Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
108 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
ben büyük harflerden ürktüm
saatin kaç olduğunu bilmek istemezdim. on ikiye bir var; seçilen dokuz öykü arasında en sevdiğim, aynı zamanda en haksız bulduğum öykü oldu. açıkçası bu incelemenin sebebi de "on ikiye bir var" öyküde her saniyenin geçişini hisseden, biten her günün kaybını anlayan bir adam var. bu adamın hayat felsefesi de zamanı hissetmek, saatleri
Küçük Harfli Mutluluklar
Küçük Harfli MutluluklarHaldun Taner · Yapı Kredi Yayınları · 2016357 okunma
Kitaplar Evreni
Herkesin dünyası farklıdır. İşte burasıda benim dünyam. Tamı tamına 76 kitap var. 76 farklı dünya. Ve ben bu 76 dünyayı binlerce kez gezdim. Peki ya siz? Siz bu güne kadar kaç dünya gezdiniz? Kaçından hiç çıkmam istemediniz? Kaç kitap bitirdiğinizde duvara saatlerce boş boş baktınız? Kaç kitabı canınızdan çok sevdiniz? Ben söyleyeyim. Şu güne kadar 76 dünya gezdim. 76'sından da çıkmak istemedim. 76'sını da bitirdiğinde saatlerce bomboş duvarı izledim. Evet belki 13 yaşındayım ama şu ana kadar o kadar dünya gezdim ki. Ne siz sorun ne ben söyleyeyim.
Reklam
26 MART 2024
Olm siz adam akıllı insanlar olsaydınız hiç kadınları bu sohbete dahil etmez konuyu uzatmadan Burhan ve babamla konuşurdunuz ama siz naptınız yine her zamanki gibi kendinizi büyük gördünüz. Neyse Allah büyüktür elbet bir gün hakkımız sorulacaktır. Tamam belki bu hırsızlık olayı tam gün yüzüne çıkmamış olabilir ama biz sizin ne olduğunuzu çok çok
Bugün ben doğdum ne mübarek insanmışım :))
İyi ki doğdum ben 😂 Bugün benim doğum günüm sormayın kaç yaşındayım umudun hep var olduğu yaştayım baharın çiçek açtığı ilk yaştayım bir çocuğun ilk güldüğü yaştayım belkide içimde büyüyüp durmadan coşan mutluluk yaşındayım çocuklarımın ilk elimi tutup koşmak istedikleri yaştayım içimdeki çocuğun hiç büyümeyeceği yaştayım iyi ki doğmuşum içimdeki büyümeyen çocukla nice senelere... 😂🙃🤭🙈🎂🎉🎊🥳🌸💜
Vazgeçtim, kendimi anlatmaktan hissettiklerimi ifade etmekten konuşmaktan vazgeçtim artık sanırım. Olmuş olanı kabullendim olmayanı da olmasını beklediğim şeylerden de vazgeçtim, yaşanması mümkünken yaşamadığım şeylerin ağırlığı çöktü omuzlarıma kaç yaşındayım ki ne yaşamış olabilirim bilmiyorum ama dönüp baktığımda elimde kalan hiçbişey olmamış, ve ben halla o yolunu bulamayan 10 yaşındaki kızım. Başkalarının benle ilgisi dahi olmayan fikirlerini açıklarken susuyorum sevdiğim insanlar gözümün içine baka baka yalan söylerken susuyorum kırıldığımda susuyorum en çok konuşmak istediğim insana şuan sadece susuyorum bi yerim ağrıyoken susuyorum sanırım artık genel olarak susuyorum. Belkide değişen benimdir… Olacak olan hep olur ve bunu kimse engelleyemez.
Yok eski cesaretimden eser , geçti benden Olayların içinde değil, dışındayım Seyirciyim, ne hayatlar geçer önümden Bilmiyorum aslında kaç yaşındayım Ne gecem belli ne gündüzüm, dünya durdu Hep aynı mahallede geçiyor rüyalarım Beni ayrılık değil, acı söz can evimden vurdu Ama daha bitmedi , bu hikâye yarım Tam vaz geçiyorken yetiştin Az da olsa ümidim var şimdi Ben ki aşk için ölmeli demiştim Ne yazık ki aşklar da çok değişti ."
Reklam
Mihail Yuryeviç Lermontov, Kafkasya'da Rusya'nın ete kemi­ğe bürünmüş haliydi. Gördüğü manzara karşısında büyülenen o aksi, gösterişli ve genç subayların ilk örneklerindendi. O, Rus halkına Kafkasya'yı tanıtan büyük bir yazardı. Rusların gözünde "Kafkasya Şairi" olarak yerini koruyor. Adı, kısa ve bahtsız hayatı ile acıklı
Çocukluk: Sıkıntılar İçinde Bir Memur Ailesi Bizim yaşlarımızda, çocuk yaşta, en çok giyilen şey, cızlavet lastikler vardı. Başka türlü ayakkabı falan alamazdık. Ama amcam bize zaman zaman bayramda ayakkabı alırdı. Doktor amcam... Zaten elini öperdik amcamın bayramlarda. 5 lira, 2,5 lira falan para verirdi. Onları da getirir koşa koşa annemize
ulan meral.. ah aziz nesin ah.. =/
Meral, şimdi söyleyeyim, senin çocukları her dövüşünde, onlara her bağırışında, benim içerde, kendi odamda ağladığımı, çocuk gibi ağladı­ğımı biliyor muydun? Ali’nin her, “Anne beni dövdün, dövdün ha?” diye soruşunda ben ağlıyordum. Meral, ben çocuk gibi değil, bir çocuk adamım. Bu yanımı herkesten sakladım. İçli insanım. Sertliğim, kabalığım, belki bu duyarlılığımın, içliliğimin dışa ters vuruşu. Gazetedeki haberler beni ağlatıyor, şarkılar beni ağlatıyor. Ama kişiliğimi de bu kızgınlığıma, içliliğime, duyarlılı­ğıma borçluyum. Sen çocukları boyuna dövüyordun. Bundan nasıl tedirgin olduğumu bakışımla, duruşumla, sözle, ricayla, yalvararak belli ettim. Olmadı. En sonunda bigün patlayıverdim. Ama senin öyle sinirlerin bozulmuş ki... Çocuğa bundan ne? Benim dertlerim, üzüntülerim, yorgunluklarım sen­den az mı Meral? Nasıl dayanıyorum? Daha da dayanacağım, senin beni bırakıp gitmene bile... Bana baksan, yine dayanmam için yeterdi. Han­gimiz çok dayanıyoruz? Benim kadar yorgun musun, bitik misin? 44 ya­şındayım. Bu 44 yıl 10 tane 44’lük adamın çilesi içinde geçmiş, öyle de geçiyor. Kaç kişi çekmiş benim çektiğimi? Yine de gözlerimle gülmesini, dayanmasını biliyorum. Çocuklara son zamanlarda “Allah cezanızı versin.” “Allah belanızı versin!” diye bağırmaya başladın. Bu bağırmaların, bu cezalar, belalar onlara değil, elbet banaydı. Bilerek değilse bile, bilinçaltında bana kızı­yordun. Belki farkında bile değilsin. Bu içten kızgınlıklarını, türlü ne­denlerle dışa vuruyordun. Beni azarlıyordun, paylıyordun. Başkalarının yanında bile yapıyordun bunu.
152 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
#IanMcEwan ile tanışma kitabım #ÇocukYasası severek takip ettiğim bir kaç kitap sayfasından da fazlaca gördüğüm ve merak ettiğim büyük bir beklentiyle okuduğum ve genel olarak beklentimi karşılayan bir kitap oldu. “Bir mahkeme bir çocuğun... yetiştirilmesiyle ilgili ... herhangi bir hususta karar verirken öncelikle çocuğun refahını dikkate
Çocuk Yasası
Çocuk YasasıIan McEwan · Yapı Kredi Yayınları · 20232,672 okunma
Reklam
600 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Gaslight 10/10 5/5 Herkese merhabalar Ben öyle bir kitap okudum ki! İnanın aslında ne yazsam az kalacakmış gibi geliyor. Zaten yeterince açık bir şekilde de anlatamam. Hangi görüşte olursanız olun yalnızca bir kere objektif olarak, bir kere de gerçekleri görmek isteyerek okumanızı dilemekten başka seçeneğim yok. Kitabımız ülkemizin yirmi yılını taa en başından, en küçük ayrıntısına, eğrisine doğrusuna, yalanına yanlışına, iğnesinden ipliğine, samanından tozuna kadar ne varsa hepsini en iyi, en gerçekçi ve en yalın haliyle anlatıyor. “Biz biliyoruz,” zaten demeyin. Bence bilmiyoruz. Ve bu kitap hayatımda gördüğüm en açık en öğretici kitaptı. Evet, ben de bilinçli, okuyan, farkında, Atatürkçü ve ne yapması gerektiğini bilen bir gencim. Evet, ben de ülkemde olan biteni az çok biliyorum. Ama bilmediğim ne çok şey varmış…. Okurken hep şunu düşündüm. Ben 25 yaşındayım. Yaşım gereği birçok şeyi sayın Yılmaz Özdil sayesinde, kitabından öğrenirken, yazar ve onun gibi aydın düşünen kocaman bir nesil yıllardır kitapta yazan her detayı bilerek yaşadı. Ben yedi yıldır konuya hakimken onlar otuz yıldır hakimdi. Ne acı bir şey… görüp, duyup, yanlışları bilip hiçbir şey yapamamak. Senelerce seyirci kalmak ve kalmaya devam etmek. İnanılmaz acı. Kitabı okurken kaç defa kalbim burkuldu, kaç defa utandım, kaç defa sinir krizleri geçirdim, kaç defa nefes alamaz hale geldim bilmiyorum. Okuyun ama en önemlisi lütfen okutturun.
Gaslight
GaslightYılmaz Özdil · Sia Kitap · 2023150 okunma
246 syf.
·
Puan vermedi
İğrençlik mi? Güldürmeyin beni...
Yani ne desem bilemiyorum... Okurken gerçekten çok karmaşık duygular içerisine girmiştim Andre abinin bu akıcılığı beni benden aldı gerçekten bazı kişilerin yorumlarını gördüm "şeftali"sahnesiyle ilgili(okurken anlarsınız)çok farklı yorumlar yazmışlar bazıları iğrençlik olarak görmüş bence değil tamam sahne evet iğrenç bunu kabul ediyorum filmde de öyleydi ama bu sahnedeki duyguyu anlamak biraz çaba gerektiriyor bazı kuş beyinlilerde bunu yapamamış, bı düşündümde 58 yaşındaki adam 17 yaşındaki bir çoçuğun duygularını nasıl bu kadar iyi yansıta bilir ki? Buna anlam veremedim yani ben 17 yaşındayım ve bu kadar iyi yansıtamazdım, Elio ve oliverın aşkı benim bir kaç sene önce ki ilişkimi hatırlattı o yüzden çokça ağladım bu kitapta.
Adınla Çağır Beni
Adınla Çağır BeniAndré Aciman · Sel Yayınları · 20203,400 okunma
Ama aslında bugün kaç yaşında olduğumu ben bile bilmiyorum. Belki bin yaşında, belki on bin, belki milyon, kim bilir? Ben ki tüm zamanları aştım, yandım ve küle döndüm, geçtim acı tellerle örülü tüm sınırları kandan bir bedenle. Adı konmamış bir çağın yaslı ve yalnız kadınıyım… Anlamaktan vazgeçtim, anlaşılmaktan çoktan. Ben böyle bin yaşında, ben böyle on bin yaşında, ben böyle milyon yaşında ve ben elli beş yaşındayım ya, sık sık soruyorlar, “Yaşamak nedir?" diye. Ben de “Sevdiğini kalbinde taşımaktır” diyorum. Belki acıyarak, belki de şaşırarak. “O halde kime ölmüş denir?” diye soruyorlar müstehzi. “Unutulandır,” diyorum, “unutulandır ölen.”
Sayfa 151 - Everest Yayınları
337 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.