Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İlerleme insanın yaşam tarzıdır. İnsanlığın ortak yaşamı, kolektif adımları "ilerleme" demektir.
Sayfa 587 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 2. CiltKitabı okudu
“Doğanın, kendi yeterliğinin ya da yetkinliğinin gelişimini etkilemek için kullandığı yöntemler, toplumda zuhur eden karşıtlıklardan ibarettir. Bu durum, doğanın sahip olduğu muntazam düzenden öte gelir. Burada karşılıktan kasıt insanoğlunun yetersiz kalan toplumsallığıdır. İnsanoğlu yaratılıştan sosyalleşme meyillidir. Çünkü sosyalleşerek kendini daha çok insan gibi hisseder, bu şekilde kendi doğuştan gelen yeterliğini de geliştirir. Ne var ki bununla birlikte kendini tecrit etmeye de meyili vardır… Ardından çiğlikten, yani gelişmemişlik evresinden, insanlığın asıl sosyal değerini ortaya çıkaran uygarlık evresine doğru geçişin ilk doğru adımları atılır, bütün yetiler birbiri ardına gelişir, hazlar biçimlenir vs… İnsanoğlu huzur arar. Ama insanoğlu için en iyi olanı mevcut düzen bilir, onu ahenksizliğe sürükler. Medeniyet ve marifet süsü ile bezenmiş insanlık, yani sosyal düzenin en güzel tarafı, asosyalliğin meyveleridir. Ki bu taraf, her dalını, meyvesi ve yaprağına kadar büyüten ağaç misali, zoraki bir marifet aracılığıyla kendi kendine terbiye etme mekanizmasına sahiptir.”
Sayfa 9 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
... İlerleme insanın yaşam tarzıdır. İnsanlığın ortak yaşamı, kolektif adımları İlerleme demektir. ...
Sayfa 1454 - 2. Kitap 587. s.
İnsanlığın Adımları...
İnsanlık aydınlanma ile nasıl "birey" olduysa, ulus devlet ile nasıl "yurttaş", Keynesçi kapitalizm ile nasıl "vergi ödeyen vatandaş", ne liberal ekonomik sistemle nasıl "küresel tüketici" olduysa, bağlantısallık bütünsellik kültüründe de "yaşamdaş" olmayı öğrenecek. Ortak merak, "merakdaşlık" bu nedenlerle önem verdiğim bir kültür oluşturucu rolü üstlenebilir.
Hellen Monarşisi
Bu ismi taşıyan, iki yüz sayfalık bir kitap kadar uzun olan ve 1806 yılında İtalya’da yayımlanıp Yunanistan’da da dağıtılan risalenin dile getirdikleri, demokratik yada cumhuriyetçi görüşün tipik bir örneği sayılabilir. Yazarı belli değildir; “anonim bir Hellen” diye tanıtır yazar kendini. “Nomarşi” sözcüğü yazar tarafından türetilmiştir: “nomos”,
HER LANETİN BİR NEDENİ VARDIR
Lanetlerin ve bereketlerin yaşamımızda rasgele ve gelişigüzel bir işlevleri yoktur. Tam tersine bunların her ikisi de sonsuz, değişmeyen yasalara göre işlev görürler. Bu yasaları doğru bir şekilde anlayabilmek için yine Kutsal Kitap'a bakmamız gereklidir. Süleyman'ın Özdeyişleri 26:2'de Kral Süleyman lanetlerle ilgili bir ilkeyi
Sayfa 47 - Yeni Yaşam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
_(Cia ajanı Fuller’in “Yeni Türkiye” planı- 2008)_ _Atatürkçülük öldü. Nurcular ileri. Paul Henze(Cia) _Kemalizme son verip Osmanlıyla övünün. Fuller(Cia) _Türkiye, Atatürk'ün mirasını reddedip Osmanlı şeriatına geri dönmelidir. Samuel Huntington. (Cia) _Yapılması gereken Atatürk'ün İslam ve kürt düşmanlı olduğu fikrini yaymaktır. Kurt
_Eğer kadınların sesleri bastırılacaksa, eğer kadınlar insanoğlunun doğal haklarından mahrum bırakılacaksa, haksızlık ve tutarsızlık suçlamasını boşa çıkarmak için, öncelikle kadınların aklı olmadığını kanıtlamanız gerekmektedir – aksi takdirde YENİ ANAYASA’nızdaki bu büyük kusur, erkeğin şu ya da bu şekilde, bir tiran gibi davranması gerektiğini
_İnkarcılar kızgın fırına atılmış saman gibi yanacaklar. İnananlar ise ahırdan salınmış buzağılar gibi sevinçle sıçrayacak. _Davutoğlu Süleyman’ın özdeyişleri_ _Akılsızlarara, ahmaklıklarına uygun karşılık ver. Yoksa kendilerini bilge sanırlar. _Akılsızlar ne zamana dek bilgiden nefret edecek? _İyilerin peşinden gidin. Hırsızın katilin
_İslam = Arapçılıktır. Asimilasyonla inananı araplaştırır. Her müslüman halk, araplaşmaya mahkumdur. Kuran’ın kendisi, Araplar için Arapça olduğunu söyler.(Şura 7) İnsanın tüm yaşantısı, giyimi, yemesi, içmesi, gezmesi, eğlenmesi, sevmesi, düşünmesi ve inanması “çöl bedevîlerinin kabile kanunu” ölçütlerine göre ayarlanmaktadır. İslamlaşarak milli
Reklam
Mahkeme … Kolektif beyin diye bir şey var mıdır?
"Yüzyıllar boyunca ortaya çıkan bazı adamlar, yepyeni yollara doğru ilk adımları atmışlar, bunu yaparken de kendi vizyonlarından başka bir silaha sahip olmamışlardır. Amaçlar farklıdır ama hepsinin bir ortak noktası vardır. Atılan adım ilk adımdır, yol yeni bir yoldur, vizyon kimseden ödünç alınmış değildir ve bu kişilere tepki olarak da her
Sayfa 966 - Kitabın mahkeme bölümü ve kitabın vermek istediğinin en belirgin şekilde verildiği kısım ,kendime not..Kitabı okudu
Hayatımın Kur'an gölgesinde geçen bu dönemini, insanın, yüce ALLAH'ın isteğine uygun hareketiyle yine O'nun tarafından yaratılan şu kainatın hareketi ara sındaki çarpıcı ahengini hissederek yaşadım. yanısıra kainatın kanunlarına ters düşen insanlığın sıkıntı dolu bocalayışını, dışardan empoze edilen bozuk ve zararlı öğretiler ile yaratılış mayasını oluşturan fitri yapısı arasındaki çatışmayı gözledim ve arkasından kendi kendime şöyle dedim; "Hangi alçak şeytandır'ki, insanı kendi adımları ile bu cehenneme doğru güdüyor?" Yazık şu ALLAH'ın kullarına.
Tanrılara ait o yönetimlerde her zaman üst bir tanrı, gerçek bir hükümdar bulunurdu. Halkları monokültizm (tekli okül- tizm) aracılığıyla monoteizme (tek tanrıcılığa) yönelten ilahi monarşi olmuştur.. Monarşi ve monoteizm birbirinin tıpatıp aynıdır. Zeus, Jupiter, tek Tanrı olma yolunda ilerliyordu, tip- kı birçok tanrı arasından çıkıp Yehova'ya dönüşen, öncesinde İsrail Kavminin, sonrasında tüm insanlığın ve en son olarak da Evrenin tek tanrısı olan Tanrı gibi. Monoteizm de monarşi gibi savaşçı bir kökene sahiptir. Robertson Smith, "Israil'in Peygamberleri" isimli çalışmasının Iokumasında şöyle der: "Göçebe bir toplumun merkezi bir otoriteye anlık ihtiyacı ya göç ya da savaş anında ortaya çıkar. Ahit sandığının etrafında başlayan ulusal örgütlenmenin ilk adımları böyle atılmıştır, Israiloğulları'nın kendilerini Yehova ordusu sanmalarıyla. İsrail ismi savaşsaldır ve "Tanrı savaşır" anlamına gelmektedir; Yehova ise Eski Ahitteki Iahwé Zebahát, yani İsrail ordularının Yehova'sı. Yehova'nın varlığının en açık şekilde hissedildiği yer savaş alanıydı; ancak ilkel mil- letlerde, savaş dönemlerine liderlik eden aynı zamanda barış dönemlerinin doğal yargıcıdır." Tanrı, yegâne Tanrı, tıpkı monarşik ve sosyal savaş tanrısı gibi, insandaki ilahi kudret duygusundan doğdu Vi العالي B
Sayfa 164 - Ketebe, Çev:Beyza FıratKitabı okudu
...bağ kurmadıkça birer hiçiz. Etkileşimlerimiz ritimle salınır. Ana rahmine düştüğümüz andan ölene dek her birimiz, teması ve adımları insanlığın tümü tarafından paylaşılan, kendimize has bir bağlantı dansı tuttururuz. Bu dans, farklı kültür, ırk, cinsiyet ya da tarihlerde çok küçük değişimler gösterir. Bu öğeler söz konusu bağlantı dansını zenginleştirir. Ama bu dans kaçınılmaz olarak çevremizdekiler tarafından şekillendirilir.
Sayfa 13
Uzak yıldızlara mı gideceğiz? Bir kere Ay'a gidebilmek için bebek adımları atmış ve hevesimizi kaybedince de koşturarak Dünya ananın güvenli kollarına geri dönmüştük. Bize en yakın Ay'ımızdan yüz milyon katı uzak olan yıldıza yapacağımız bir yolculukta hayatta kalabileceğimizi bize düşündüren şey nedir? Küçücük gemilerimiz büyük bilinmeyen içinde kaybolmaz mı? Bence bunu başarabiliriz? Neden mi? Çünkü bunu daha önce de yaptık.
Sayfa 48 - National geographıcKitabı okudu
60 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.