Oğuz Atay'a AİT DEĞİLDİR...
#Biliyor musun Olric
Neyi efendimiz?
Onunla ne zaman lades oynasak hep o kazandı.
Neden efendimiz?
Kalbimdeyken nasıl aklımda derdim?
Bazı kitaplar vardır gerçekten hakkında çok konuşmaya gerek yoktur. “Al, oku” deyip geçeceksin, o depremi okuyunca okuyanın kendisi yaşayacak ama ben kendime not düşmek ve kitabı birilerinin radarına düşürmek için yine de yazacağım. Bitirdiğim günden beri inceleme yazmak için yanıp tutuşuyordum. Nihayet kendi çapımda yaptığım araştırmayı bitirip
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
YouTube kitap kanalımda Dostoyevski'nin hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
ytbe.one/0i9F0L1dcsM
Kitaplarından alıntı yaparken “Dost” yazarak adı çıkan Dostoyevski’nin, kendisinin yazdığı ve benim ona ait okuduğum ilk kitabıdır İnsancıklar.
Zamanında Slav topraklarında yaşadığım
Yeraltından notlar, insanın iç dünyasına ulaşan bir eser. Dostoyevski’nin bundan bir önceki eseri olan “Suç Ve Ceza” insanın ruhen ve davranışsal olarak yansımalarına yer vermesinden sonra bu eserinde yine insanlığı kaleme alarak onlara asla yaranılamayacağını, nankör bir varlık olmaktan kendini geri alamayacağını ve daha da önemlisi bu şekilde
Barış Manço’nun Fransız spikere verdiği ders
Barış Manço, Fransa’da bir televizyon kanalının canlı yayınına konuktur.
Karşısında küstah bir spiker vardır ve Barış Manço’yla dalga geçmektedir.
Sürekli “İşte Türk, yani barbar, vahşi” vs. demektedir. Barış Manço daha fazla dayanamaz ve spikere “Yanınızda kâğıt para var mı?” diye sorar.
Bu soru
Kitaba ilk başladığımda ilk cümlesinden farklı tür denediğimi anlamıştım. İlk önce kitabın anlatım diline alışmaya çalışıyorsunuz, kimin kim olduğu, ne dediği fazla anlaşılmıyor. Sonrasındaysa kitap kendine alıştırıyor.
Yusuf Atılganla ilk tanışmam.Hep böylemi yazar bilmiyorum, kitap farklı ve güzeldi. Belki ben yanılıyorumdur, ben Camusu`un "Yabancı" kiatabındakı karaktere benzettim. İkisi de toplum tarafından anlaşılmayan karakterler, kendi hallerinde yaşadıkları sanılıyor.
Aylak Adam beni insanları daha derinden araştırmaya itti, yolda yürürken her insana belki de derinde yaşadığı acısı vardır diye farklı gözle bakar oldum..
Uzun süre tadı damağımdan gitmeyecek kitaplardan oldu.
Her kese tavsiye eder miyim? Farklı türleri denemeyi seven insanlar okursa daha anlaşılır olur. Yoksa anlamazsanız okuduğunuzla kalırsınız :) Zira kitap çok dikkatli olmazsanız kağıt yığınından başka bir şey olmayacak sizin için :)
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201959,9bin okunma
NOT: lütfen kopyalamayınız telif hakkı içerir!
Size yıllar önce tanıdığım ama hikâyesini henüz yeni öğrendiğim bir kadından bahsedeceğim. Bu kadınla bir mezarlıkta tanışmıştım. Ağlıyordu. Bir yakınını kaybetmişti sanırım. Yanına gittim ve baş sağlığı diledim. Yüzüme baktı, gülümsedi. Çok ama çok güzel gözleri vardı. İnsan gözlerine bakınca
Ah doyumsuz okurluğum...
Kitabın konusunu araştırmadan alıntılarına olan hayranlığımdan merak edip aldım. Ama hayır bir açlığı doyurmak için, sayfaları içercesine bir açgözlülükle okumadım. Önce aldım elime onu günlerce aradım çünkü sahafları dâhi dolaştım, bulmak için. Sevdim sayfalarını ürkek bir kuşu okşarcasına. Sonra o yeni kitap kokusunu