Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
_UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan! Uyanık ol. Uyanık olmak hedeftir. Sessizlik içinde düşünerek
İnsan dediğin bir nefes kadar kısa...
Durup tekrar koşasım var. Hayatımı tekrardan gözden geçiresim var. Neyim ,ne değilim bilesim var . Bu da geçer ya hu diyesim var . İnsan dediğin bir nefes kadar kısa , Ne düşünse ne dinlese ibret alsa! İki günlük dünya deyip geçmese. Toplasa da hayrını toplamasa da asıl amacı amelinde olan. Linanur
Reklam
Türkün bilgisiz ve zavallı gençleri güzel sanarak farsça şiir yazmıya özeniyorlar; bir insan etraflı ve iyi düşünse türkçede bu kadar genişlikler, zenginlikler durup dururken bu dilde şiir söylemenin daha yerinde ve daha kolay olacağını anlar...
_İnsan, ya insan gibi akıllıca söylemeli yahut hayvanlar gibi susmalıdır! _Sessizce bir köşede oturan sağırlarla dilsizler, gevezeden daha üstündür. _Her ormanı boş sanma, belki de kuytuluklarında bir kaplan uyuyordur. _Hastaya şeker vermek günah olur, çünkü ona acı ilaç fayda verecektir. _İnsanlarla münasebetin ateşle münasebetin gibi olsun. Çok
Bazı sorular cevapsız kalmalı Bazı cevaplar için soru sorulmamalı Durup düşünse de insan Nedenler hep meçhul olmalı Işık bile arasa Karanlık ona has olmalı İçinde kaybolduğu Kaybolduğunda bulduğu Bulduğunda durulduğu Günlerce kudurduğu Bir yol olmalı Yollar ki Adımları saklayan Sakladığına sadık olan Kör gözlere bir ruh Her ruha bir fısıltı olan Hedefinden sapmamalı insan Hedefi yalnızca kendine olan... . . . TK
İnsan öfkelendiği anlarda karşısındakinin kim olduğuna bakmadan onun kalbini kırabilecek fiiliyatlarda bulunabiliyor. Aslında en başta durup karşısındaki mümin kardeşinin kalbinde nasıl büyük yaralar açılacağını düşünse bir nebze kendini durdurabilir. Mevlananın dediği gibi “Kâbe, Azer’in oğlu Halil İbrahim’in yaptığı bir binadır. Kalp ise, yüce Allah’ın nazargâhıdır. Bu sebeple, bir gönül yıkmak, bin Kâbe yıkmaktan daha kötüdür.” Allah bizleri kalp kırmaktan muhafaza eylesin 🤲
Reklam
ÇARESİZLİĞİN METAFİZİĞİMSİLİĞİ | Mart ayı öykü etkinliği
#158444292 Uykusuzluğun kitabını yazabilecek kadar uykusuz kaldığı fakat o kitabı yazabilmek için biraz uyuması gerektiğini biliyordu, yatağında kafasının yerini değiştirdiğinde düşüncelerinin bir önceki yerde kalacağını düşündüğünden koca yatakta kafasını koymadığı tek bir karış kalmamıştı. Fakat bunun bir işe
320 syf.
10/10 puan verdi
Bu kitap aslında günlük hayatta duyduğumuz, bildiğimiz "Hepsi Amerika'nın Oyunu" deyişlerinden ibaret. Bununla birlikte kapitalizmin öyle 1 günde var olmadığını arkasında günlük hayatımıza nasıl ve kimler tarafından sokulduğunu gösteriyor. Bilmediğim şeyler miydi? Hayır. Okuduğum için memnun muyum? Evet. Çünkü bunları bana hatırlatmış
Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları
Bir Ekonomik Tetikçinin İtiraflarıJohn Perkins · April Yayıncılık · 20043,301 okunma
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski’yi Okumak
İnsanın iç dünyasına bir bakış atıp gördüğü şeylere katlanabilmesi ne kadar korkunç bir eylemdir? Dostoyevski’nin bu korkunç eylemi hemen hemen her kitabında adeta doğal bir olguymuş gibi basitçe yapması onun, kendi deyimi ile, ‘’yer altında’’ dolaşmakta ne kadar çok ustalaştığının bir kanıtıdır. İnsan çok düşünmeden yaşar. Kendini kendine yabancı
insan durup düşünse
... insan durup düşünse, siz de durun isterseniz hep birlikte durup düşünelim göreceğiz sonunda böyle bir hayata gerek olmadığını ve yalnız doğan insan oğlunun hep yalnızlığını yaşadığını ... kader diye bir şey de yok, insanın kendi kalbidir kalem
Sayfa 87 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
eksik söz
"Bir şiirden bir sözden Bir melodiden bir filmden Geçirip güzelleştirmeden Can dayanmıyor." Demis Sezen Aksu... İnsanın ömrü daima yitiğini bulmanın derdiyle geçiyor. Öğrenmek için kitap okuyorum diyenler, kitapların neden okunduğunu bilmeyenlerdir. İnsan aslında orada kendine dair bir şeyler bulmak için okur. Bir kelime ya da bir cümlenin üzerinde durup işte burada beni anlatıyor demek için. Kendi özünü bir başkasının tuttuğu aynada görebilmek için. İnsan her şarkıyı değil kendi duygularına tercümanlık eden şarkıyı başa sararak defalarca dinler. Çünkü bir başkasının ağzından kendi hislerini duymak insana dünyada yalnız olmadığını hissettirir. Bu acıyı bir tek ben yaşamadim, bir tek bana ihanet edilmedi diye düşünse de amaç yine de bu değildir işte. Sanki içimizde bir şeyler eksik. Yapbozun bütün parçaları tamamlanmış da bir parçası eksik kalmış gibi. Beğendiğimiz kitaplarda dinlemeye doyamadiğimiz şarkılarda işte hep o yitiğin izlerini ararız. Buluruz ya da bulamayız. Ama daima o arayışin peşinden koşariz. Yaşadıkça anılarımızı içimizin kumbarasinda biriktiririz. Eşya istifcileri gibi hatırlarını aklının tavan arasında biriktirenler biriini bile atmaya kıyamaz ve şöyle der: "Ben bu yüzden hiç kimseden gidemem, gitmem. Unutamam acı-tatli ne varsa hazinemdir. Acının insana kattığı değeri iyi bilirim küsemem Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir"
88 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
cinsiyet eşitsizliğinin olmadığı bir ütopya diliyorum
Alice Bradley Sheldon, kalem adıyla James Tiptree JR. 1915 doğumlu bilim kurgu yazarı. Aklıma gelen ilk sorulardan biri neden kendi adıyla kitap yazmadığı ve kimliğini açığa çıkarmadığı oldu. Fakat biraz düşününce sorunun cevabını bulabilirsiniz. Alice Bradley erkek ve kadın arasındaki ayrımı yıkmak için çabalayan bir yazar. Kimliğini açığa
Houston, Houston Duyuyor musun?
Houston, Houston Duyuyor musun?James Tiptree Jr. · İthaki Yayınları · 2021803 okunma
Ana dilim üzerinde düşünmeğe koyuldum: Türkçenin derinliklerine dalınca gözlerime onsekiz bin âlemden daha yüksek bir âlem göründü. Bu alemin süsler, bezekler içinde enginleşen göğü, dokuz gökten daha üstündü.. Bu erdemler, yücelikler hazinesinin incileri, yıldızlardan daha parlaktı... Türk'ün bilgisiz ve zavallı gençleri, güzel sanarak, farsça şiir söylemeğe özeniyorlar. Bir insan etraflı ve iyi düşünse, Türkçede bu kadar genişlikler, incelikler, derinlikler ve zenginlikler durup dururken bu dilde şiir söylemenin ve sanat göstermenin daha kolay, daha beğenilir olacağını anlar. Türk dilinin olgunluğu ve yüksekliği bu kadar tanıklarla meydana çıkarıldı. Gerekli ki bu halk arasında yetişen sanat sahipleri, sanatlarını öz dilleri dururken, özge dil ile meydana koymıyaydılar. Ali Şir Nevâî
280 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Beyrut'u inanılmaz derecede İzmir'e benzettikten sonra İzmir yolunda okuduğum kitap. Sayfa 131-136 arası bir beyrut anlatımı var ki Beyrut kelimesi yerine sevgilinin adını yaz göze çarpmaz, İzmir yazıp okusan hiç sırıtmaz. Teleferik, Saat kulesi, Kordon'a benzeyen sahil, kozmopolit yapısı, ve Rum mimarisinden izler taşıyan evler hatta tarihi
Muz Sesleri
Muz SesleriEce Temelkuran · Everest Yayınları · 20151,998 okunma
28 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.