Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Delice Kahramanlıklarımız
Cepheyi ziyarete gelen Fransız Bakanlarından Franklin Bouillon, motoru Gnom uçağından alınma, kanatları Albatros tipi uçaktan aktarma, patates emayeli garip görünüşlü uçağımızı görünce "Ne delice kahramanlık... Elbette kazanırsınız" demişti.
Sayfa 353
Nalet.
Baskın, üstün, delip geçici, bize süre- cimizi öğreten, acınası kahramanlıklarımız, devasa korkaklık- larımız, alçaklıklarımız ve tüm günahlarımızdan müteşekkil dev bir paketi amansız bir saydamlık içinde yayan bir oluşum karşısında sorumluluk. Her şey karşımızda olacak. Hiçbir şey unutulmayacak. Özne tüm davranışlarının yükünü taşıyacak. Hiçbir şey zamanın göğündeki renkli köpük baloncuklar gibi kaybolmayacak; içlerinde bir yerlerde ceza ve tanzim arzusuyla bizi bekleyecekler, son güne dek.
Sayfa 144 - Cogito / YKY YayinlariKitabı okudu
Reklam
Başarılarımız ve kahramanlıklarımız için, ki bunların temelinde zayıf olabileceğimiz korkusu yatar, sevilmek istediğimizde aslında hem kendimizi hem de bizi bunlar için sevenleri aşağılamış oluruz. Kendi şüphelerimizi örtbas etmek için de daha da çok hayran olunmak ve sevilmek isteriz. Ama, aslında hepimizin istediği gerçek sevgi elimizden kaçmaktadır. Dürüstlük ve gerçek duygular gerektirdiği için korktuğumuz, ama eksikliğini duymadan da edemediğimiz içtenlik de öyle.
 “Biz fareler, fareleri öldürebilecek hayvanlarız. Bu cümle uyanıncaya dek kafatası boşluğunda yankılandı. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını biliyordu. Her şeyin sadece bir an meselesi olduğunu biliyordu. Çevreye uyum sağlama kapasitemiz, çalışkan tabiatımız, aslında içten içe var olmadığını bildiğimiz ama işte bahane olarak öne sürdüğümüz gündelik kahramanlıklarımız için bir zemin, bir sahne oluşturan bir mutluluk arayışıyla giriştiğimiz o uzun ve kolektif yürüyüş yok olmaya mahkûmdu ki bu da bir ulus olarak bizim de yok olmaya mahkûm olduğumuz anlamına geliyordu.”
"Ne oldu bize böyle? Kahramanlıklarımız neye dönüştü? Yapmacık bir gücün, yüksekçe bir sesin, olmayan bir suçun karşısında pısırıklaşmaya mı dönüştü kahramanlığımız?
Sayfa 162Kitabı okudu
Ne oldu bize böyle ? Kahramanlıklarımız neye dönüştü ? Yapmacık bir gücün,yüksekçe bir sesin,olmayan bir suçun karşısında pısırıklaşmaya mı dönüştü kahramanlığımız ? Nehri karşıdan karşıya geçerken kılıcımı dişlerim arasında taşır,sağlıkta yüzükoyun sürünürken düşmanın nefes alışını duyar,duraksamadan silahın üzerine atılırken;şimdi kıçıkırık bir zaptiyeden korkuyorum.
Sayfa 162
Reklam
Bütün bu kahramanlıklarımız kadınlarımızdan geliyor. Kadınsız bir erkek horozsuz bir tabanca gibidir. Erkeği ateşleyen kadındır.
Yokluğumuzun bu parantez içindeki zamanı ve ona ait olan her şey, kahramanlıklarımız, suçlarımız, kendi eylemlerimiz, başkalarının ey­lemleri, sadece gerçekleştirdiğimiz ya da maruz kaldığımız değil, şahit olduğumuz ya da istemeden veya bilerek yol açtığımız eylemler de taklit ve hayallere benzer biçimde algılanır ve yaşanır; bu zaman için­ de hiçbir şey fazla ciddi değildir, biz öyle sanırız.
Sayfa 87 - Metis YayınlarıKitabı okudu
464 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Haksızlık ve zulümlere ne kadar ses çıkarabiliyoruz? Yoksa adalet ve hak arayışı, sadece haksızlık kapımızı çaldığı zaman mı gün yüzüne çıkıyor? Bir Mevlevi şeyhinin; hak, adalet, inanç, ahlak, dostluk ve akrabalık gibi kavramlar hususunda verdiği içsel mücadelesine tanık olacağınız bir eser DERVİŞ VE ÖLÜM. "Mesa Selimoviç, Derviş ve Ölüm'de mutlak dini doğrular üzerine kurulu dünyasında yaşayan Mevlevi Şeyhi Ahmed Nureddin'in erkek kardeşinin suçsuz yere tutuklanıp idam edilmesinden sonra düştüğü derin karmaşayı resmediyor. Suç, ceza, adalet, din ve otorite kavramları çerçevesinde insanın ruh dünyasındaki çelişkileri, gelgitleri incelikle işliyor.” Üzerine fazlasıyla düşünüp kafa yoracağınız olaylar ve cümleler ile uzun soluklu bir okuma sizleri bekliyor. Ne oldu bize böyle? Kahramanlıklarımız neye dönüştü? Yapmacık bir gücün, yüksekçe bir sesin, olmayan bir suçun karşısında pısırıklaşmaya mı dönüştü kahramanlığımız? ... Yazıklar olsun, çok kötü şeyler olmuş bize, küçülmüş, küçüldüğümüzün farkına varmamışız. İyilik, sevgiye benzer. Onu yaparken gizlemeli ki bizde kalsın. Bizler ancak, ölümün yaklaştığını sezip, günah ve sevap yazan omuzlarımızdaki melekleri hatırlayınca hesapları düzeltmeye başlarız. Din adamı olarak verdiğimiz öğütlerin hiç mi faydası dokunmuyor? Durmadan tekrarladığımız Allah'ın kelamı mı dilsiz, yoksa insanların kulağı mı buna sağır? Düşünen değil, eyleme geçen insandır.
Derviş ve Ölüm
Derviş ve ÖlümMeşa Selimoviç · Timaş Yayınları · 20141,710 okunma
Ne oldu bize böyle? Kahramanlıklarımız neye dönüştü? Yapmacık bir gücün, yüksekçe bir sesin, olmayan bir suçun karşısında pısırıklaşmaya mı dönüştü kahramanlığımız? ... Yazıklar olsun, çok kötü şeyler olmuş bize, küçülmüş, küçüldüğümüzün farkına varmamışız.
Sayfa 162Kitabı okudu
Reklam
«Başarılarımız ve kahramanlıklarımız için, ki bunla­rın temelinde gerçekten zayıf olabileceğimiz korkusu yatar, sevilmek istediğimizde, aslında hem kendimizi hem de bizi bunlar için "sevenleri" aşağılamış oluruz.»
Sayfa 101
Kırmızı Pelerin - 1
Gördüklerimiz, duyduklarımız, kokladıklarımız, sevdiklerimiz ve seviştiklerimiz, yürüdüğümüz yollar, uzandığımız o ıslak çimenler, tuttuğumuz o kaskatı eller... Tarihin en korkunç tavrı bizi içinde yutuvermesi olsa gerek. Üstten bir tavır ile bakıyor bize, gözlerini kapatıp yukarıdan ellerini uzatıp sayarak var ediyor bizleri. Küçük küçük sayılar kadarız. Bir anda "bu da bitti" diyebiliyor bizlere. Zeus'un öfkesi de böyle idi, Sisifos'un görevi de. Akhilleus'un duruşu da tam olarak böyleydi. Ben de, sen de ve hepimiz böyleyiz. Küçük küçük kahramanlıklarımız da, koca evreni yok edecek olan öfkeler de yeri göğü kıskandıran mutluluklarımız da böyle idi tam olarak. Tarihin en korkunç tavrı bu olsa gerek. Hepimizi hiç olmamışçasına yutuvermesi. Durmak bilmeyen zamanın en korkunç dönemindeyiz diye bahsedip duruyoruz birbirimize. Bir odanın en karanlık köşesinde oturup bunun naralarını atıyoruz. Gıcırdayan sandalyemizin bu naraları bastırması ise ciddiyietimizin en güzel göstergesi. "Oh ne ala" deyip duruyorum kendi kendime, sonrasındaysa Ekim serinliğini hissetmeye çıkıyorum. Karanlıktan korkmuyorum artık hatta daha bir sevecen olmaya başladı diyebiliyorum. Sanki bütün görevlerim bu vakitlerde başlıyor, sanki en iyi olduğum saatler bu saatlermiş gibi. Koca bir yolu bir saat içerisinde tüketiyorum, vardığım yer ise gene aynı yer. Her akşam ama her akşam aynı olay. Aynı vakitler aynı yollar ve vardığım yer aynı. Üstümdeki elbiseler aynı, ayağındaki ayakkabı, cebimdeki para ve çantamdakiler. Konuştuğum şeyler de aynı. İçtiğim sigara sayısı bile aynı. Ta ki kırmızı pelerinin içine sığınana kadar.
Başarılarımız ve kahramanlıklarımız için, ki bunla­rın temelinde gerçekten zayıf olabileceğimiz korkusu yatar, sevilmek istediğimizde, aslında hem kendimizi hem de bizi bunlar için "sevenleri" aşağılamış oluruz. Kendi şüphelerimizi örtbas etmek için de daha çok hay­ran olunmak ve sevilmek isteriz. Ama, aslında hepimi­zin istediği gerçek sevgi elimizden kaçmaktadır. Dü­rüstlük ve gerçek duygular gerektirdiği için korktuğu­muz, ama eksikliğini duymadan da edemediğimiz iç­tenlik de öyle.
Sayfa 101Kitabı okudu
….Şimdi ise yüreklerimiz bir taş parçası gibi ölü ve soğuk. Ne oldu bize böyle? Kahramanlıklarımız neye dönüştü? Yapmacık bir gücün, yüksekçe bir sesin, olmayan bir suçun karşısında pısırıklaşmaya mı dönüştü kahramanlığımız?
Sayfa 162Kitabı okudu
'Şimdi ise yüreklerimiz bir taş parçası gibi ölü ve soğuk. Ne oldu bize böyle? Kahramanlıklarımız neye dönüştü? Yapmacık bir gücün, yüksekçe bir sesin, olmayan bir suçun karşısında pısırıklaşmaya mı dönüştü kahramanlığımız? Nehri karşıdan karşıya geçerken kılıcımı dişlerim arasında taşır, sazlıkta yüzükoyun sürünürken düşmanın nefes alışını duyar, duraksamadan silahın üzerine atılırken; şimdi kıçıkırık bir zaptiyeden korkuyorum. Yazıklar olsun, çok kötü şeyler olmuş bize, küçülmüş, küçüldüğümüzün farkına varmamışız. Kendimizi nasıl yitirdik, yitirilmeye nasıl göz yumabildik? Değmez böyle yaşamaya!'
Sayfa 162 - timaş yayınlarıKitabı okudu
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.