Bak iki bacağım koptu fakat dövüşmek için iki kolum daha var. Aç gözlerini Ayşe, alnındaki kırmızı yarayı kaldır. Yanında yatan şehitten, etrafındaki ölenlerden ben aşağı değilim. Ben de, ben de senin için , İzmir için her azam kopuncaya kadar vuruşacağım.
Ne güzel demiş Rumi:
"Parmaklarını iki gözünün üstüne koy.
Bir şey görebilir misin? İnsaf et!
Sen görmesen de dünya yok değildir.
Kusur, ancak şom nefsin parmağında.
Kendine gel!
Gözünden parmağını kaldır da ne istiyorsan gör!"
Ben yüzme bilmeyen bir çocuktum ve sen kolumdaki kollukları çıkardın, ayaklarıma zincirle taş bağladın ve şimdi bunu kaldır, al kucağına ve denize doğru yürü diyorsun, yaptığın tam olarak bu.
"Ey Alemlerin Rabbi olan Allah'ım! Korkulardan emniyet veren, mütekebbirleri zelil eden, zorbaları helak eden Allah'ım... Dualarımızı kabul et, çağrılarımıza icabet buyur... Hakkımıza bizi kavuştur... İstikbalimize ve hürriyetimize bizi kavuştur. Ey Allah'ım! Bu, İngilizler yerlerimizi gasp ve işgal ettiler ve haklarımızı inkar ettiler. Ülkede azgınlık ve fesadı çoğalttılar. Ey Allah'ım! Bizden tuzaklarını uzaklaştır. Güçlerini zayıflat. Birliklerini dağıt. Onları, yardımcılarını, destekçilerini, onlarla barış içinde olanları cezalandır. Güçlü ve aziz sıfatınla onları cezalandır. Güçlü ve aziz sıfatınla onları helak eyle. Ey Allah'ım! Kendi planlarını başlarına çevir. Kendi fesatlarını başlarına çevir. Devletlerini zelil eyle. Onların hükümranlığını yeryüzünden kaldır. Onlara müminlerin hiçbirine bir zarar vermeleri için fırsat verme..."
Eti geçti, duydun mu?
Bıçak kemikte.
Duymadınsa duy artık
behey Allah’ın kulu,
bıçak kemikte.
Duy da silkin n’olursun
bu ne biçim uyku bu.
Bıçak kemikte
Kadehini kaldır on sekiz bir daha kaldır
Yıkılsın bu temmuz bırak ayaklarına
Kafesinden çıkar yürek diye taşıdığını
Köprülerini at gemilerini batır
Ellerini ellerimin üstüne koy on sekiz
Sen de bir ıslık uydur devrik ıslığıma
Ömrümüzü bir suç gibi ayarlamadık mı?
Ağır bir hüküm giyer gibi öleceğiz
Tövbe sancağını kaldır: dua kabul edilmesi için gerekli olan parola: inabet (kötülükleri terk edip Allah'a yönelmek)tir. sen ona fiillerinle savaş açmışken nasıl senin taleplerini yerine getirsin ve senin sözlerine güvensin
...
Evet hiçten, birden hârika bir gürültü ile cevvi konuşturmak ve fevkalâde bir nur ve nar ile zulmetli cevvi ışıkla doldurmak ve dağvari pamuk-misal ve dolu ve kar ve su tulumbası hükmünde olan bulutları ateşlendirmek gibi hikmetli ve garabetli vaziyetlerle başaşağı gafil insanın başına tokmak gibi vuruyor: "Başını kaldır, kendini tanıttırmak isteyen faal ve kudretli bir zâtın hârika işlerine bak! Sen başıboş olmadığın gibi, bu hâdiseler de başıboş olamazlar. Her birisi çok hikmetli vazifeler peşinde koşturuluyorlar. Bir Müdebbir-i Hakîm tarafından istihdam olunuyorlar." diye ihtar ediyorlar.
...
Sustukça korkun büyüdü
Korkutan, korkanları büyüledi
Kaldır başını istikbali asırlarca dünya ve insanlığı yönetmiş başında bir irade olarak göreceksin
Asırlar ötesinden sana destek için uzatılan eli tutamayıp eli boş mu göndereceksin
Sen kimsin?
Türksün Türk
Ürkme, korkma, kendin ol
Büyüklenen şeytana büyülenerek kendini ona yem mi edeceksin!
Önder Karaçay