Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Latife Hanım ile Mustafa Kemal’in sırrı: Kanlı yelpaze
Latife Hanım-Mustafa Kemal evliliğinin gergin anlarından biri... Sinirini yelpazesini avucuna vurarak gidermeye çalışan Latife Hanım, elini kanatır. Atatürk, tokat atmaya yeltenir. Fakat Latife Hanım kendini müdafaa için elini siper etmeye kalkınca kanlı parmaklar Atatürk’ün yüzüne isabet eder... Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatına giren
Bu insanlardan hiçbir şey olmaz. Anla artık, bu ülkede tarih kimsenin umurunda değil. Kültür filan, boş işler bunlar.. Sokağa çık da sor bakalım. Tarih deyince sana ne cevap verecekler. Ben söyleyeyim, Altaylardan gelen atalarımız, diyecek, o da dili dönerse... Yiğitlik diyecek, kılıç, at, bayrak. Hepsi bu... Ne atalarının tarihini bilir bunlar, ne de kültürünü... Kültür diye sor mesela, iyice alıklaşırlar karşında. Tamam, kültürü bırak, dini sor, İslamiyet'i... Söyleyecekleri on kelimeyi geçmez. Elhamdülillah Müslümanız, der... Muhammed peygamberimizdir, der. Kur'an kitabımız.... Ya Fatiha'yı doğru dürüst okuyabilen kaç kişi vardır bunların arasında. Fakat aynı insanlar dinlerine laf geldi diye önlerine çıkan herkesi cayır cayır yakarlar.
Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"İstanbul deyince aklıma martı gelir Yarısı gümüş , yarısı köpük Yarısı balık , yarısı kuş İstanbul deyince aklıma bir masal gelir Bir varmış bi yokmuş..." Bedri Rahmi Eyüboğlu
Bedri Rahmi Eyuboğlu'nun İstanbul Destanı şiiri:
İstanbul deyince aklıma Yahya Kemal gelirdi bir eyyam Şimdi Orhan Veli gelir. Deminden beri dilimin ucundasın Orhan Veli Deminden beri senin tadın senin tuzun Senin şiirin senin yüzün Yaralı bir güvercin misali Başımın üstünde dolanır durur Gelir sessizce konar bu şiirin bir yerine Neresine mi arayan bulur Erbabı bilir. Deli eder insanı bu şehir deli Kadehlerin çınlasın Orhan Veli
Babaannem İstanbul'da yaşamamamıza rağmen İmamoğlu'na vereceğim diye dolaşıyordu sabah ahahaha. Sen imamoğlu'na vermiyorsub deyince hayatının şokunu yaşadı kıyamam kdbrkejekkas
312 syf.
9/10 puan verdi
·
10 günde okudu
#Okudum #KitapYorum #PapatyaTarlasındaRönesans2 #GizemÇetin #SoysalYayınGrubu #Roman #312Sayfa #Kitabaaşıkokumayasevdalı
Papatya Tarlasında Rönesans 2
Papatya Tarlasında Rönesans 2Gizem Çetin · Başlangıç Yayınları · 201834 okunma
Reklam
Trikopis, "Beni yaverlerim dahi yalnız bırakarak yanımdan kaçtılar. Ben intihar etmeliydim" deyince, M. Kemal Paşa, İsmet Paşa'ya hitaben, "Kumandanlar yorgundur. Kendilerinin istirahatlarını temin buyurursunuz" deyince ayağa kalktılar. İsmet Paşa ile Yunan kumandanları da ayağa kalkarak Atatürk'ü başlarıyla selamladılar. Atatürk birer birer ellerini sıkarken Trikpois'e, "Bizim misafirlerimizsiniz, her suretle emin ve müsterih olabilirsiniz. Bir arzunuz olursa bize bildiriniz" dedi. Trikopis İstanbul'da bulunan refikasını (eşini) hayat ve sıhhatinden haberdar etmek istediğini rica etti. Paşa da adreslerinin öğrenilmesini ve bir gün sonra Hilal-i Ahmer (Kızılay) vasıtasıyla ricalarının yerine getirileceğini emir buyurdular.
...Hâlâ üç kuruş maaşla hayatını o müzeye adamayı sürdürecek misin?" diye sordu. Sesimi çıkarmadım. ' Aklını başına topla Leyla,' diye uyardı. 'İstanbul'u Savunma Derneği filan, bunlarla bir şey olmaz. Solcu sevgilin uyuzunu kaşımak için böyle etkinliklere katılabilir.Ama sen mantıklı bir insansın. Benim gibi sen de
Sayfa 132 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Gerçek nedir? Ya da gerçek gerçek midir? Bu soru tarihsel olarak filozofların yanıt aradığı en önemli sorulardan birisidir. İnsanların çoğu aslında toplumsal yaşam içerisinde gerçeği aramazlar, daha doğrusu gerçek diye bir sorunları yoktur. Çünkü çoğu zaman gerçeğe ulaşma çabası riskli ve tehlikelidir. Bu yüzden sistem tarafından kendilerine
Fatih semti
Doğu dünyasında yüzyıllar boyunca “şehir” deyince akla gelen ilk ve tek şehir ise, tabii Konstantin şehri olmuş. Bizans’ın başkenti, ayrıca bir isim kullanmaya pek gerek duymadan asırlarca sadece İ Pólis – The Şehir – olarak anılmış. Esas kentin, yani surlarla çevrili tarihi yarımadanın Rumca adı da haliyle “şehiriçi” anlamında stín Póli (εις τήν πóλι’den kısaltma στήν πóλι) olmuş. Londra’nın City’si, Viyana’nın Innenstadt’ı, Antalya’nın Kaleiçi gibi İstanbul (daha doğrusu Stanbol) aslında şehrin değil İç Şehrin adı. Yirminci yüzyıl başına gelinceye kadar zaten kimse Galata ve Üsküdar’a İstanbul demeyi aklına getirmemiş.  
Reklam
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Tanpınar, Osmanlı’nın en karanlık yıllarında 1901 yılında doğmuş olup İmparatorluğun dağılmasını gözlemleyen kuşaktandır. Bu kuşak bildiğimiz üzere imparatorluğun dağılmaması ve yeniden güçlenmesi üzerine hep bir arayış içinde olmuştur. Tanpınar’da bu arayış içindedir. Yazarken arar, arayışlarını edebiyatın içinde yapar. Roman onun için bir
Beş Şehir
Beş ŞehirAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201911,4bin okunma
Deprem
İstanbul’da oturmaktayız.İşim için İzmir’e gittim. Tam işim bitti dönecektim ki,İzmir. Seferhisar’da oturan arkadaşım bizde kalmadan dönmek olmaz deyince. Seferhisar’ı gittim. Tam evden içeri yeni girmiştim.Dep- rem oldu.Çok korktum.Ortadoğu okul yıllarından arkadaşım,yerbilimci hocasını aradım.Olan depremi sordum. “Bu deprem küçük deprem ama İzmir Seferihisar merkezli yedi derece büyüklüğünde deprem bekliyoruz. Çünkü oradaki fay hatları çok diri hemde yeryüzüne çok yakın Yöneticileri uyarıyoruz Seferhisar tehlikeli bölge tsunamide olabilir. Buradaki yerleşim birimini buradan taşıyın “diye. Peki bizim İstanbul için tehlike yok mu evimiz çok katlı akıllı bina. “Çok katlı binalar daha deprem görmediği için henüz bilmiyoruz “ dedi. Olanları bilginiz olsun istedim. Cengiz Bektaş
Dininizi iyi öğrenin yoksa yaşadığınızı din zannedersiniz
Derse başlarken İstanbullu bașçavușa dersi sadece dinlemesini, sual cevaplara katılmamasını söyledim. Sonra da askerlere sordum: -Bizim dinimiz nedir? Biz hangi dindeniz? -Elhamdü-l-illâh Müslümanız, diye cevap vereceklerini sanıyordum. Fakat öyle olmadı. Cevaplar karıştı. Kimisi “İmamı âzam dinindeniz” dedi. Kimisi “Hazreti Ali dinindeniz” dedi. Kimisi de hiçbir din tayin edemedi. Arada: -İslâmız, diyenler de çıktı ama; -Peygamberiniz kimdir? deyince, onlar da puslayı şaşırdılar. Akla gelmez peygamber isimleri ortaya atıldı. Hatta birisi: -Peygamberimiz Enver Paşa'dır! dedi. İçlerinden peygamberin adını duymuş olan birkaçına da: -Peygamberimiz sağ mı? Ölü mü? deyince iş gene çatallaştı. Herkes aklına gelen cevabı veriyordu. Bir kısmı sağ, bir kısmı ölüdür tarafını tuttu. Fakat birisinin kuvvetle konuştuğunu, yahut bir tarafın daha ağır bastığını görünce, diğer tarafın da kolayca o tarafa kaydığı görülüyordu. Peygamberimiz sağdır diyenlere: - O halde peygamberimiz hangi şehirde oturur, diye sordum. Cevaplar tekrar karıştı. Onu Istanbul'da, Şam'da yahut Mekke'de yaşatanlar oldu. Hiçbir yer tayin edemeyenler daha çoktu. Peygamber ölmüştür diyenlere de: -Peygamberimiz ne kadar zaman evvel öldü? denildiği zaman bu sefer onlar şaşırdılar. Yüz sene önce, beş yüz sene önce, bin sene önce diye gelişigüzel cevaplar verenler oluyordu. Fakat çoğu, vakit tayin edemiyordu.
Kuleler ve İstanbul
“İstanbul deyince aklıma kuleler gelir, ne zaman birinin resmini yapsam öteki kıskanır, ama şu Kız Kulesi’nin aklı olsa Galata Kulesi’ne varır, bir sürü çocukları olur...” Bedri Rahmi Eyüboğlu, İstanbul Destanı Görsel: Serhat Albamya
330 syf.
8/10 puan verdi
·
21 saatte okudu
Kayıtsızlık Durumu Katıksız Özgürleşme
Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin Hikayesi
, nev-i şahsına münhasır bir adam olan ve kendisini kitaplarının dünyasına bırakan Ahmet isimli karakterin, İstanbul'un kaosundan kaçtığı Karadeniz'in kıyısında yer alan bir kasaba olan Podima'da yaşanan bir cinayet ile başlamaktadır. Romanın bir cinayetle başlıyor olması bizde polisiye roman beklentisi oluşturuyor ve bu
Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin HikayesiZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2019105,2bin okunma
1.208 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.