Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
der ve bitirir...
Hiçlikte kalmaktan hoşlanabilecek kimseyi hiçliğe itmeyeceksin. Hiçliği yalnızca ondan çıkış yolunu bulmak için arayacak, bu yolu da herkes için işaretleyeceksin. Acı ve çaresizlik içinde kalmakta başkalarını bunlardan nasıl kurtaracağını öğrenmek için direneceksin, yoksa mutluluktan nefret ettiğin için değil; çünkü insanların birbirlerini insanlıktan çıkarmalarına ve parçalamalarına karşın, onların layık olduğu bir şeydir mutluluk.
Sayfa 311Kitabı okudu
Hiçlikte kalmaktan hoşlanabilecek kimseyi hiçliğe itmeyeceksin. Hiçliği yalnızca ondan çıkış yolunu bulmak için arayacak, bu yolu da herkes için işaretleyeceksin. Acı ve çaresizlik içinde kalmakta başkalarını bunlardan nasıl kurtaracağını öğrenmek için direneceksin, yoksa mutluluktan nefret ettiğin için değil: çünkü insanların birbirlerini insanlıktan çıkarmalarına ve parçalamalarına karşın, onların layık olduğu bir şeydir mutluluk."
Reklam
"Tarih boyunca insanlık birçok kez bu tür çıkmazlara düştü, kimse çıkış yolu görmüyordu. Çünkü herkes kendine göre bilgece tasarılara girişmişti. Başarısızlığın genel olduğunu açıklamaya kimsenin dili varmıyordu. Ve birden, beklenmedik bir anda, ağır makine yeniden çalışmaya başladı. Bu makine, değişimleri sayesinde varoluşunu sürdüren o eski insanlıktan başkası değildi."
El ayak parmaklarına bağlanan elektrik telleri, nasıl olup da bir türlü patlamayan yüreğin çırpını­şı, özlenen ölümden, haince, bilerek ırak tutuluş, kusmuk ve kan gölü ortasında kadınlıktan, insanlıktan çıkış, sonsuz bir yuvarlanış, aşağıya, daha aşağıya. Erkeklik organının yüklenebileceği en çirkin görevi yüklenen cop...
533 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Öncellikle bu kitabı tarif edecek güzel bir müzik bulup önce dinlemeli ve her şeyini hissederek yazmak istiyorum incelememi... Kitabın ilk sayfalarında bırakmayı düşündüm.Bu kadar zalim iki adamın düşüncelerini okumak istemiyordum ,merhametten ,sevgiden , insanlıktan uzak olan insanları görmeye,duymaya tahammülüm yok hele ki kitap okumayı bu denli seviyorken onların düşüncelerinin kağıda dökülmesini ve bu düşüncelerin virüs gibi yayılmasına katlanamıyordum işte bu düşünceler ile ben de o insanlardan bir tane oldum . Çünkü onlar hakkında çok net konuştum tıpkı kitabı bırakmayı düşündüğüm gibi , inanır mısınız bilmem onları hissedebilmek için pizza siparişi verdim yedikçe gülümsedim kendime ... Çoğu zaman bizlerde hissizleşmiyor muyuz? Farkında olmadan, gözlerinizi kapatın ve bunu bir kaç saniye düşünün ve emin olun ki gerisi gelecektir. İki adam iki zıt kutup... Çoğu kez böyle insanlar ile karşılaşmamak için dua ettim kitabı okurken evet dua ettim sonra kitabın ortalarında orda olmak istedim ellerini tutup onları oradan kaçırmak istedim ama eminim ki Kayra yine gelmeyecekti.Sanırım Kayra için yapabilecek hiç bir şeyim olmazdı çünkü o tek kurtuluşunun ölüm olduğuna inanıyordu.İnsan zihni labirent gibi çıkış kapısını bulmak olanıksız tabi bunu görmemek için gözlerini sımsıkı kapatan kulaklarını sımsıkı kapatan insanlar için söylüyorum. Yaşamak için her yolu deneyen ölmek için her yolu deneyen iki adam Kinyas ve Kayra ....Her şeye rağmen herkese rağmen şu şekilde bitirmek istiyorum.Yaşamak için her zaman bir neden vardır.
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve KayraHakan Günday · Doğan Kitap · 202226,7bin okunma
Ne zamandan beri insanlıktan çıkmıştı? Ne zamandan beri sadece kendini düşünüyordu? Ama bunları sorgularken bile içgüdüleri hâlâ kendini kurtarmak için planlar yapmaya devam etmesini sağlıyordu. Zihni çıkış yolu arıyordu..
Reklam
Nava, kadının başını yavaşça çevirdi. Yüzü acıyla gerilmişti, ama kim olduğuna dair bir şüphe yoktu. Bu Julia Pearlman'dı, yani Alfa deneği. Nava'nın yüreği daraldı. Koreliler başarısızlığı kabul etmezdi. Alfa deneğini teslim etmezse ya onu öldürecek ya da onu Ruslara teslim edeceklerdi. Birden kendini çok suçlu hissetti, ölen zavallı kızı bir an bile düşünmemişti. Ne zamandan beri insanlıktan çıkmıştı? Ne zamandan beri sadece kendini düşünüyordu? Ama bunları sorgularken bile, içgüdüleri hâlâ kendini kurtarmak için planlar yapmasına neden oluyordu. Zihni bir çıkış yolu arıyordu.
Sayfa 182Kitabı okudu
İnsan bencilliğinin sonu yoktur. pinti, bir tanesini bile harcayamayacağı parasını anlaşılmaz bir biriktirme aşkıyla kasaya yığmaya uğraşır. Tedavülden çeker. Bu hapsettiği paranın belki on binde, yüz binde birinin yoksulluğu yüzünden toplum içinde ne mahrumiyetler, ne facialar geçtiğini düşünemez. Ömrü boyunca geçimine fazlasıyla yetecek kadarını temin etmiş bir tok, her fırsat bulduğunda fazlalığını insaf etmeyerek yine nefsi için birikimde bulunur. Erzaklarını küflendirir, çürütür. Açları aklına getirmez. Kimseye yedirmez. İnsaniyeti tüyleri ürpertecek insaniyetsizliklere sevk eden işte bu bencilliktir. Birçok işlerimizde bu bencillik bizi insanlıktan çıkarır. Fakat bin türlü bahaneyle bunun acı örneklerini her gün yapmaktan çekinmeyiz. Her hareketimizde mutlaka bu his bulunur. Belki hayat budur. Bu bir doğa kanunudur. Bütün hırslarımızı doğuran bu rezillik yüzünden umduğumuz saadetten ziyade felakete uğrarız. Çünkü hakimin huzuruna çıkan en küçük davalardan en büyük muharebelere kadar varan tartışmaların, çekişmelerin ve kavgaların çıkış noktası budur.
Şartlar ne olursa olsun yaşamak için
Birden kendini çok suçlu hissetti, ölen zavallı kızı bir an bile düşünmemişti. Ne zamandan beri insanlıktan çıkmıştı? Ne zamandan beri sadece kendini düşünüyordu? Içgüdüleri kendini kurtarmak için plan yapmasına neden oluyordu. Zihni bir çıkış yolu arıyordu
Sayfa 181Kitabı okudu
228 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
1971 yılında Fas Kralı II. Hasan’a yönelik başarısız darbe girişimi sonrasında üst rütbeli subayların emri altındaki askeri öğrenciler ve emirlere itaat eden astsubaylar hapse atılır. Zindanda yaşadığı 18 yıl Tahar Ben Jelloun tarafından kitaplaştırılan Aziz, romanın anlatıcısıdır. Kitapta Salim ismiyle tanıyacağımız anlatıcı, bize insanlıktan utanılacak, tiksinilecek olayları oldukça yalın ama etkileyici bir şekilde anlatıyor. 23 mahkum, iki yıl kaldıkları hapishaneden alınıp yerin altındaki alçak tavanlı, dar, ışık almayan hücrelerin olduğu Tazmamart Zindanına aktarılır. Gözlerden uzak bu zindanda onlardan beklenen sessiz sedasız ölmeleridir. Burada ölmek zor değildi. Fizikî koşulların kötülüğünün yanında umutsuzluk, özlem, melankoli, kin, nefret gibi duyguların varlığı onları teker teker öldürür. Salim ise kendine göre bir çıkış yolu oluşturmaya çalışır. Öncelikli hedefi zihnini uyanık tutabilmektir. Edebiyatın izinde, daha önceden okuduğu kitaplarla akıl sağlığını korumaya çalışırken dua ve ibadeti de buradaki kısıtlı yaşantısına ilave eder. Bedenden uzaklaşarak düşünsel kurtuluşa ulaşma çabalarıyla acıyı ve geçmişi kendinden uzaklaştırır. Zaman onun uzuvlarını fiziksel olarak çürütmeye çalışsa da ruhu her geçen gün sonsuzluğa daha da yaklaşacaktır. Işığın O Kör Edici Yokluğu, sizi nefessiz, çaresiz bırakacak gerçek bir roman. Etkisinden çıkmanız zaman alabilir.
Işığın O Kör Edici Yokluğu
Işığın O Kör Edici YokluğuTahar Ben Jelloun · Sia Kitap · 2020392 okunma
Reklam
533 syf.
·
Puan vermedi
·
19 günde okudu
Teşekkürler.
Okurken ne kadar zararsız ve iyi biri olduğumu fark ettim. Kinyas ve Kayra insanlıktan çıkmış, yapılan eylemleri sonucunu pek düşünmeden yapan kişiler. İkisi arasında bir ayrım yapamıyorum bile. Kitabın dili normal kitaplardan daha farklı. Olaylardan çok Kinyas ve kayranın düşünce yapısını, kafasının içerisini anlatıyor. Normalde sıkılırım ama bunda sıkılmadım. İçinde çok güzel cümleler var. Kinyas ve Kayra bir türlü hayata tutunamayan insanlar benim gözümde. Sıkıntılı ve boğucu hayatlarını çok güzel ve sıkmayan cümlelerle anlatmış yazar. İçinde bir çok şeye karşı çıkış gördüm kitabın. Dikkatlice okunursa neyden bahsettiği, neye karşı çıktığı çok açık gözlemlenebilir. Sürekli bir toplumdan uzaklaşma, toplumdan sıyrılma çabası var Kinyas va kayranın. Kitap kayranın yolu ve kinyasın yolu şeklinde devam edip sonlanıyor. Varoluş sancısını dibine kadar işlemiş bir kitap. Hayata karşı umursamazlıkları bazen okurken içten içe sinirlendiriyor insanı. Ama kitabın bütününe bakınca kitap okunabilir, ve güzel bir yapıt. Sadece aklımı kurcalayan bir şey var. Kayra ve Kinyas ilk sayfalarda birbiri ile aynı gözükürken sonları nasıl bu kadar farklı oldu? Hangisi kazandı hangisi kaybetti? Yoksa çıkarmam gereken anlam şu muydu? Ne yaparsak yapalım, ne yaşarsak yaşayalım, nereden dönersek dönelim son üçümüz başarısızlık mı? Herkesin sonu aynı, ölüm. Ama o zaman sonucu aynı olacaksa insanlara uyarak, tabuları yıkmadan köyün gibi yaşamanın ne anlamı var? Yaşamanın bir anlamı olmalı.
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve KayraHakan Günday · Doğan Kitap · 202226,7bin okunma
Kadim geleneğimizde, insan üç türlü kullukla yükümlüdür taabbüd, tefekkür ve tezekkür... Taabbüd ameli, tefekkür fikri/düşünceyi, tezekkür ise irfanı meydana getirir. Bu kavram, geleneğimizde üç farklı bilim dalının da ortaya çıkış nedenidir: Fıkıh-kelám/felsefe-irfân... İnsan aklının kemali de bu üç kulluğun niteliğine bağlıdır. Bu nedenle, ulemâ ve urefâ akılda, ilimde ve ibâdette tatili caiz görmezler; çünkü akılda tatil bizi insanlıktan çıkarır; ilimde tatil hayattan koparır, ibadette tatil ise kulluktan eder. Başka bir deyişle, akılda tatil saadeti, ilimde tatil siyâdeti, ibâdette tatil ise selameti yok eder. Aklı, insan için ışık gibi kabul eden kudemå şöyle der: Işığını kaybeden, geceye/karanlığa kalır; geceye kalmak geçe kalmaktır, gecikmektir. Son söz: "De ki, O, Var'dır; O, Allah'tır; O, Bir'dir/Tek'tir." diyen bir mümin Müslümanın, var olmanın ve bir/tek olmanın hesabını vermesi zorunlu ise tefekkür/nazar, her mümin Müslüman için olmaz-ise-olmaz bir şarttır.
Sayfa 114Kitabı okudu
91 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.