Merve Arslan

'Aşık odur ki, sever amma sevmemezlikten gelir. Maşuk odur ki bilir amma bilmemezlikten gelir.'
Reklam
Bir bahar günü doğdun sen Baharın ta kendisi olsun sen.
Sevinç ve keder birlikte gelir; biri sofranızda sizinle otururken, unutmayın, diğeri yatağınızda uyumaktadır. Gerçekte kederiniz ve sevinciniz arasında askıdasınız terazi gibi. Ancak keçeler boşken hareketsiz, dengede durursunuz. Hazinedar altınlarını ve gümüşlerini tartmak için kaldırdığında, ya sevinciniz ağır basar ya da kederiniz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ben ne yaptın? Bir hududu zorladım. Kendimin dışına çıkmak isterken, kendine rastgeldim.
"Bazen her şeyi yapabileceğimi sanıyorum. Her şey normal gelmeye başlıyor. Bu beni korkutuyor."
Reklam
'Evin içindeki eşyaların birbiriyle fısıldaşarak beni sessizce boğmaya çalıştığını, bilmiyormuş gibi biliyorum. Evet sessizce; çünkü sessizliğin sesten daha acımasız olduğunu biliyor bu kahrolası eşyalar!'
Insanları birbirine bağlayan ve ilişkileri güçlendiren saygı ve sevgidir. Aksi ise insanları birbirinden uzaklaştırır. İşte bu yüzden kendini bilmezlerin olduğu bir toplumda küçük dürüst bir grubun doğruya yönelmesi için yeterli olur.
İnsana layık olduğu şeref ve haysiyet vermeyen zihniyet, dilerse, sosyoloji tezlerinden piramit oluştursunlar, vahyin verdiği değeri esirgerseniz insandan, insan hicbir zaman insanlığını bulamaz.
Kendi zihnimi yokladığımda, arkadaş ve eşit olmaya, dünyayı yüce amaçlar doğrultusunda etkilemeye dair soylu duygulara rastlamıyorum. Kişinin kendisi olmasının başka her şeyden çok daha önemli olduğunu, kısaca ve sıkıcı bir şekilde söylediğimi duyuyorum sadece. Başkalarını etkilemenin hayalini kurmayın, derdim, bunu etkileyici bir şekilde söylemenin bir yolunu bilsem. Her şeyi kendi içinde ele alın.
Reklam
79 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kuşlar da Gitti
Kuşlar da GittiYaşar Kemal
7.7/10 · 13,7bin okunma
"Uzunca bir zaman, karşılaştığım ve karşılaşabileceğim her soru için bir cevabım olmasını önemsedim. Şimdi kendime ait soruların varlığıyla yetinmeyi öğreniyorum. Anlıyorum ki bu dünya, cevap verebileceğim türde açık ve anlaşılabilir sorular barındırmıyor. Vazgeçtim cevaplardan. Ellerimi cebime koyup, yerdeki çizgilere basmamaya gayret ederek yürüyorum. Cevaplar için sürekli başkalarının yardımına ihtiyaç duyuyordum, oysa kafamda o kadar çok soru var ki artık etrafımda kimsecikler olmasa da olur. Kutsal bir yalnızlığa yürüyorum şimdi."
+"Insanlık öldü mü?" dedim. -" Yok." dedi. "Ölmedi, ölmedi ama bir şeyler oldu, başka bir yerlerde sıkıştı kaldı herhalde?" +" Nerede kaldı acaba?" Mahmud'un yüzü bir sevinç ışığında şakıdı. Insanlık belki Mahmud'un bu ağız dolusu gülüşünde, bu yürek dolusu sevincindedir, kimbilir, belki... -"Kuşlar da gitti. " dedi Mahmud.
Kanım, kanımız, onun kanı... Nasıl da aldatıcı bu sözler! Nasıl da kirletiyor insanı bu sözler! Erdemler yapıştırıyoruz kana, eğilimler, Hatta kanılar sözler! "Kanın şöyle diyor bana","Kanim şunu emrediyor"... Kanın sana hicbir şey söylemez Yonas, Ne ses çıkarır ne bağırır, ne bir şey anımsar, Sana vereceği buyruk da yoktur. Yapman gerektiğini sandığın bir şey varsa, yap, Ama gelip bir daha kanından söz etme bana!
"Hayır Refka, bu küçümseme değil, Kılık değiştirmiş korku bu, Havva'dan bu yana kadınlara öğretilen korku. 'O sana bakmadı, sen onu duymadın, sana bir şey söylemedi. İndir gözlerini kızım ve yüreğinden ona lanet oku!' Ben susmak istemiyorum, gözlerimi indirmek istemiyorum, Avazım çıktığı kadar bağırarak lanet etmek istiyorum. Önce ben yaralarım, beni yaralayacak olanı. "
349 öğeden 331 ile 345 arasındakiler gösteriliyor.