"Muhtemelen bu dünyaya ilgini yitirdin. Hayal kırıklığına uğradın, çöktün. Her şeyle alakanı kestin. Bu yüzden gerçek vücudunu bir köşeye bırakarak buradan uzakta bir yere gidip farklı bir yaşam sürmeye karar verdin. Muhtemelen kendi içindeki bir dünyada."
Kafası sorularla dolu bu Yunan kardeş, hayatını bu soruların cevabını aramaya adadı. Gezip gördüğü yerleri, tanık olduğu şeyleri içeren uzun bir eser yazıp adını İstorie koydu; bu, kendi dilinde "soruşturmalar" veya "araştırmalar" anlamına geliyordu. Kitabına ve yaptığı çalışmaya verdiği bu ismi hâlâ olduğu gibi, değiştirmeden
"Allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe iki kadının payı kadar miras vermenizi emreder."
Bu ayet günümüze kadar tüm İslam toplumlarındaki eşitsiz miras hukukunun temelini oluşturmuştur ve bu hukuk Arap dünyasında hâlen uygulanmaktadır. Ben tam da bu kitap üzerinde çalışırken, bu sistemi sona erdirmeye yaklaşan tek Arap ülkesi olan
Delilik, insana ilginç bir bakış açısı veriyor. İnsan hayatta başına gelen birtakım şeyleri daha rahat kabulleniyor, tabi ilaçların etkisi azalmaya başladığı zamanlar hariç.
Yıldızların bizim için doğup battığına, evrenin varlık nedeninin insan olduğuna
inanma gereksinimi duyuyorsak, bilim kibirimizi boşa çıkararak hatırımızı mı kırmış oluyor?
Kendisinden önceki ve sonraki birçok kişi gibi Fredrich Nietzsche de The Genealogy oj Morali
(Ahlakın Soykütüğü) adlı eserinde bilimsel devrimin "insanı gitgide küçülten