Müraî, inanç durumu menfaatlerine göre sürekli değişen kahpe tiptir. Bu tipin taşıdığı temel inanç unsurları şunlardır:
1. Zahirde inanmışlık
2. İbadet ve taata devam
3. Riyakârlık
4. Din ve ibadetle sağladığı itibarı halkın malını talan etmek için kullanmak.
Sayfa 67 - Yeni Boyut Yayınevi 14. BaskıKitabı yarım bıraktı
“Bu yaşadığımız âlemde tesadüf diye bir şey yoktur kâri.Zira Allah vardır .Tesadüfmüş gibi görünenler varsa dahi onlar da olsa olsa tevafuktur ve muhakkak evvelinde bir inanmışlık,bir çaba ve gayret vardır .”
Sayfa 31Kitabı okudu
Gerçek inanmışlık, insanın nefsine zor gelen çalışmayla yanyanadır. Şeytansa zahmetsiz kazanca, tembelliğe sevkeder insanı. Toplumlar, bu tür zahmetsiz kazanç beklentisi içine girerlerse, tarihin sert ve acımasız kanunları gereği, bir gün hesaplaşmanın en çetinine, felâketlerin en büyüğüne çatarlar.
Sayfa 168Kitabı okudu
düşe kalka yürür insan. sahih bir insanın yanılgıları, ayıpları, kusurları vardır. yüzüne çamur bulaşır, ellerinde kir pas olur. şüpheden arındırılmış bir hayat mümkün değildir. kesin inanmışlık sahih değildir. şüpheden, sorgulamadan kaçınmak imanı güçlendirmez, katılaştırır.
Bu inanmışlık tam bir karabasandır. Her gece tekrarlanan bir karabasan...
Sayfa 36 - NinniKitabı okudu
"Bu insanlarla mücadele etmek şaka ya da çocuk oyuncağı değil. Kolay ve hoş bir spor hiç değil. Bu konuda başarılı olmak için ateşli bir coşku, sağlam bir kararlılık, kat'i ve alt edilemez bur irade ve kendi ideallerine kusursuz bir inanmışlık gerekmektedir."
Bu yaşadığımız âlemde tesadüf diye bir şey yoktur kâri. Zira Allah vardır. Tesadüfmüş gibi görünenler varsa dahi onlar da olsa olsa tevafuktur ve muhakkak evvelinde bir inanmışlık, bir çaba ve bir gayret vardır. Öyledir ve öyle de olmalıdır zaten.
Onların başarıya olan kör inanmışlıkları müzmin kuşkucuları bile cezp eder, oysa bazen bu inanmışlık öyle ince, öyle çocuksu temellere sahiptir ki bunların peşinden gitmeleri hayret uyandırır.
Sayfa 328 - Can
"Bu yaşadığımız alemde tesadüf diye bir şey yoktur kâri. Zira Allah vardır. Tesadüfmüş gibi görünenler varsa dahi onlar da olsa olsa tevafuktur ve muhakkak evvelinde bir inanmışlık, bir çaba ve bir gayret vardır."
Sayfa 31
İnanmışlık bir ihtilâldir.
Firdevsî Şehname'sinde İran'ı ele geçirmek isteyen Arapları küçük gördü. Ve şöyle dedi "Çölde kendini çekirgeyle besleyen baldırı çıplak Arap'a, İran'ı çiğnettik" dedi. İnançla yürüyen Arap'ın önüne, inançsız, feragatsiz taçlı İran çıkmaz, ona karşı koyamazdı.
O cennete de cehenneme de inanıyordu. Bu inanmışlık onun için bir çıkış yoluydu; kurtuluştu. Kendisi için çare belki de acı çekmekti. İnsan bilinçli olursa, cehennemin var olmadığını bilirse... O zaman geriye mezarın soğukluğundan ve kocaman bir boşluktan başka ne kalıyor?
Aşk tam da böyle bir şey değil miydi? Herkesin olağan bulduğu şeyleri doğaüstü bir durum yaşanıyormuş gibi karşılamak. Alelade olaylar karşısında bile bir mucize gerçekleşiyormuş gibi heyecan duymak. Yalnızca kişinin kendisini etkileyen inanmışlık hali.
Sayfa 104 - Kuzey Işığı YayınlarıKitabı okudu
Öyle bir inanmışlık var ki üzerimde sanki gözlerimi açtığım her günün sonunda sana kavuşacakmış gibi kalkıyorum yataktan.
