Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
AKINCILAR ?..
*Gaza kim ettiler Allahu ekber Dediler her nefes Allahu ekber* Aşıkpaşazâde'nin, dillerinden bir nefes dahi Allahu Teâla'yı düşürmeyen ve onun uğrunda gazâdan başka bir iş düşünmeyen yiğit dilâverler diyerek övdüğü Osmanlı akıncıları, hafif süvari birliklerindendir. Temelinin Osman Gazi zamanında Köse Mihal tarafından atıldığı rivayet olunur. Uç
Sayfa 61 - Kartal Kanatlı YiğitlerKitabı okudu
Platon & Devlet
Filozoflar gerçeklik üzerine düşünmede iyi oldukları için Platon onların sorumlu olmaları ve politik gücün tamamını ellerinde bulundurmaları gerektiğine inanmıştır. En ünlü eseri olan Devlet'te, hayali bir mükemmel toplum betimledi. Filozoflar en tepede olacak, özel bir eğitim alacaklardı; buna karşılık yönettikleri yurttaşlar uğruna kendi zevklerini bir yana bırakacaklardı. Onların altında, ülkeyi korumak üzere eğitilmiş askerler, onların da altında çalışan kesim olacaktı. Bu üç grubun mükemmel bir denge içinde olacağını düşünüyordu Platon; akılcı kısmının duyguları ve arzuları kontrol altında tuttuğu dengeli bir zihin gibi. Ne yazık ki onun toplum modeli son derece anti-demokratikti ve insanları yalanların ve gücün birleşimiyle kontrol altında tutuyordu. Platon çoğu sanatı, gerçekliği yanlış temsil ettikleri gerekçesiyle yasaklardı. Ressam görünüşleri resmeder, fakat görünüşler Formlar hakkında aldatıcıdır. Platon'un ideal devletinde yaşamın her yönü, yukarıdan sıkı kontrol altında olacaktır. Bugün bizim totaliter devlet olarak adlandıracağımız şeydir bu. Platon insanların oy vermesine izin vermenin, yolcuların geminin dümeninde olmasına izin vermekten farksız olduğunu düşünmüştür - dizginleri, ne yaptıklarını bilen insanlara vermek çok daha iyiydi.
Sayfa 18 - Alfa Yayınları
Reklam
Aristokrat veya burjuva, dinbilimci veya metafizikçi, siyasetçi veya ahlakçı, dinci, felsefeci veya şair -bildiğimiz kadarıyla ideal'in sınır tanımaz tapınıcıları olan liberal ekonomistleri de unutmayalım- bütün ekollerden tüm idealistler, bütün o dev zekası, yüce fikirleri ve sınır tanımayan özlemleriyle, insanoğlunun, dünyada var olan tüm diğer
Pamuk'un bu kitabı, seksenlerin ortasinda Kuyuculugun son temsilcisi Mahmut usta ile Çırak Cem'in kayip-yeni baba ikileminde geçer. Kahramanımız Cem'in, seksen darbesinden sonra hapishaneye düşüp işkence gören babası ile olan inişli-cikişli, sevgi- sevgisizlik sarmalında geçen bir ilk çocukluk döneminden sonra, evin idaresini üstüne
Filozoflar gerçeklik üzerine düşünmede iyi oldukları için Platon onların sorumlu olmaları ve politik gücün tamamını ellerinde bulundurmaları gerektiğine inanmıştır. En ünlü eseri olan Devlet’te hayali bir mükemmel toplum betimledi. Filozoflar en tepede olacak, özel bir eğitim alacaklardı; buna karşılık yönettikleri yurttaşlar uğruna kendi dertlerini bir yana bırakacaklardı. Onların altında, ülkeyi korumak üzere eğitilmiş askerler, onlarında altında çalışan kesim olacaktı. Bu üç grubun mükemmel bir denge içinde olacağını düşünüyordu Platon; akılcı kısmının duyguları ve arzuları kontrol altında tuttuğu dengeli bir zihin gibi. Ne yazık ki onun toplum modeli son derece anti-demokratikti. İnsanları yalanların ve gücün birleşimiyle kontrol altında tutuyordu. Platon çoğu sanatı, gerçekliği yanlış temsil ettikleri gerekçesiyle yasakladı. Ressam görünüşleri resmeder, fakat görünüşler formlar hakkında aldatıcıdır. Platon'un ideal devletinde yaşamın her yönü, yukarıdan sıkı bir kontrol altında olacaktır. Bugün bizim totaliter devlet olarak adlandıracağımız şeydir bu. Platon insanların oy vermesine izin vermenin, yolcuların geminin dümeninde olmasına izin vermekten farksız olduğunu düşünmüştür- dizginleri, ne yaptıklarını bilen insanlara vermek çok daha iyiydi.
İradenin Davası
Onun (Ziya Gökalp) ideal yaptığı Turan hayali de, *muhtevası olmadığından, kalbimizle kafamızdan kuvvet dileyen, ferde fedakârlıklar teklif eden gerçek meseleler bulunmadığı için, çocuk rüyası halinde zihinlere sunularak sade *muhayyile macerası halinde kalmış bir dâvadır. *Muhteva: İçerik *Muhayyile: Hayal gücü
Sayfa 24 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sakarya Savaşının kazanılacağının anlaşıldığı 1921 yılı Temmuzundan sonra Enver ve Cemal Paşaların hayali şöyle güncellenmişti; Mustafa Kemal, Anadolu'da Yunanlıları yenerek Bağımsız Türkiye Cumhuriyetini kuracak; Enver Paşa, Türkistanı Rus işgalinden kurtararak Bağımsız Türkistan Devletini kuracak; Cemal Paşa ise Arabistan ve Hindistan'ı Ingiliz sömürgeciliğinin işgalinden kurtararak Bağımsız Hind-Arap İslam Devletini kuracaktı. Bu üç devlet, İstanbul'da bulunan halifenin manevi otoritesi altında birleştirilecekti. Osmanlı Devletinin subaylarına verdiği ideal ve hayal gücü böylesine büyüktü. Türkiye'nin bağımsızlığından en yakın nokta olan Batum'a kadar gelerek emin olduktan sonra, Türkistan Türklerini bu hedef için birleştirmek amacıyla Enver Paşa, Türkistan'a geçerken, Cemal Paşa da girişimin diğer ayağını örgütlemek için Afganistan'a geçti. Ama büyük devletler onları adım adım izliyorlardı ve bu planın işlemesine izin veremezdiler ve vermediler de. Her iki komutan da Ruslar tarafından Ermeni taşeronlarına iki hafta arayla şehit ettirildi. Cemal Paşa, 21 Temmuz 1922'de KGB Tiflis Büro Şefi Beria'nın emriyle iki Ermeni tarafından suikasta uğrayarak şehit edilirken, Enver Paşa da bundan iki hafta sonra 4 Ağustos 1922'de Duşanbe yakınlarındaki Çeğen Köyünde Rus-Ermeni ortak Sovyet birlikleri tarafından bir bayram sabahında şehit edildi. Halifeliği yeniden diriltmeye çalışan Enver ve Cemal Paşalar iki hafta arayla Sovyetler Birliğinde öldürülürken, bundan yaklaşık bir ay sonra Türkiye, işgalci Yunanlıları Anadolu'dan tamamen çıkaracaktır...
Sayfa 156Kitabı okudu
Dün Türkler için hayali bir ideal olan millî devlet, bugün Türkiye'de bir gerçek halini almıştır. O halde Türkçülüğü, idealinin büyüklüğü noktasında, üç dereceye ayırabiliriz: 1) Türkiyecilik 2) Oğuzlar ve Türkmencilik 3) Turancılık.
Sayfa 37 - maviçatı yayıneviKitabı okudu
FİLOZOFLARIN DÜŞÜNCELERİ HİÇ GERÇEK OLDU MU?
İnsanlık tarihi boyunca hiçbir filozofun görüşlerini hayatına tatbik ederek saâ­det ve selâmete ermiş bir toplum gösterilemez. Onların öne sürdükleri fikirler, yaşanması mümkün olmayan kuru nazariyelerden ibaret kalmış ve umûmiyetle kütüphanelerin tozlu raflarındaki kitaplarda hapsol­maya mahkûm olmuştur. Hayata intikâl ettirilmek istenen
Sayfa 43 - Erkam YayıneviKitabı okudu
( Marques de Sade > Max Stirner > Nietzsche )
_Ben düşüncesizim. _Hiçbir şey benden üstün değildir! Hiçbir şey beni aşacak yücelikte değildir. _Benim eylemlerimi komuta etmek, nasıl davranmam gerektiğini söylemek hiç kimsenin üstüne vazife değildir. _Ben tamamlanmamış bir tinim ve mükemmel tin için çaba göstermeliyim.
32 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.