-Sarılmak sevme sanatıdır.-
Sarılmanın hası, bilekçe değil yürekçedir.
Sarılacaksanız yürekçe sarılın…!
.
İlk ve son defa görüyormuş gibi
Sık sık, sıkı sıkı sarılın sevdiklerinize.
Sarılmak ayakları yerden kesmek,
nefesi nefese vurmaktır.
Gönlü fethetmek, sağ yana da bir kalp koymaktır.
Sarılmak, yarayı sarmak, hasreti orta yerinden
-Betonlaşan sadece şehirler mi sanırsınız?
Ya kalpler ne olacak?
Kalpler, şehirlerden daha hızlı betonlaşıyor.-
-İnsanın, insanla konuşmadığı,
Arı kovanı gibi kentlerde, ayrık otu gibi yaşadığı,
Savaşın, şiddetin, nefret dilinin ve kötülüğün revaçta olduğu bir çağdayız.
Toprağın altı değil üstü karanlık
Çağımızın insanı, suskun, somurtkan ve mezar taşı gibi soğuk.
-Vefasızlığın adını vakitsizlik koymuşlar.-
Ey insanoğlu…!
Güneş yüzüne değil, biraz da yüreğine vursun ki, içindeki buzullar erisin.-
.
-Ömrümün yarısını insan olmak için,
diğer yarısını da insan kalmak için harcadım.-
.
-İnsan gidecek yolu olduğu için değil, varacak yeri olmadığı için huzursuzdur.-
-Huzur, gönlün gelincik tarlasıdır.-
.
-Huzur, kördüğümün çözülmüş halidir.-
.
-Huzurun yolu,
kendini yontmaktan geçer.-
.
-Huzursuzluğun kaynağı talepkârlıkta huzurun ise kanaatkârlıkta yatar.-
-Güneş de sanıyor ki, bir tek o yanıyor.
Ay da sanıyor ki bir tek o tutuluyor.-
.
Gönül ocağı tütmeyen
Gönül toprağına aşk ekmesin…!-
Aşk Bir Erdemdir;
.
Serçe kadar kalbin aldığını akıl almaz.
Çünkü gerçek aşk;
ne zamana, ne gökyüzüne.
ne bir şarkıya,
ne bir şiire,
ne de bir ömüre sığmaz.
.
İnsan coğrafyasının en güçlü duygusudur.
Dünyanın en güçlü mıknatısı gibi çeker insanı.
Ya yıldırım çarpmışa,
ya da üstünden tren geçmişe döndürür.-
.
Okuduğunuz şiirin her mısrasında, sevdiğiniz size göz kırpar.
Görünce, çöl güneşinde kalmış dondurma gibi erirsiniz,
Nefesinizi tutsanız, taklacı güvercine dönen kalbiniz yanardağ gibi patlar,
Ne eve, ne sokağa, ne de koca kente sığamazsınız.
Kılcal damarlarınıza kadar mola vermeksizin onu düşünmekten, uyku girmez gözünüze, günlerce uyuyamazsınız. Kaldı ki uyku aşka ırak kalpler içindir.
(Zaten, -Aşıkken uyumak haramdır, uyuyan da haindir.-)
"Kitaplar bir halta yaramaz. İnsanın birine ihtiyacı vardır, birine yakın olmak ister." İnler gibi devam etti. "Kimsesi yoksa delirir insan. Kim olduğu hiç önemli değildir, yeter ki yanında biri olsun. İnanın bana, insan fazla yalnız kaldımı, hastalanır."
Ömürlük sevgilere hasretiz, bir kadın bir erkeğin gülümsemesine hasret
-İnsanın insanı sevmeye vakti olmadığı zamanlardayız.
Oysa,
Sevgi tüm yaratılmışların özetidir.
İnsan olmak sevmekle başlar. -
.
Dünyada sahtesi en çok üretilen şeylerden biri haline geldi sevgi.
Bu nedenle, sevginiz yapay olmasın, içten olsun, gerçek olsun,
Yirmi dört ayar altın gibi saf olsun.
.
Kimseyi yalandan sevmeyin !...
Sevecekseniz adam gibi sevin !...
.
-İnsanın, paraya olan ihtiyacından daha çoktur sevgiye ihtiyacı.
Kredi kartı limitsizi değil, yüreğindeki sevgi limitsiz insanı sevin.-
Bize hiç bir şey yapılmadı, yalnızca tam bir hiçliğin içine koyulduk, çünkü bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhunu hiçlik kadar baskı altına alamaz.
Hayvanlarda vefa var, sadakat var, merhamet var,
İhanet yok, nankörlük yok,
Hile hurda, yalan dolan, çalma çırpma yok, yok efendimiz.
Duygusuz, kalpsiz değiliz,
Biz kimseyi tutsak etmeyiz,
Biz kimseye bıçak çekmeyiz,
Hiçbir canlıyı boğmayız, boğazından kesmeyiz.
Topumuz tüfeğimiz yok, yok efendimiz.
.
Hakaret ve küfür objesi olarak diline dolayıp
Fakat, Allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım; böyle budalaca bir özleme kapılıyor. Bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. Tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor. Fakat benim de sevmeğe hakkım yok mu albayım? Yok. Peki albayım. Ben de susarım o zaman. Gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. Fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? Sorarım size: Nasıl? Kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? Ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. Bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan; bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. Küçük oyunlar istemiyorum albayım.
İnsanları olduğu gibi kabul etmek yerine sanki boş bir deftermiş gibi çizip karalıyorlardı. Oysa insan bir romandı, insan bir hikayeydi ve geri kalan herkes okumakla yükümlüydü. Herkesin kaygısı bir insanı anlamak olmalıydı, değiştirmek olmamalıydı.