Ne güzel, ağlamayı unutmamışşın. İnsanlar unuttu. Ağlamayı, hayret etmeyi, sonra hayal etmeyi, sonra görmeyi. Neden göremiyoruz biz Taner? Bir kurumuş ağacı, çekilen suları, akan volkanları neden göremiyoruz biz?
‘‘Bir zamanlar bir adam ile kadın vardı. İkisi birbirini çok sevmesine rağmen ailesi kavuşmalarına izin vermiyordu. Beraber kaçarak evlendiler. Parasızlık, işsizlik ve türlü sorunla mücadele ettiler. El ele verip her şeyin üstesinden gelmeyi başardılar. Bir çocukları oldu, adını ‘‘Umut’’ koydular. Çocuk 16 yaşına geldi. Adam ve kadın boşandı.’’ Aysel tepkisizdir, Burak konuşmaya devam eder. ‘‘Bir zamanlar hapishanede bir mahkûm vardı, 40 yaşında cinayet sebebiyle hapse girdi. İlk ay bütün aile fertleri onu ziyarete geldiler. Zamanla önce uzak akrabaları, sonra en yakınları ve hatta kardeşleri bile ziyarete gelmeyi bıraktılar. Eşi onu terk etti, çocukları da unuttu. Fakat annesi tam 20 yıl boyunca onu ziyarete gelmeye devam etti. Sonunda anne yüksek tansiyon sebebiyle vefat etti. Adamın bir daha tek bir ziyaretçisi olmadı. Hapiste işlediği bir cinayet yüzünden müebbet hücre cezasına çarptırıldı. 12 yıl boyunca yalnız başına hücrede yaşadı ve öldü. (Soluklanır) Sanırım evrenin bir kuralı var. Kütle çekim gibi, izafiyet gibi bir kural… Bu öyle bir kural olmalı ki tanrı bile bu kurala dokunmuyor: Gereksiz acı… Bazı insanlar sert ve adil olmayan hikâyelerin içinde yaşıyorlar. Dört yaşında tepesine roket düşen çocuk ya da kendini korumak için eli silahlı bir pisliği öldüren hemşire, hiçbir şeyden haberi olmayıp zehirli gaz soluyan bir Orta Doğu vatandaşı ya da gündüz vakti sokak ortasında çete çatışmasının ortasına denk gelen bir Amerikalı…
-İnsan neden ağlar?
-Bilmiyor musun?
- Sen hiç ağlamadın mı?
- Bir kez. Uzun zaman önce
- Seni terk ettiklerin de mi?
İnsanlar ağlar.
Çok nedeni vardır.
Biri öldüğünde ya da yalnız kaldıklarında,
bir şeylerin yükünü taşıyamadıklarında.
- Ne?
-Yaşamak,
acı verse de..
-Yapacak bir şey yok mu?
-Bir sefer Marcin'in dişi ağrıyordu,ütüyü ısıttı, biraz bekledi ve tam omzuna bastı böylece dişini unuttu.
Krzysztof Kieslowski
Aşk Üzerine Kısa Bir Film
Kısa ama kısalığının ötesinde de başarılı ve çok derin bir kitap. Adından da anlaşılacağı üzere kadınların çektiklerini ve kadınların erkeklerine ne şekilde bağlılık gösterdiğini ve onları ne şekilde ilahlaştırdığını anlatıyor. Yazar Hamdi Kalyoncu’nun da uzman bir psikiyatir olmasından dolayı da kadınların çektiklerini ve yaşadıklarını anlatmakta
Beni merak ediyorsanız bu resimden bana bakın.
dropbox.com/s/josp2eiqbczyc...
Üzerimde duran küllük, yeşile çalan taşlı çakmak ve yarım bırakılmış bir Maltepe sigarasından ibaret. Gerisi alabildiğine toz, toprak. Unuttular bizi, işe yarar yanlarımızı söküp bir boş tarlaya çektiler hurdamızı. Şimdi kurda kuşa yuva
Hani hayatta bir şeyler olur ve onu yazmak için sözcükler bir araya gelmekten utanır ya muhtemelen bu incelemede öyle olacaktır...
Kitaba geçmeden önce Ezîdîler hakkında kısa bir bilgi vermek istiyorum ya da yanlış bilinen şeyleri düzeltmek istiyorum...
Ezîdîler Ortadoğu'da 4000 yıldır yaşayan dini ve etnik bir azınlıktır. Sanıldığının aksine
*Simurg bir gece yarısı Çin ülkesinde göründü.
*O ülkeye kanadından bir tüy düştü; bütün şehirler birbirine değdi..
* Herkes o tüyden başka çeşit bir nakış, bir resim elde etti. O nakışlardan birini gören, bir çeşit iş tuttu, bir çeşit işe girişti.
*Kanadının tüyündeki o nakış görünmeseydi âlemde bu kavga, bu gürültü olmazdı.
Genç kadın sabah kalktığında güneş doğmuştu ama ona hala karanlık gibi geliyordu. Yatağından doğruldu, alırken bayıla bayıla aldığı şimdiyse kendisine oldukça boğucu gelen mor perdeleri açtı. İlk önce gözünü alan aydınlığa alışmayı bekledi, dönüp yatağa, kendi kalktığı tarafa değil diğer boş kısma baktı. Dün gece ile ilgili düşünmemek için
TÜKENMEZ BİR KİTAP, ÇIKMAZ BİR SOKAK, MELANKOLİK HÜZÜNLER
youtube.com/watch?v=zz1ZzqM...
Raif abiyi çok üzdünüz,vaktinden evvel yaşlandırdınız . Neydi bu adamcağızın suçu günahı ? Madonna sen de kürkünü alıp gider misin artık ! Sevmek istedi bu adam be, sevdi sevdi sevdi. Sobada yakılacak öyküydü bu ne diye milletin diline