Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Acı gerçeğimiz!
Yüzlerce ve binlerce yıldan beri, insanlar dayanılmaz şartlar içinde yaşamayı, ölmeyi nasıl olup da kabullenmişler, işte bunu anlamıyorum bir türlü. Kesinlikle ve açıkça karşı koymadan, sa­vaşlarla, acılarla, o ölüm belasıyla başbaşa yaşamayı kabul etmek ha! İnsan, şurada ya da burada olmayı; şuraya ya da buraya bir beygir torbası gibi atılıvermeyi, hiçbir açıklama olmadan nasıl kabul eder. Bütün bir insanlık alemi bir kapana kıstırıldığı halde ciddice bir ayaklanma bile yok. Felsefelerin, bilimlerin sülalesi meçhullerin anahtarını veremediler. Köpekler gibi yularlanıyor, köpekler gibi eğitiliyor, şartlandırılıyor, yularımızdan çekiliyor sonra da defediliyoruz. Milyonlarca yıldır insanoğlu tam bir şa­mar oğlanı.
A’raf Sûresi: 1-206
1-) Eliif, Lââm, Miiim, Saaad. 2-) Sana inzâl edilen bu Hakikat ve Sünnetullâh BİLGİsi (Kitap), Onunla, (iman etmeyenleri) uyarman ve iman edenlere (neye - nasıl iman edip, neleri yapmaları konusunda) öğüt vermen içindir... Artık içinde, bundan dolayı bir sıkıntı olmasın. 3-) Rabbinizden size inzâl olunana tâbi olun... Rabbinizin dûnunda velîlere
Reklam
Bilge ağlıyordu, Hikmet susuyordu. Bilinmeyen bir süre geçtikten sonra birden kapı vuruldu. Hikmet, dalgın gözlerle kapıya yürüdü. Ne yaptığını düşünmeden kapıyı açtı. Sevgi içeri girdi. Sevgi? Dalgınlığından kurtulamadı. İşte bir olay, diye düşündü. Başım ağrıyor. Sevgi, Bilge’yi görünce bir an gözlerini kapar gibi oldu. Başını çevir, bakma.
ŞAHİNGDRAY VE TATARLAR Fatih Sultan Mehmed'e el veren, O'nun Bizans'ı merkezleştirerek kurduğu yeni Dmparatorluk binasının sutunîan arasına giren, Moskof'u haraca bağlayan ve tâ Avcı Sultan Mehmed zamanına kadar sadakatle Osmanlılık tfiBrinde çalışan Kınm girayları ve tatarları, ilk fiyaskoyu Viyana bozgununda yerdiler.
ŞAHİNGDRAY VE TATARLAR Fatih Sultan Mehmed'e el veren, O'nun Bizans'ı merkezleştirerek kurduğu yeni Dmparatorluk binasının sutunîan arasına giren, Moskof'u haraca bağlayan ve tâ Avcı Sultan Mehmed zamanına kadar sadakatle Osmanlılık tfiBrinde çalışan Kınm girayları ve tatarları, ilk fiyaskoyu Viyana bozgununda yerdiler.
Yüzlerce ve binlerce yıldan beri, insanlar dayanılmaz şartlar içinde yaşamayı, ölmeyi nasıl olup da kabullenmişler, işte bunu anlamıyorum bir türlü. Kesinlikle ve açıkça karşı koymadan, savaşlarla, acılarla, o ölüm belasıyla haşhaşa yaşamayı kabul etmek ha! İnsan, şurada ya da burada olmayı; şuraya ya da buraya bir beygir torbası gibi atılıvermeyi, hiçbir açıklama olmadan nasıl kabul eder. Bütün bir insanlık alemi bir kapana kıstırıldığı halde ciddice bir ayaklanma bile yok. Felsefelerin, bilimlerin sülalesi meçhullerin anahtarını veremediler. Köpekler gibi yularlanıyor, köpekler gibi eğitiliyor, şartlandırılıyor, yularımızdan çekiliyor sonra da defediliyoruz. Milyonlarca yıldır insanoğlu tam bir şamar oğlanı.
Sayfa 32 - kaknüsKitabı okudu
Reklam
Rousseau'nun tıp ve hekimlere olan bakışı;
Güçsüz bir vücut ruhu güçsüzleştirir. İnsanlar için, iyileştirdiğini öne sürdüğü tüm hastalıklardan daha zararlı olan tıbbın gücü buradan geliyor. Kendi adıma, hekimlerin hangi hastalıklarımızı iyileştirdiklerini bilmiyorum, ama bize çok daha kötü hastalıklar verdiklerini biliyorum: Korkaklık, ödleklik, saflık, ölüm korkusu. Hekimler vücudu
Sayfa 31, 32, 33 ve 34 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, XIV. Basım Aralık 2020, İstanbulKitabı okudu
Uygarlık tarihinin dönüm noktalarını belirleyen savaşlar, verdikleri zararın yanı sıra trajik içerikleri ile de önemlidirler. Dünya tarihinde meydana gelen savaşların kesin sayısı belli değildir. Bunların sebepleri birbirinden farklı olduğu gibi savaş şekilleri de zaman içinde farklılaşmıştır. Yüzyıllar boyunca harp sanatı gelişerek kendi devrinin
Bu her şeye rağmen romantik bir hikâye olabilirdi. Eğer Poyraz ileri uzanıp beni yakalamayı ve yere çakılmaktan son anda kurtarmış olsaydı... Beni kucağına alır, gözlerimin içine bakar ve gülümserdi. Ben de daha sonra bu anı arkadaşlarıma dudaklarımda yarı utangaç yarı fettan bir gülümsemeyle anlatırdım fakat öyle olmadı. Ağır çekimde gerçekleşen
Sayfa 92 - Ren KitapKitabı okudu
Yüzlerce ve binlerce yıldan beri, insanlar dayanılmaz şartlar içinde yaşamayı, ölmeyi nasıl olup da kabullenmişler, işte bunu anlamıyorum bir türlü. Kesinlikle ve açıkça karşı koymadan, savaşlarla, acılarla, o ölüm belasıyla haşhaşa yaşamayı kabul etmek ha! lnsan, şurada ya da burada olmayı; şuraya ya da buraya bir beygir torbası gibi atılıvermeyi, hiçbir açıklama olmadan nasıl kabul eder. Bütün bir insanlık alemi bir kapana kıstırıldığı halde ciddice bir ayaklanma bile yok. Felsefelerin, bilimlerin sülalesi meçhullerin anahtarını veremediler. Köpekler gibi yularlanıyor, köpekler gibi eğitiliyor, şartlandırılıyor, yularımızdan çekiliyor sonra da defediliyoruz. Milyonlarca yıldır insanoğlu tam bir şamar oğlanı.
Reklam
YAZDIRILIŞININ DA AYRINTILARIYLA BELİRTİLMESİNE ÖZEN GÖSTERİLEN İKİNCİ MEKTUP BU DA KÜNYELERİ: BİTİRİMLER VE GARİBANLAR Evet, postaneye sen götürmüştün değil mi mektubu? Dün ne konuşuluyordu biliyor musunuz? Yalnızca bizimki değil, gönderilen bütün mektuplar 'Almadığım Mektuplar' diye yayımlanmış... ayıp be... insan utanır. Reis, bir önerim
Sayfa 53 - Gözetleme Noktaları
TARİHİ KONMAMIŞ VE ALMADIĞIM MEKTUPLAR YAZILDIĞINI ÖĞRENEN BİRİNİN BAŞKA BİRİNE YAZDIRDIĞI, BİRÇOK KİŞİNİN DE YAZILMASI SIRASINDA KATKIDA BULUNMALARI SEBEBİYLE HAYLİ DEĞİŞİK GÖRÜŞLER İÇEREN TARİHİ KONMAMIŞ VE ALMADIĞIM BİR MEKTUP OKUYORSUNUZ NASIL OLUŞMAYA BAŞLADIĞINDAN İTİBAREN Duyunca inanamadım. Vay be! Oo! Olmaz, beni dinleyin hele önce,
Sayfa 47 - Gözetleme Noktaları
Rousseau ve tıp
Güçsüz bir vücut ruhu güçsüzleştirir. İnsanlar için, iyileştirdiğini öne sürdüğü tüm hastalıklardan daha zararlı olan tıbbın gücü buradan geliyor. Kendi adıma, hekimlerin hangi hastalıklarımızı iyileştirdiklerini bilmiyorum, ama bize çok daha kötü hastalıklar verdiklerini biliyorum: korkaklık, ödleklik, saflık, ölüm korkusu. Hekimler
"Devir değişti" dedi. "Osmanlılık bu devrin ihtiyaçlarına cevap veremez. Ok yaydan çıktı bir kere enişte. Artık geri dönüş yok bunun." Halil safaya göre devlet-i Aliye'nin unsurlarının yol ayrımında o kadar ileri gidilmişti ki artık geri dönmek için vakit çok geçti. "Ermeni Ermeniliğini, Rum Rumluğunu fark ederken Türk de