600.gün... Zamanı tutamıyorum sevgili durduramıyorum. Son günümüzde bana "dursun mu zaman?" demiştin. Dursun artık sevgili, dursun artık, hayır zaman akıp gitmesin. Yarın, dün olsun. Zaman artık geriye aksın istiyorum. Merak etmiyorum geleceği, istemiyorum geleceği. Gözlerimin ışığının sönmesini izlemeyi değil, ışığını geri kazanmasını
1. BÖLÜM
SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM
1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI
Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde
(...)10
Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan
zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine
ve ledünniyat ve
Seni içimde buldum. Bıraktım kendimi senden aşağı. Sana düştüm. Her yanım kucak dolusu gözlerin. Senden düştüm. Hangi haliyle anlatsam sözcüklerin. İşte beni deldiğin yerin ardındaki ışık desem. İşte seni aşırdığın kovuğun aşkla iniltisi benden. İşte oluğundaki bambaşka kanın alaşımı.
Sinen ah! Beni seninle çoğaltan toprağın.
Seni içimde elmas buldum. Seni içimde yine buldum kendime anlattım
İçime kaçtığın zamanların ettiğini bir bir.
Seni bir gülün fazla iç adıyla kanamalı
Kaç iklimin toplamı acıdan bir bedenle
Ay ışığının spotunda seyrettim tepende ayevi. Seni güzdü attığın örtünün altında yakalayan
Daralan bir taşhane üzdü beni derisi nemli
Selammm Canımlar
Bu nasıl güzel bir kitaptı yaaa Ben böyle sevda, ben böyle bir bağlılık, böyle sınanma görmedim duymadım O son yüz sayfa benim ağlamaktan içim çıktı. ( Yakın arkadaşlarıma ağlaya ağlaya kitabı anlattım siz düşünün halimi ) Evettt gelelim konumuza;
Kadir Agâh babasıyla büyük bir tartışma atlattıktan sonra tüm aile bağlarını
Gül Kokusu
Dr. Münir Derman - Sabri Tandoğan
2014 yılında umre için bulunduğum Medine'de sevgili peygamberimizin razvası civarında dolanırken tuhaf hallere kapılmıştım nedense. Hani olur ya bazen, kontrol sizde değildir. İçinizden gelen ses yönetir sizi. İşte öyle bir halde; Bir süre önce sitesine yazarak sadece umre dönüşünde de saçlarımı
Hasan Ali Toptaş birilerini taciz etti mi etmedi mi bilemem ama toplumda olayın çok yanlış algılandığını bizzat gördüm.
Öncelikle hakkındaki yanlış algıyı düzeltmek gerek. Olaylar şöyle oldu bakın sırayla;
1- Hasan Ali Toptaş röportaj yaptı ve genç çevirmenleri ağır şekilde eleştirdi.
2- Anonim bir profil Hasan Ali Toptaş'ın bu röportajına
Gözlerim seni aradı o gün, güzelce giyinmiştim yine, ve mavi çiçekli cam kolyemi takmıştım bu sefer. Sınavların açıklandığı hafta hani benim 52 aldığım ( en yüksek notum da bu oldu zaten, Neyse )
Eve gitmeden Bir merhabaya bağlanmalıydi bu iş. Evdekiler yine sıkıştırdi, bir hafta erteledim belki sınav konuşuruz diye. Ama yoktun, belki de sen eve
"Kendiminkiyle toplumdaki diğer insanların mutluluk anlayışının tamamen farklı olabileceği endişesi, bu endişeyle geçirdiğim geceler, yattığım yerde dönüp durmama, kıvranmama, çıldıracak raddeye gelmeme bile neden olmuştu. Acaba mutlu değil miyim?"
İncelemede demiştim ya "Yalnız değilmişim." yerleri var, o yerler işte buralar
Ahmet Erhan geçti...
Şair, yazar, öğretmen ve futbolcu olan Ahmet Erhan 8 Şubat 1954'te Ankara'da doğdu ve 4 Ağustos 2013'te aramızdan ayrıldı. Mersinli bir ailenin beşinci çocuğu olmuştu. Çocukluk yılları da gençlik yılları da Akdeniz'in birçok ilinde geçen Ahmet Erhan lise eğitimi için Ankara'ya
Benim adım Kinyas. Gün ağrıyor. Başım ağrıyor. İsmimi kendime ben verdim. Bitmeyen bir öfke ve bitmeyen bir mutsuzluğun ifadesi. Bütün insanlara kızgınım. Yaşadıkları için. Hayattan midem bulanıyor. Ateşle oynarım. Yeterince benzin ve karşımda oturan adamın ceketinin iç cebindeki çakmakla dünyayı yakabilirim. Benim adım Neron. Geceleri çaldığım
"Bundan aylar önce, her şey gün gün kötüleşip de ben henüz daha da kötüye gideceğini bilmezken, bir gece delirdim. Şaka yapmıyorum gerçekten onun gibi bir şey oldu. Ağaç evdeydim. Bunaltıcı bir sıcağın ardından gece hiç beklenmedik bir fırtına çıktı. Birden kapkara bulutlar sardı her tarafı. Yağmur başladı ama nasıl şiddetli. Şimşek, gök
Haklısınız albayım." Oturdu. "Fakat, Allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım; böyle budalaca bir özleme kapılıyor. Bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. Tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor. Fakat benim de sevmeğe hakkım yok mu albayım? Yok. Peki albayım. Ben de susarım o zaman. Gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. Fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? Sorarım size: "Nasıl? Kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? Ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. Bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan; bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. Küçük oyunlar istemiyorum albayım. 'Canım, bugün üzgün görünüyorsun, demek istemiyorum. 'İstemiyorsan buluşmayalım,' dedi geçen gün. Buyrun bakalım. Ben de çekilmez huysuzluklar etmiştim; bu sonuca katlanmalıydım. Ben ne yaptım? Neyse, geçelim albayım. Fakat beni anlıyor: Bütün geçmişimi anlattım ona, hep haklı çıktım. İşte böyle anlarda çileden çıkıyorum albayım: Kendimi unutup zafer sarhoşluğuna kapılıyorum. Oysa bütun bu ilişki bir can sıkıntısı yüzünden başlamıştı."