıl görebilirim? İnsan kendi imajıyla, kendi tutku ya da kaygılarıyla dolu olduğunda, kendisiyle dolu olur. Ancak bu durum insanın kendi kendisi olduğu anlamına gelmez. Zira başkalarını görebilmek için, kendi kendim olmalıyım. Korku, üzüntü, yalnızlık, ümit ve sevgi gibi şeyleri tanımıyorsam, bu şeyleri incelediğim insanda tespit edemem. Kendi insani yaşantılarımı devreye sokamazsam, bunlar vasıtasıyla karşımdaki insanla temas kuramazsam, onun hakkında çok şey biliyor olabilirim, fakat onu gerçek anlamda tanımış olmam. Onunla dolabilmem, onunla kaynaşabilmem için, açık olmalıyım. Ama önce kendim olmalıyım. Aksi takdirde açık olamam. Dışarıya karşı açık olabilmek için, “ben"in hakikat illüzyonunu aşabilmem için, “ben” olmalıyım. Kendi bireyselliğimi dışa açabilmem için, kimliğimi bilmeliyim, beni doğurmuş olan rahimden, ailemden, ırkımdan ve halkımdan kopmalıyım. Tam bağımsız bir birey, yani hür olmalıyım. O zaman dalgalardaki bir su damlası olduğumu fark ederim. Yine de saniyenin küçük bir kısmında ayrı bir varlık olduğumu hissederim.
Sayfa 134Kitabı okudu
Neden mutlu değiliz?
Bir insanın huzuru ve mutluluğu, kendi içinde bir düzen kurmasına bağlıdır. Pek çok kimse, iç dünyalarında bir nizam, bir düzen kuramadıkları için sıkıntılı, bunalımlı, stresli oluyorlar. Yunus ne güzel söylemiş: “Bunca varlık var iken gitmez gönül darlığı.” diye. Huzur, içte sağlanan bir dengenin mey­vesidir. Dünya bir mukayese âlemidir, imkân
ÖZGÜRLÜK PUTUNUN KÖLELERİ Herhangi bir kavramı savunmak veya tenkid edebilmek için, bu kavramı oluşturan zihniyet tarafından, zikre dilen kavramın hangi manada kullanıldığının bilinmesi ve bunun gözönünde bulundurması gerekir. Harflerden meydana gelen sözcükler, kendilerine yüklenen anlam ile değer kazanırlar. Bilmediği bir sözcük veya bir
Sayfa 115Kitabı okudu
Başkaları için yaşayan, başka yaşayışların gayeleriyle hareket eden insan, adil insan değildir. Âdil olabilmek için, hür yaşayabilecek kadar kuvvete kavuşmak, benliğinde bu kuvveti yaratmak lazımdır. Mazlum yaşamaya razı olan, adaletsiz insandır. Âdil insan, istismar etmeyen ve istismar edilmeyen insandır; zorbalığa karşı gelen insandır, hakikati kuvvet yapan insandır. Ancak bu insan, hareket ahlâkının samimi sahibidir.
Sayfa 31 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Başkaları için yaşayan, başka yaşayışların gayeleriyle hareket eden insan, adil insan değildir. Adil olabilmek için, hür yaşayabilecek kadar kuvvete kavuşmak, benliğinde bu kuvveti yaratmak lazımdır. Mazlum yaşamaya razı olan, adaletsiz insandır. Adil insan, istismar etmeyen ve istismar edilmeyen insandır; zorbalığa karşı gelen insandır.”
"Başkalarına karşı hür olabilmek için evvelâ insan kendi nefsine karşı hür olmalıdır. Kendi nefsinin esiri olan birisi hür olamaz."
Dağlara, yere ve göğe teklif edilip de yüklenilmek istenmeyen emaneti insan yüklenmiştir. Üstelik bunu da dağın, yerin ve gögün şahitliği altında yapmak durumundadır. Bu anlamda aslında dünya da insan için bir ceza değil, haddini bilmenin ve affı talep etmenin bir neticesi olarak sunulan imkândır. İnsanın ahdi yeryüzünde tınısını ikame eden bir halife olarak her işinde hür iradesiyle Rabbinin mükemmelliğini izhar etmektir. İmar ederken, inşa ederken, irtibat kurarken, temas ederken, sanatını icra ederken, musiki meşk ederken, çalışırken, okurken, yazarken, uyurken, kısacası her yaptığı işte Rabbinin eksiksiz mükemmelliğinin derinliklerini keşfedebilmek ve bu keşfi yaparken de halifeliğin ona bahşetmiş olduğu engin veludiyetin imkânlarına vasıl olabilmek.
Başkalarına karşı hür olabilmek için evvela insan kendi nefsine karşı hür olmalıdır. Kendi nefsinin esiri olan birisi hür olamaz.
Sayfa 59 - Mavi Gök yayınlarıKitabı okudu
Reklam
İŞTE SİZE BİZİM MİLETLİ ANAKSİMANDROS!
Anaksimandros hakikaten hâlâ yaşamaktadır. İnsanlığın ufuklarını açıp büyük keşif gezilerini yapanlar, bir Kolomb, bir Vasco de Gama, bir Macellan; Ay'a insanı gönderen büyük bilimciler; pratik faydaları arasında olan kömürü, petrolü, nükleer yakıtları insan emrine verenler , çiçek, verem, kuduz, felç gibi insanlığı kemirmiş hastalıkların
Zamanımızın arsıulusal dedikodularına, yumuşayıcı, gevşetici, dejenere edici propagandalarına kulak asmayınız. Farmasonlar, komünistler vesaire istedikleri kadar dürüstlükten, insanlıktan bahsededursunlar, bilelim ki, bu dedikodulara, bu propagandalara inananlar, silahı ellerinden birakanlar, esaret zincirini en önce boyunlarında taşıyacak olan
Sayfa 456Kitabı okudu
Müslümanların anladığı özgürlük merkeze, insan oluşumuzun eksenine ilişkindir. Özümüz çürüyebilir, sağlamhk kazanabilir, gürleşebilir veya sönükleşebilir. Lâkin özümüz azalıp çoğalamaz. Bizim özümüz Rabbimiz tarafından bize verilmiş bir cevherdir. Eğer biz onun değerini bilir ve korursak gürleşir. Özgür oluruz. Ama önce özümüzü tanımaz, tanıdıktan sonra da onun sağlığına elverişli tutumumuz olmazsa insan vasıflarımız zaafa uğrar bundan kâinat da zarar görür, biz de zararlı çıkarız. Özümüzü kaybetmek ve onu yeniden bulmak mümkündür, ama birden fazla özümüz olamaz. Halbuki kâfirlerin hürriyet anlayışı böyle değildir. Eğer bir odada yaşamak zorunda iseler daha az hür, iki katlı müstakil evde daha fazla hür olduklarına inanırlar. Uçakla seyahat etmek onlar için at arabasıyla seyahat etmekten daha hür olmak demektir. Daha hür olabilmek için toprağın derinliklerine inmek gerektiğine, gökyüzünün ötesine geçmek gerektiğine inanırlar. Ne kadar alete hükümran iseler o kadar hürdürler. Köpek büyüklüğünde at yetiştirmek veya taneleri ceviz büyüklüğünde olan üzüm salkımları elde etmek onların en çok hür olduklarının delilidir. Kısacası kâfirlerin hürriyeti marjinal, sınıra ilişkin bir hürriyettir ama hangi sınırda durması gerekeceği hususunda onların da bir bilgisi yoktur.
42 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.