Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
AZGIN İSTİBDAT DEVRİ -
Çünkü yukarıdaki acıklı hallerden başka maneviyatı kıracak daha çok şeyler vardı. Mesela, ordu gittikçe fenalaşıyordu, Balkan devletleri bile ordularını gençleştiriyor ve yenileştiriyordu. Türk ordusu ise ihtiyar ve beceriksiz kumandanlar idaresinde bırakılmış, manevra nedir bilmiyorlardı. Hatta atış talimleri bile yapılmıyordu.
Sayfa 51 - Kronik KitapKitabı okuyor
240 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
KİM LAN BU İTTİHATÇILAR!
Enver, Talat, Cemal. İttihatçılar denince akla gelen üç isim. Müfredat öğretisinde de müfredat haricindeki öğretilerde de üzerine tam olarak durulmayan, hem islamcılar hem de sekülerler tarafından cami avlusuna bırakılmış gayrı meşru bir çocuk muamelesi gören, menfi veya müspet yönlerinin hala tam olarak ortaya konulmadığı o ekip,
İttihatçılık
İttihatçılıkSüleyman Tekir · Kronik Kitap · 2023147 okunma
Reklam
-Asıl hedefi göremiyorlar. Sadece Abdülhamit ile meşgul oluyorlar. Onu yıkmak, onu devirmekten başka bir şey düşünmüyorlar. Abdülhamit tek adam… Beride otuz milyon adam var. -İyi ama, bu tek adam, bu otuz milyona göz açtırmıyor. Bütün hayat hakkını gaspetmiş... -Orası doğru. Kimse itiraz edemez. Hepimiz onun nasil bu memleketi yıktığını biliyoruz. Fakat mesele o değil. Mesele bu hürriyet aşkının, bu istibdat düşmanlığının asıl düşünülmesi lazim geleni unutturmuş görünmesinde. Hepimiz Abdülhamit ile mesgulüz. Sarayın etrafindaki beş on kişi hariç, ordu, memur, halk, herkes, sabah akşam onu düşünüyor. Onun fenalıklarını saya saya cezbeye geliyoruz. Bu, Kadirî zikri gibi bir şey oldu. Memlekette iki ses var: Padişahım çok yaşa! Kahrolsun Abdülhamit! İyi ama, sade bununla iş çıkmaz, farz edelim bu adam ortadan yok oldu, onu devirdik, saltanatı bırakti yahut öldü, o zaman ne yapacaklar? Abdülhamit gitti, biz işimizi gördük, artık bize ihtiyaç kalmadı, Allahaismarladık, demeyecekler ya... Her şey gösteriyor ki, Abdül hamit'in hakiki halefi tav'an veya kerhen bu cemiyet olacaktır. Onlar iş başına geçecekler, o zaman ne olacak? - Hele bir kere o gitsin de... -İşte tam onların ağzıyla konuştun. Hele bir o gitsin... Hele bir sabah olsun... Biz saniıyoruz ki bütün fenalıklar sadece ondandır. Hâlbuki değil; fenalık daha derin, daha köklü. Abdülhamit gibi bir ifriti doğuracak kadar büyük. İyice yerleşmiş. Abdülhamit nedir? Senin, benim gibi bir insan. Yalnız bizden biraz başka türlü.
Sayfa 88 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
“Atatürk Osmanlı emperyalisti değildi. 1908 Meşrutiyetçilerinin Paris’teki yayınlarında ise, istibdat rejimi yıkılır yıkılmaz kaybettiğimiz eski topraklara kavuşacağımız vaat olunmakta idi. Atatürk ilk subaylığından beri çok iyi bir askerdi. Kuvvet hesaplarına dayanan bir realistti.”
Sayfa 9 - pozitif yayınları, 15. baskı. eylül 2023Kitabı okuyor
272 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitabı okuyacak arkadaşlar, hiç kuşkum yok, epey şey öğrenecekler, yararlanacaklar. Benim şahsen yararım ise şu oldu. Çocukken kırk yılda bir eve uğradığında, öğleden sonraları dinlenmeye, yatağına uzanır; beni de yanına çağırır, yanına, koluna yatırırdı. Bu yazıları okurken o demlerde kokladığım o güzel insan kokusu yeniden burnumu
Geçtiğim Günlerden
Geçtiğim GünlerdenHasan Ali Yücel · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019145 okunma
Orası doğru. Kimse itiraz edemez. Hepimiz onun nasil bu memleketi yıktığını biliyoruz. Fakat mesele o değil. Mesele bu hürriyet aşkının, bu istibdat düşmanlığının asıl düşünülmesi lazim geleni unutturmuş görünmesinde. Hepimiz Abdülhamit ile mesgulüz. Sarayın etrafindaki beş on kişi hariç, ordu, memur, halk, herkes, sabah akşam onu düşünüyor. Onun fenalıklarını saya saya cezbeye geliyoruz. Bu, Kadirî zikri gibi bir şey oldu. Memlekette iki ses var: Padişahım çok yaşa! Kahrolsun Abdülhamit! İyi ama, sade bununla iş çıkmaz, farz edelim bu adam ortadan yok oldu, onu devirdik, saltanatı bırakti yahut öldü, o zaman ne yapacaklar? Abdülhamit gitti, biz işimizi gördük, artık bize ihtiyaç kalmadı, Allahaismarladık, demeyecekler ya... Her şey gösteriyor ki, Abdül hamit'in hakiki halefi tav'an veya kerhen bu cemiyet olacaktır. Onlar iş başına geçecekler, o zaman ne olacak? - Hele bir kere o gitsin de... -İşte tam onların ağzıyla konuştun. Hele bir o gitsin... Hele bir sabah olsun... Biz saniıyoruz ki bütün fenalıklar sadece ondandır. Hâlbuki değil; fenalık daha derin, daha köklü. Abdülhamit gibi bir ifriti doğuracak kadar büyük. İyice yerleşmiş. Abdülhamit nedir? Senin, benim gibi bir insan. Yalnız bizden biraz başka türlü. Abdülmecit'in oğlu olmayıp da benim oğlum olsaydi hiç de fena adam olmazdı. Biraz vehimli, korkak. Orta hâlli bir marangoz. Titiz, dikkatli, küçük şeylerin üzerinde durmaktan hoşlanan bir adam.
Reklam
104 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Ali Suâvi, Türk tarihinin çok yönlü şahsiyetlerinden birisi... Tarih, felsefe, siyaset ve din gibi konularda okuyup yazan, yaşadığı devre rağmen fikirlerini hiç çekinmeden dile getiren bir isim. Doğduğu yıl Tanzimat'ın ilan edildiği 1839 senesi, ilerleyen yaşlarında hem Islahat Fermanı'na hem de Kanun-i Esasî'ye de şahit olacak...
Ali Suavi
Ali SuaviFalih Rıfkı Atay · Pozitif Yayıncılık · 2018138 okunma
Yeni Diyalektik
_Tanrı, ilk ateisttir. Ateistler _Tanrı, ilk masondur. Masonlar _Orospu çocuğu. Marques de Sade _Herkesin tanrısı kendine benzer. Yamyamların tanrısı bir yamyam; savaşçıların tanrısı bir savaşçı; hırsızların tanrısı hırsız; aşıklarınki de aşk tanrısı olacaktır. Ralph Emerson _Trakyalılara göre tanrı, sarışın ve mavi gözlüdür. Öküzlerin elleri
"O zaman sana küsüp, yüzümü gönlüme çeviriyor ve ona soruyorum: Nedir bu işkence, bu istibdat? Ben köle miyim, efendi mi?" Semiha Ayverdi
Bizimkiler duymasın( Yargıtay -AYM devam ediyor susss)
"Doğunun hastalığı nedir?" Müslüman toplumların duçar oldukları geri kalmışlığın temel sebebi siyasal despotizm (istibdat), ilacı da anayasal şûradır.
Reklam
112 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
9. HARİCİYE KOĞUŞU, Peyami Safa
Hayatın Uğraşmayıp Başından Savdığı İnsanların Romanı:
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
'nin
Yeraltından Notlar
Yeraltından Notlar
'ı varsa
Peyami Safa
Peyami Safa
'nın da ''Bodrum Katından Notları'' var . . . Gaz lambasını yakıp merdivenlerden yavaş yavaş ''Bodrum Katı''na doğru inelim . . . Bu roman, sadece 15 yaşındaki hasta bir gencin hastane
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022101,9bin okunma
Atatürk yurt kurtarıcılığının bütün şan ve şerefini ortaya sürerek, birbiri ardınca devrimlerini gerçekleştirmiştir. Meclis çoğunluğunun bu devrimlere inanmamış olduğunu biz yakından biliriz. Atatürk'ün tezi ne idi? Tanzimât'ın yapamadığı yapılmadıkça, medreseden yetişme şeriatçıların vicdanlar üzerindeki egemenliği yıkılıp laik bir devlet sisteminde dünya işlerini yalnız akıl yolu ile çözüp çevirmedikçe, dini sadece Tanrı ile kulu arasında bir vicdan işi olarak bırakmadıkça; baştaki istibdat yıkılsa bile, Tanrı adına toplumu hükmü altında tutan geri medrese şeriatçılığının yarattığı yığın despotluğu önlenmedikçe; toplumu değiştirmeye, ilerlemeye, kalkındırmaya, vicdan ve kafa hürriyeti yolundan siyâsî hürriyete kavuşturmaya, rejimi devamlı ve kararlı bir hürriyet rejimi yapmaya imkân yoktu.
Atatürk
_Bir gün ressamlar Türk'ün simasını kaybederlerse, yıldırımı alıp yapıversinler. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir. Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne en aşağı 7 bin senelik bir Türk beşiğidir. Bu beşik tabiatın
Atatürk Milliyetçiliğinin Özellikleri Birinci Dünya Harbinden sonra ülkesi işgal edilmiş, esaret altına alınmış bir milleti kurtarmanın yegâne yolunun milliyetçilik duygusu olduğu kadar, yeni kurulmuş Devleti yükseltmenin ve kalkındırmanın yolunun da milliyetçilikten geçeceğini bilen büyük Atatürk, bu ilkeye sıkı sıkıya sarılmıştır. Atatürk
Sayfa 213Kitabı okudu
112 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.