Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Atatürk'ün hiç uyumadan üç gün durabildiğini de, görmüş ve gözlerime inanamamıştım. Cephede değildik, savaş da yoktu. Uykusuzluğu gerektirecek önemli bir olayla da karşı karşıya bulunmuyorduk. Fakat o, bir işe, ama ciddi bir işe başladı mı, onun sonunun geldiğini görmeden asla rahat edemezdi. Atatürk, çalışmaları sırasında yer ve zaman ögeleriyle ilgili değildi. Nerede ve hangi şartlar altında olursa olsun, yurt çıkarlarını kapsayan bir görev belirdi mi, onu yerine getirmeğe çalışırdı. Gezileri sırasında trende ya da otomobil içinde evrak açtırarak çalıştığı çoktur. En keyifli eğlence anında sofrada bile karşısında görevlilerden birini gördü mü sohbeti, konuşmayı hemen yarıda keser, 'Beni mi istiyorsun?' diye kalkıp giderdi. Ülke işlerini her şeyin üstünde tutardı. Eline aldığı herhangi bir işi de yarım bırakmaz, bitirmeden rahat edemezdi. Bazan hiç durmadan okuduğu, kırk sekiz saat aralıksız çalıştığı da olmuştur. Çankaya Köşkünde eline geçirdiği bir tarih kitabını bitirmek için iki gün, iki gece hiç yatağa girmemiş, şezlongta dinlenmekle yetinmişti. Yalnız kaldığı ya da okuduğu zamanlar masaya pek iltifat etmez, koltuğa bağdaş kurup oturmayı daha çok severdi.
Sayfa 160Kitabı okudu
Serenade für Nadia
Sevgilim, Bu bahtsız kadın yani Medea mektubu sana verince sakın üzülme. Sana ne anlatırsa anlatsın ona inanma. Çünkü bu genç kadın, hamileliğinden, hastalığından dolayı çok hassas bir durumda. Gemideki durum onu hepimizden çok etkiledi. Bunları seni rahatlatmak için yazmıyorum. İnan ki iyiyim. Buradan kurtulacağımı da biliyorum. Çünkü iki gün önce başımı gökyüzüne kaldırıp, gözlerimi kapattım. Tanrı’ya, bana bir işaret göndermesi için yalvardım. Gözlerimi açtığım zaman bomboş bir gökyüzü göreceğimden korkuyordum ama öyle olmadı. Tanrı beni duydu. Tam başımın üstünde, V şeklinde uçan bir kuş sürüsü gördüm. Öyle uyumlu uçuyorlardı ki, bir tanesi bile sırayı bozmuyor, önündekine yaklaşmıyor, mesafeyi koruyarak keskin bir V oluşturarak uçuyorlardı. Evet, tam başımın üstündelerdi. İşte mucize bu, diye düşündüm. Hem senin, hem de benim, bütün insanların efendisi olan Tanrı bana gökyüzünden zafer işareti yolladı. İçim minnetle ve sevinçle doldu. Hissetmenin de ötesinde biliyorum ki mutlaka buradan kurtulup sana kavuşacağım. Bana yine çok özlediğim Serenad besteni çalacaksın. Aynı şehirde, birbirimize yakın olduğumuzu bilmek, aynı havayı solumak bile beni mutlu kılıyor. Yakında kavuşacağız, birbirimize her şeyi anlatacağız. Ama bu arada sakın üzülme. İyiyim, sağlığım yerinde, ısınıyoruz, karnımız doyuyor. Sana kavuşacağım günü hasretle bekliyorum. Karın Nadia
Sayfa 255Kitabı okudu
Reklam
Hayatta en tiksindiğim şey, toplumsal ahlak edebiyatı. Sırf "görev” kelimesi bile, davetsiz bir konuk gibi batar bana. Ama "yurttaşlık görevi", “dayanışma”, “insanlığa hizmet” ve bu cinsten daha başka teraneler, bir pencereden tepeme atılmış çöpler kadar sinirimi bozar. Birilerinin kalkıp da böyle ifadeleri ciddiye alabileceğimi,
Sayfa 217 - Olaysız Bir Özyaşam Öyküsü, 161 H.K. Başlangıç metniKitabı okudu
Zaten şiirin çok da anlaşılır olması iyi bir şey değildir. Bülbül ötüşünden zevk alırız ama neden bahsettiğini bilmeyiz, merak da etmeyiz. Sadece şundan eminizdir “güzel şeyler söylüyor mutlaka!” s.7 “Teberri olmadan tevelli olmaz” Yani zararlıdan, kötüden, hayırsızdan uzaklaşmadıkça, güzele yanaşamazsınız asla. Cem-i zıddeyn muhaldir, (iki
Keçiye ve Açmaya Karşı
Tıraş edilmiş dağların ortasında bir çamlığa rast geldim. Ne yakılmış ne de kesilmiş. Yalabuk bile yapılmamış. Çamlığın çine girince işin sırrı anlaşıldı. Ortadaki belki iki yüz yıllık koca çam, giydirilmiş gibi. Dallarına, yanına yönüne o kadar çok çaput, bez bağlamışlar ki... Çamın altında büyük evliyalardan biri yatarmış. Yaşasın evliya. Keşke her çamın dibinde bir evliya yatsa. Yaşlı bir orman mühendisi de güzel bir usul bulmuş. İyi, yakılması ihtimali olan bir orman gördü mü, gidermiş terziye, bir çuval kırpık alır, ormanın ortasında büyücek bir çamı iyice donatırmış. Birkaç yıl sonra gelir bakarmış ki, orman yanmadığı gibi, bez bağladığı ağacın dalları bezden gözükmez olurmuş. Anadoluda ziyaret ağaçlarına çamaşırından, elbisesinden bir parçayı yırtıp bağlamak sevap sayılır. Böylelikle bizim mühendis epeyi orman kurtarmış.
Sayfa 138 - 1954
Boşluk yok
...diğer taraftan aile ve fikir seviyesi itibari ile de bu adam kendisine küfüv bir kimse olsaydı, ona yine varacak değildi. Çünkü varmaya yüzü yoktu. Zavallı geçkin kızın her türlü zevk ve maceradan nasipsiz hayatında yine acemice günahkâr bir iki anı olmuştu. Ve bu iki zavallı an kendisini, bir erkeğin değil birkaç ay hatta birkaç gün nikâhlı karısı olduktan sonra artık bütün hayatlarınca isterlerse kocasız oturmaya ve isterlerse kocaya varmaya hak kazanan en aşifte ve açık kadınların haklarından mahrum bırakıyordu. Onlar en hayasız şekillerde yaşadıktan sonra bir ikinci koca yakalayınca, dul geçirdikleri bütün yılları en ufak bir maceradan çekinerek geçirmiş olduklarını iddia edebilirlerdi. Fakat Seniha kocaya vardıktan sonra binbir hicap içinde mazisini anlatmaya ve belki de affedilmeyip kovulmaya mahkûmdu. Vakıa çok usta doktorların pek kurnaz erkekleri bile kandıracak muvaffakıyetlerini duymamış değildi. Fakat, hem de bu yaşında muayenehane muayenehane dolaşarak çare bulmaya, bunu aramaya ölse tenezzül etmezdi.
Reklam
Doğulu Yöntemler ve Batılı Bedenler
Pek çok insan okültizmin tek yuvasının Doğu olduğunu sanır ama bu kesinl ikle doğru değildir. Her ırkın çok az kişiye açıklanmış, pek çoklarından gizlenmiş geleneksel, korunan bir bilgeliği olmuştur ve hâlâ da vardır. Kendi Batı geleneğimizin kökenleri Mısır'a kadar uzanır. Kalde, Yunan ve ateşli Kuzey geleneğinden de etkilenmiştir.
İnsanlığı sevdiğim halde kendi kendime şaşıyorum.Toplu olarak insanları sevdikçe kişilere karşı sevgim o oranda azalıyor. Hayalimde, olanca tutkumla insanlığa hizmet etmeyi kurduğum çok olmuştur, gerekirse bu uğurda kendimi feda edebilirdim. Gelgelelim, kimseyle aynı odada iki gün bile geçiremem; bunu deneylerimden biliyorum. Bana yaklaşan kimse kişiliğimi eziyor, özgürlüğümü sınırlıyormuş gibi geliyor bana. Yirmi dört saat içinde en iyi insandan nefret edebilirim.
Sayfa 68 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.