Bugün İslâm memleketlerini haksız yere işgal eden ve oradaki Müslümanları acımadan şehit eden kâfirlerin ne ka-dar insafsız, merhametsiz, katil ruhlu ve İslâm düşmanı olduklarını görüyoruz. Kadın, çocuk ve yaşlı demeden önleri- ne geleni öldürüyorlar ve bu katliamdan zevk alıyorlar. Hâlbuki bizim Peygamberimiz savaşa gönderdiği komutanlara:
"Sakın haKadınları, çocukları, savaşa katılmayan yaşlı erkekleri öldürmeyin!" diye tembih ederdi. "Binalan yıkmayın, sebepsiz yere ağaçları kesmeyin!" buyururdu. !
Acaba bu iki gruptan hangisi insandır ve medenidir? Müslüman, işte böyle merhametlidir. Düşmanlarına bile insaflı davranır. Çünkü atalarımızın dediği gibi insaf dinin yarısıdır. İslâm'ın şartı beş, altıncısı insaf diyenler son derece haklıdır.
Müslüman Allah'ın adıyla ve Allah yolunda savaşır. Savaşmaktan çekinmez, ölümden korkmaz. "Bu dünya bir değirmendir öğütür bir gün bizi" diye düşünür.”
Siyonizm’in Kanlı Hayali...
Siyonizm’in “Büyük İsrail” idealini kapsayan bu inanıştaki coğrafya, Tevrat Bab 15’te şöyle açıklanıyor: “Mısır Irmağı’ndan büyük Fırat Irmağı’na kadar uzanan bu toprakları senin soyuna vereceğim!”
Netanyahu, "Yeşaya kehaneti’nin gerçekleşeceğini" söyledi. Netanyahu, Tahrif edilmiş Tevrat’ı işaret ettiği konuşmasında: “Artık tek bir amaç
Yeni devletin bayrağı Teşkilat'ın ilim heyeti tarafından hazırlanmıştır. Hilal, Allah'a imanı, yıldızın beş köşesi ise İslam'ın beş şartı vesilesiyle İslam'ı temsil eder. Devlet ilan olunduğunda başkaca bir sancak teşkil etmeniz faydasız bir uğraştır!
Neyzen, Hayyam, Şair Eşref, Gürpınar
_Ben sana bok demem. Boklar duyar ar eder. Bir zerren düşse boka, onu da mundar eder. Tanrı senin hamurunu, necasetle yoğurmuş. Anan seni sıçar iken, yanlışlıkla doğurmuş.
_Rakı, şarap içiyorsam sana ne? Yoksa sana bir zararım içerim. İkimiz de gelsek kıldan köprüye. Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim
_Göbekler perçin olmuş, hava geçmez aradan.
Freud
_Söz ile Sihir eskiden aynı şeydi; sözlerin sihirli güçleri vardır.
_Sevgi ve sinir doğru orantılıdır.
_Aşk yoktur; libido vardır. Aşık insan deIidir.
_Dünün mutsuz çocukları, bugünün psikopatlarıdır.
_Hiçbir önerme, kendi kendisinin kanıtı olamaz.
_Sanat, çocukluk tecrübelerinin büyüklüğe
Ziya'nın rejiminde, çocukluğumuzdan beri bilere öğretilen İslam'ın beş şartı -Allah'a inanmak, namaz kılmak, zekat vermek, Ramazan ayında oruç tutmak ve ömrünüzde en az bir kez Hac'a gitmek- yanında cihat dinimizin altıncı şartı olmuş adeta. Babam, dünyanın bize ait kısmında cihat fikrinin CIA tarafından teşvik edildiğini söyler. Hatta mülteci kamplarındaki çocuklara okulda bir Amerika Üniversitesi tarafından hazırlanan ve temel matematiği savaş yoluyla anlatan kitaplar okutuluyormuş. “10 Rus kâfirden 5’i bir Müslüman tarafından öldürülürse, geriye 5 Rus kâfir kalır” ya da “15 mermi - 10 mermi = 5 mermi” gibi örnekler veriliyormuş.
Epsilon YayıneviKitabı okudu
Abdullah bin Ömer tarafından aktarılan bir hadise göre Peygamber, İslam'ın genelde "İslam'ın Beş Şartı" olarak anılan beş temel ilkeye dayandığını belirtmiştir. Bunlar kelime-i şehadet, namaz, zekât, sadaka, oruç ve hacdır.
Özel merak, başka uğursuz sayılar var mı?"
"Olmaz mı? '9' Taylandlılar tarafından uğurlu bir sayı olurken, Japonlarda lanet sözcüğüyle eş değerdir. Onlara göre 9 numaralı evler genellikle olmaz. '3' Ruslar tarafındanuğurlu sayı. Bir insanla selamlaşırken üç kere öpüşmeleri bu yüzden. Çiçek verilecekse bu mutlaka üç olur.
Müslüman ülkelerde '5' kutsal. Günde beş vakit namaz, İslam'ın şartı beş gibi. '4' Asya ülkelerinde batıdaki 13 sayısı ile aynı anlamda. 4 sayısı ölüm kelimesi ile aynı şekilde söylendiğinden uğursuzluk alameti kabul ediliyor. İçinde 4 sayısı geçen telefon numaraları alınmaz, plaka kodlarında 4 genellikle verilmez."
"Çok enteresan, çok ilginç..."
"İlginçtir. İtalyanlar, '17'den deli gibi korkarlar. Bu uğursuz sayıdan kaçmak için birçok yerde es geçerler. (Asansör, otel, kat...) İtalyan havacılık şirketinin Boeing uçaklarında da 17 numaralı koltuğu yoktur. Ayrıca Renault R17 modelini İtalya'da R177 olarak satışa sunmuştur."
HÜSEYİN ATAY HAKKINDA
Öncelikle Rabbim taksiratını affeylesin diyorum.
Sonra da onu tanımak için fikirlerinden derlediğim bir demet sunmak istiyorum.
Hemen belirteyim ki bu fikirler ve bu üslup benimsediğim şeyler değil. Yine de çok çok az olsa da katıldığım yerler var.
Sadece tanınması için paylaşıyorum. Zira yazılıp çizilenlere bakıyorum,
Bir şeylerin düzelmesinin vakti hâlâ gelmedi mi?
